11 Eylül 2001 tarihinde, terör örgütü El Kaide tarafından gerçekleştirilen saldırıların hedefleri, ABD’nin ekonomik ve askeri gücünün sembolleri olan önemli noktalardı. Saldırganlar, 4 yolcu uçağını kaçırıp intihar saldırıları düzenlemeyi planlıyordu. Bu planın büyük kısmı ne yazık ki uygulandı.
Saldırının ilk hedefleri New York’daki Dünya Ticaret Merkezi'nin Kuzey ve Güney Kuleleriydi. Kuzey Kulesi, 08.46'da vuruldu ve ardından 09.03'te Güney Kulesi de saldırıya uğradı. Her iki bina da alev aldı, üst katlarda mahsur kalan insanları kurtarmak imkansız hale geldi. Şehir dumanla kapladı. Yaklaşık iki saat sonra her iki kule de toz bulutları içinde çöktü.
Üçüncü uçağın hedefinde, Pentagon olarak bilinen ABD Savunma Bakanlığı binası vardı. Binanın batı yüzünü tahrip etmek amacıyla 09.37'de saldırı düzenlendi.
Dördüncü ve son uçak ise Pensilvanya eyaleti kırsalında F-16'lar tarafından bir tarlaya düşürüldü. Saldırganların Washington DC'deki Capitol Binası'na saldırmayı amaçladığı düşünülüyor.
Böylesi büyük çaplı bir terör saldırısı beklenmiyordu. Süper güç olarak bilinen ABD gafil avlanmıştı. 11 Eylül 2001'deki bu saldırılar, dünya genelinde büyük bir travma yarattı.
Saldırılarda 3 bine yakın kişi hayatını kaybetti
11 Eylül 2001'deki terör saldırıları insanlık tarihinin en ölümcül saldırıları olarak kayıtlara geçti. 19 terörist hariç toplamda 2 bin 977 kişi yaşamını yitirdi.
Kaçırılan 4 uçakta, toplam 246 yolcu ve mürettebat üyesi hayatını kaybetti.
New York'daki Dünya Ticaret Merkezi'nde, 2 bin 606 kişi ya saldırı gününde ya da sonradan yaşadıkları yaralanmalar sebebiyle can verdi.
Pentagon'da ise kayıp sayısı 125’di.
Kurbanlar arasında en genç olanı, 2 yaşındaki Christine Lee Hanson’dı. Ebeveynleri Peter ve Sue'yle birlikte kaçırılan uçakta yaşamını yitirdi.
82 yaşındaki Robert Norton ise saldırıların en yaşlı kurbanıydı. Eşi Jacqueline ile bir düğüne gitmek üzere bulundukları uçakta yaşama gözlerini yumdu.
Saldırılarda, Kuzey Kulesi'nin üzerindeki kısımda kurtulan kimse olmadı ancak Güney Kulesi'nin üzerindeki kısımlardan 18 kişi kurtulmayı başardı.
Terör saldırısında hedef ABD'ydi ancak hayatını kaybedenler 77 farklı ülkenin vatandaşıydı.
Saldırı sonrası yardıma koşan ilk müdahale ekibinden de kayıplar verildi. New York’daki ekipler 441 çalışanını kaybetti.
Terör saldırısını kim gerçekleştirdi?
11 Eylül terör saldırılarını gerçekleştiren saldırganlar, terör örgütü El Kaide'nin üyeleriydi. Bu saldırıların, Afganistan'da planlanılarak örgütün lideri olan Usame Bin Ladin tarafından yönetildiği tespit edildi. El Kaide, ABD ve müttefiklerini, İslam dünyasındaki çatışmalara karışmakla suçlamıştı.
Terör saldırılarını gerçekleştiren 19 kişi, dört farklı ekibe ayrılmıştı. Üç ekibin her birinde beş üye bulunurken, dördüncü ekip, yani Pensilvanya’da düşen uçakta bulunan ekip, dört kişiden oluşuyordu.
Her bir grup içinde pilot eğitimi almış bir kişi vardı ve bu eğitimler ABD'deki uçuş okullarında gerçekleştirildi.
Saldırganlardan 15'i, Usame Bin Ladin gibi Suudi Arabistanlıydı. İkisi Birleşik Arap Emirlikleri, biri Mısır ve biri de Lübnanlıydı.
ABD’nin yanıtı ne oldu?
11 Eylül 2001 günü yapılan terör saldırılarına yanıt olarak ABD, Ekim 2001'de, dönemin Başkanı George W. Bush önderliğinde ve koalisyon güçlerinin desteğiyle Afganistan’ı işgal etti.
Bu saldırı, uluslararası koalisyonun desteklediği bir operasyondu. El Kaide'yi ortadan kaldırmayı ve onları barındıran Taliban rejimini devirmeyi amaçlıyordu.
Örgütün lideri Usame Bin Ladin komşu ülke Pakistan’da yakalanıp öldürüldüğünde takvimler 2011 yılını gösteriyordu.
11 Eylül saldırılarının iddia edilen planlayıcısı Khalid Sheikh Mohammad ise 2003 yılında Pakistan'da yakalandı. O zamandan beri ABD gözetiminde Guantanamo Körfezi'nde tutuluyor ve hala mahkemeye çıkarılmayı bekliyor.
Liderleri yakalanmış olsa da El Kaide terör örgütü varlığını sürdürüyor. Özellikle Afrika'nın alt-Sahra bölgesinde güçlü. Hala Afganistan içinde de üyelere sahip.
ABD askerleri yaklaşık 20 yıl sonra yani 30 Ağustos 2021 tarihinde Afganistan'dan çekildi. Bu tarihten beri ülkede Taliban yönetimi hüküm sürüyor.
ABD Irak’ı işgal etti
ABD, Afganistan'ı işgalin ardından Irak'a yönelik bir askeri operasyon başlattı. Bu operasyonun temel gerekçeleri, dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin'in El Kaide'ye destek verdiği ve Irak'ta kimyasal silahlar bulunduğu iddialarıydı. BMGK'ndan karar beklemeksizin, 20 Mart 2003'te ABD tarafından Irak'a operasyon düzenlendi.
Ancak bu operasyon, yüz binlerce Iraklı sivilin yaşamını yitirmesine, milyarlarca doların harcanmasına neden oldu. Ayrıca terör örgütü DEAŞ'ın ortaya çıkmasına da zemin hazırladı.
Irak işgali, mezhepçi çatışmaların arttığı ve ülkenin etnik gerilimlerle sarsıldığı bir dönem haline geldi. Amerikan işgalinin ardından Irak, Orta Doğu'daki en karmaşık sorunlarla başa çıkmak zorunda kalan ülkelerden biri haline geldi. Bu dönemde Irak, uzun süreli istikrar ve güvenliğe ulaşma çabalarıyla mücadele etti.
11 Eylül İslamofobi’yi artırdı
11 Eylül saldırıları sadece ABD'deki değil, dünyanın dört bir yanındaki Müslümanları da etkiledi. Bu saldırılar sonrasında ortaya çıkan İslamofobi, Müslümanlar için büyük bir sorun haline geldi. El Kaide lideri Usame Bin Ladin, ABD'nin Müslümanları öldürdüğünü ve İsrail'in yanında yer aldığını iddia ederek bu saldırıları meşrulaştırmaya çalıştı.
Özellikle ABD ve diğer Batı ülkelerinde, 11 Eylül sonrası Müslüman karşıtlığı ve İslamofobi yaygınlaştı. Bu dönemde, Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarında büyük bir artış görüldü. Ayrıca, 11 Eylül olaylarına dair yapılan birçok haber ve prodüksiyon, Müslümanları terörist gibi gösterme eğilimindeydi. Siyasilerin Müslüman karşıtı söylemleri, bu tür önyargıların güçlenmesine katkı sağladı.
İslamofobi, sadece 11 Eylül sonrasında değil, günümüzde de hala birçok Müslüman için bir gerçeklik. Bu tür önyargıların azaltılması ve insanların daha anlayışlı bir şekilde bir arada yaşayabilmesi için eğitim, farkındalık ve toplumsal çabalar büyük önem taşıyor.