Bugün, 16 Ekim Dünya Gıda Günü. Her yıl milyarlarca ton gıda israf edilirken, milyonlarca insan açlıkla mücadele ediyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın 2024 Gıda İsrafı Raporu’na göre, yılda 1 trilyon dolarlık gıda çöpe gidiyor ve bu devasa israf dünya genelinde açlıktan etkilenen 783 milyon insanı daha da zora sokuyor.
Gıda israfı, sadece açlığı artırmakla kalmıyor; aynı zamanda çevresel yıkıma da neden oluyor. Küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 8-10'u israf edilen gıdalardan kaynaklanıyor. Üstelik, dünya tarım arazilerinin yaklaşık yüzde 30'u bu israfı besleyen yiyeceklerin üretimi için kullanılıyor. Üretimden tüketime kadar israf edilen gıdalar, dünyadaki açlık ve çevre sorunlarının kilit noktalarından biri haline gelmiş durumda.
2022 yılında dünya genelinde perakende, yiyecek hizmetleri ve hane halkı düzeyinde 1.05 milyar ton gıda israf edildi. Kişi başına düşen israf miktarı ise ortalama 132 kg. Bu israfın büyük bölümü, 79 kg'ı, hanelerde gerçekleşiyor. Yani tüketiciye ulaşan gıdanın neredeyse yüzde 19'u çöpe gidiyor. Üstelik bu sorun sadece yüksek gelirli ülkelerle sınırlı değil. Üst ve orta gelirli ülkelerde kişi başına düşen gıda israfı 81-88 kg arasında değişirken, düşük gelirli ülkelerde de yeterli veri bulunmamakla birlikte bu miktar benzer seviyelerde.
En fazla israfın yaşandığı ülkeler arasında Çin ve Hindistan başı çekiyor. Çin’de yıllık 108.7 milyon ton, Hindistan’da ise 78.1 milyon ton gıda israf ediliyor. ABD’de bu rakam 24.7 milyon ton civarındayken, Avrupa’da Almanya ve Fransa gibi ülkelerde yılda 3.9 ila 6.5 milyon ton arasında gıda çöpe gidiyor. Kişi başına bakıldığında ise Hindistan’da haneler yılda ortalama 55 kg gıda atarken, ABD'de bu rakam 73 kg. Rusya’da ise hanelerdeki israf miktarı kişi başına 33 kg.
İsraf edilen gıdalar sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda çevresel bir kriz. İsraf edilen bu gıdalar, dünya genelinde sera gazı emisyonlarının yüzde 8-10’unu oluşturuyor. Her yıl israf edilen gıdalar, dünya tarım arazilerinin yüzde 30'unu kaplayan bir üretim sürecinden geçiyor. Bu da tarımsal kaynakların verimsiz kullanımı anlamına geliyor.
Hürmüz Boğazı ve Süveyş Kanalı gibi kritik geçiş noktalarındaki aksaklıklar bile küresel enerji krizlerine neden olurken, aynı şekilde tarımsal kaynakların yanlış yönetimi de benzer krizlere yol açabilir.
Dünya genelinde bir yanda gıda bolluğu, diğer yanda ise açlık baş gösteriyor. Açlığı gidermenin yolları aranırken, çöpe giden yiyeceklerin bu kadar büyük bir sorun haline gelmesi dikkat çekici. Gıda israfının azaltılması, hem açlığın hafifletilmesi hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından kritik bir adım.