4-10 Ekim tarihleri, dünyada Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen Dünya Uzay Haftası olarak kutlanıyor. Bu tarihlerde, uzay keşif tarihindeki iki kritik olay anılıyor: İlki, 4 Ekim 1957’de ilk insan yapımı uydu olan Sputnik-1’in dünyadan fırlatılması. İkincisi de 10 Ekim 1967’de uzay ve gök cisimlerinin keşfi ve kullanımında devletlerin faaliyetlerini düzenleyen Uzay Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi…
Teknolojinin de ilerlemesiyle artık günümüzde bambaşka şeyler konuşuyoruz.
Özellikle son 20 yılda uzay faaliyetlerine ilgi bir hayli arttı. Çok sayıda kamu kuruluşu ve özel sektör, küresel bir uzay yarışının içinde. Türkiye de 26 yıldır 6 aktif uydusuyla haberleşme ve gözlem çalışmalarını sürdürüyor.
Konunun yatırım kısmını inceleyecek olursak, karşımız büyük miktarlar çıkıyor.
Uzay, uzay ekonomisi, güvenlik gibi birçok alanda danışmanlık hizmeti de veren ABD merkezli analitik ve mühendislik şirketi Bryce Space and Technology verilerine göre, uzay sanayiindeki yatırımların toplam değeri son yıllarda yükseldi. 2010-2014 ve 2015-2019 yılları arasında uzay şirketlerine yatırılan toplam değer 5 kat artmış durumda. 2015'ten geçen yıla kadar, sektöre yaklaşık 17 milyar dolarlık yatırım kaydedildi. Bu, 2000 ile 2014 arasında yani 14 yılda yapılan yaklaşık 6 milyar dolarlık yatırımla karşılaştırıldığında önemli bir büyümeyi temsil ediyor.