2018'de, şiddetli savaşların, iç çatışmaların yaşandığı Ortadoğu'da, İsrail Filistin’de, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon Yemen’de, ABD öncülüğündeki koalisyon ve terör örgütü YPG/PKK'nın paravanı Suriye Demokratik Güçleri Rakka’da sivilleri hedef aldı. Aralarında kadınların ve çocukların da bulunduğu yüzlerce kişi hayatını kaybederken, şehirler de harabeye döndü.
Türkiye, sınır ötesi operasyonlarla El Bab, Azez, Cerablus, Afrin, Racu ve Cinderes’i terör örgütlerinden temizledi. ABD ise Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapacağı operasyonu duyurmasının ardından bölgeden çekileceğini açıkladı.
Türkiye, Suriye sınırında ortaya çıkan terör tehditlerini bertaraf etmek için Suriye’nin kuzeyine muhalif gruplar ile birlikte iki operasyon gerçekleştirdi.
2018, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO), Afrin'deki terör örgütü YPG/PKK hedeflerine yönelik Zeytin Dalı Harekatı'yla başladı.
20 Ocak'ta başlayıp 18 Mart'ta tamamlanan operasyonla, 58 gün içinde Afrin ilçe merkezinin yanı sıra Bülbül, Racu, Şeyh Hadid, Şeran, Cinderes ve Mabatlı belde merkezleri teröristlerden temizlendi. Türkiye, harekatın tamamlanmasından sonra güvenliği güçlendirme, eğitim, sağlık, temiz su ve gıda ulaşımı alanlarında da Afrin'de çalışmalar yaptı. Afrinliler, YPG/PKK'nın 6 yıllık baskı düzeninin sona ermesinin ardından memleketlerine geri döndü.
Suriye’den gelen 3 milyonun üzerinde mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye, 2016 yılında Fırat Kalkanı Harekâtı ile temizlenen El Bab, Azez ve Cerablus bölgelerinde yeniden imar çalışmalarına da hız vererek, on binlerce mültecinin 2018’de evine dönmesini sağladı.
Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fırat’ın doğusuna operasyon açıklaması sonrası Suriye’den çekileceklerini açıkladı
ABD, 2018'in son çeyreğinde bölgede kalıcı olma planının parçası olarak çok sayıda askeri sevkiyat gerçekleştirdi. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Fırat’ın doğusuna operasyon açıklaması sonrası ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’den çekilme kararı aldıklarını açıkladı. Trump'ın kararında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 12 Aralık'ta Fırat'ın doğusuna operasyon yapılacağı açıklaması ve iki liderin telefon görüşmelerinin etkili olduğu yorumları yapıldı.
ABD askerlerinin Suriye'den tümüyle çekilmesinin ardından operasyonun başlaması, diğer yandan da BM'nin yeni Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen öncülüğünde Cenevre ve Astana'da siyasi görüşmelerin hız kazanması bekleniyor.
Rakka’daki yıkım 2018’de de görmezden gelindi
ABD öncülüğündeki koalisyon ve terör örgütü YPG/PKK'nın paravanı Suriye Demokratik Güçleri, Rakka’da yarattığı yıkımı hala görmezden geliyor. Bölgede kalan halk, harabeye dönmüş şehirde, terör örgütlerinin çatışmaları arasında yaşam savaşı veriyor. Türkiye ise Birleşmiş Milletler yetkilileri, İran ve Rusya ile Suriye’deki savaşın sona ermesi için uluslararası çabalarını sürdürüyor.
Suriye’de barışa yönelik atılan bu adımlar sürerken, Esed rejimi Suriye’nin güneybatısında muhaliflerin kontrolündeki bölgelere operasyon yapmaya devam ediyor. Bölgede binlerce kişi zorunlu göçe tabi tutuluyor. Suriye’nin kuzeydoğusunda yer alan Deyrizor kenti de barındırdığı enerji kaynakları ve Suriye-Irak sınırında bulunmasının yarattığı jeopolitik konumu sebebiyle Esed rejimi ve ABD destekli terör örgütü YPG/PKK’nin saldırılarına sahne oluyor.
Filistin’deki “Büyük Dönüş Yürüyüşleri”nde binlerce masum sivilin kanı döküldü.
Filistinlilerin, işgal edilmiş topraklarına geri dönmesini ve Gazze’ye uygulanan kuşatmanın kaldırılmasını talep eden barışçıl gösterilerde 175 kişi ölürken, 10 bin 511 kişi yaralandı. İsrail askerleri sivillerin özellikle bacaklarını hedef aldı. Keskin nişancılar, hedef aldıkları kişilerde kalıcı hasar oluşması için parçalayıcı kurşun kullandı. Yaralılara müdahale etmek isteyen sağlık görevlileri ise engellendi.
Yahudi yerleşim birimlerini artırmaya çalışan İsrail hükümeti yıl boyunca toprak işgaline devam etti. Filistinlilere ev sahipliği yapan Han El Ahmer Köyü, defalarca İsrail’in yıkım tehdidiyle karşı karşıya kaldı.
ABD Başkanı Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararını 2018’de uygulamaya geçirdi ve Tel Aviv’de bulunan ABD Büyükelçiliği Kudüs’e taşındı. Ardından Guatemala, Paraguay, Çekya ve Honduras, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı. Avustralya Başbakanı Scott Morrison ise hükümetin Batı Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağını, Filistinlilerin Doğu Kudüs'ü başkent olarak belirleyeceği bir devlet kurma hakkına da saygı duyduklarını söyledi.
2019 yılında başka ülkelerin de büyükelçiliklerini Kudüs’e taşıması bekleniyor. İsrail’in Filistin üzerinde uluslararası hukuka aykırı uygulamaları da hız kesmeden devam ediyor.
Uluslararası basının gündeminde en çok yer alan ülkelerden biri de Suudi Arabistan oldu.
Muhammed bin Selman, 2017 yılının sonlarına doğru Veliaht Prens olduktan sonra Savunma ve Başbakan yardımcılığı görevlerine getirildi. 29 yaşındaki Selman, kendisini batı kamuoyu nezdinde reformcu ve Suudi Arabistan’ı dönüştürecek kişi olarak tanıtmaya çalıştı. Kadınlara verilen ehliyet hakkı, ülkede sinemanın yeniden kurulması ve yaygınlaşması, teknoloji alanında yapılan iş birlikleri gibi adımlarla uluslararası imajını yenilemeye çalışan Veliaht Prens, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle yılın en tepki çeken olayında başrol oynadı.
Washington Post gazetesi yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018 Salı günü resmi işlemler için Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna gittikten sonra ortadan kayboldu. Kaşıkçı'dan haber alınamaması üzerine dünyanın gözü Suudi Arabistan'a çevrildi. Cinayeti günlerce inkar eden Riyad yönetimi, Kaşıkçı'nın konsolosluk binasında “bir arbede sonucu” öldüğünü açıkladı.
Cinayetin ortaya çıkması üzerine dünya liderleri Suudi Arabistan üzerindeki baskıyı artırdı. Almanya, Suudi Arabistan ile yaptığı silah anlaşmasını sona erdirdi. Cemal Kaşıkçı cinayetinden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı sorumlu tutan ortak karar tasarısı, ABD Senatosunda kabul edildi. ABD'li Time Dergisi, Cemal Kaşıkçı'nın da aralarında bulunduğu üç gazeteci ve bir gazeteyi 'Yılın Kişisi' seçti.
2018 yılının son aylarına damga vuran Kaşıkçı cinayeti, 2019’da da uluslararası siyasetin gündeminde olacak.
2018 yılı, ABD İran ilişkilerinde 2015 öncesi döneme geri dönüşün çok hızlı yaşandığı bir yıl olarak takvimlere işledi.
2016 yılında ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya ile İran arasında imzalanan nükleer anlaşma, 2018 yılında Trump tarafından bozuldu. ABD, Ağustos ve Kasım aylarında İran’a yönelik iki farklı yaptırım paketini devreye soktu. Bu karar, Washington ve Tahran arasında son yılların en büyük gerginliğini başlattı.
İran bir yandan ABD’nin ülkelerinde iç savaş çıkarmaya çalıştığını iddia erken, diğer yandan Avrupa Birliği ülkeleriyle ticaret anlaşmasını devam ettirmenin yollarını aramaya başladı. İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, ekonomik ihtiyaçların giderilmemesi halinde İran’ın da kendi çıkarlarını koruma yoluna gideceğini açıkladı.
Yaptırımların etkisiyle ekonomisinde sarsıntılar yaşayan İran’da protesto gösterileri düzenlendi, 25 kişi hayatını kaybetti. Gerilimin yükseldiği günlerde Ahvaz kentindeki askeri geçit töreni sırasında bir terör saldırısı düzenlendi ve 25 kişi hayatını kaybetti. Tahran, bu saldırıdan da ABD’yi sorumlu tuttu.
İran ve İsrail arasında Suriye gerilimi yaşandı
İsrail ordusundan bir yetkili son bir buçuk yılda Suriye'deki İran güçlerine ait olduğu iddia edilen 200'den fazla hedefe saldırı düzenlediğini açıkladı. İsrail’in attığı adımlara İran’dan sert tepkiler geldi. İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani, İsrail’in Suriye’de İran veya müttefiklerine karşı başka saldırı düzenlemesi halinde pişman olacağını açıkladı.
2017 yılının sonlarında DEAŞ’e karşı zafer ilan eden Irak’ta örgütün saldırıları 2018’de devam etti. Ekonomik nedenlerle protestolar düzenlenen ülkede hükümet krizi ortaya çıktı.
Irak’ta 12 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen milletvekili genel seçimleri, ülkede büyük tartışmalara neden oldu. Kerkük başta olmak üzere, Irak'ın kuzeyindeki birçok kentte seçimler protesto edildi. Irak Parlamentosu oyların yeniden sayılması kararı aldı ve 13 kentte yeniden elle sayım gerçekleştirildi.
Seçimlerde, birinciliği Mukteda es-Sadr'a bağlı Sairun Koalisyonu elde etti. Dönemin Başbakanı Haydar El İbadi'nin içinde bulunduğu Nasır koalisyonu ise 42 sandalye ile 3. sırada kaldı.
Irak petrolünün yaklaşık yüzde 80'inin çıkarıldığı Basra vilayetinde halk, Temmuz ayında işsizlik ve temel hizmet eksikliği gerekçesiyle gösteriler düzenledi.
ABD basınında DEAŞ'ın Kuzey Irak'ta yaşam koşullarının ağır olduğu dağlık Gara bölgesinde yeniden toparlandığı, Suriye'de de benzer şekilde ulaşılması zor yerlerde gruplaştığı haberleri yer aldı.
Irak kuvvetleri DEAŞ’le mücadele kapsamında Suriye sınırında sızmalara yönelik askeri yığınak yaptı. Irak Hava Kuvvetleri ilk defa Suriye’nin Deyrizor kentinde DEAŞ’e hava saldırısı gerçekleştirdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak'ın kuzeyinden halka ve güvenlik güçlerine yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini sağlamak için Birlemiş Milletler Antlaşması'nın 51'inci maddesi çerçevesinde uluslararası hukuktan doğan meşru müdafaa hakları doğrultusunda hava harekâtı yaptı.
2018 yılı içerisinde artan açlık ve hastalıklar, Yemen’in dünya gündeminde birinci sıraya oturmasına neden oldu.
Uzun süredir siyasi istikrarsızlığın sürdüğü Yemen'de, meşru yönetime darbe yapan Husiler, Eylül 2014'ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde bulunduruyor. Yemen yaklaşık 3 yıldır, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin desteklediği hükümet güçleri ile Husiler arasındaki şiddetli çatışmalara sahne oluyor.
Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarının verilerine göre Mart 2015'ten 23 Ağustos 2018'e kadar ülkedeki iç savaşta 6 bin 660 sivil öldü, 10 bin 563 kişi de yaralandı.
Yemen’de yaşananlara ABD ve Avrupa ülkeleri sessiz kalsa da kamuoyunun baskıları arttı. Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona silah satılmaması çağrıları birbiri ardına geldi. ABD Senatosu, ABD Başkanı Donald Trump'ın savaş yetkilerini kısıtlayacak ve ABD'nin Yemen'de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona verdiği askeri desteğin durdurulmasını öngören yasa tasarısını kabul etti.
İsveç'te sona eren Yemen konulu istişare toplantılarında Yemen halkı için hayati önem taşıyan Hudeyde limanı ve kenti için tarafların anlaşmaya vardığını duyurdu.
2019’da Yemen’de savaşı sona erdirecek daha fazla adım atılması bekleniyor.
Muammer Kaddafi yönetiminin NATO müdahalesiyle devrildiği Libya'da, milis grupların yol açtığı şiddet sarmalı 2018’deki siyasi çözüm çabalarını da çıkmaza sürükledi
Afrika'nın en büyük petrol rezervlerine sahip Libya'da 42 yıllık Kaddafi dönemi, 17 Şubat 2011'de başlayan ayaklanmaların ardından NATO müdahalesiyle sona erdi. Ancak rakip siyasi otoritelerin neden olduğu istikrarsızlık, geçiş dönemindeki başarısızlıklar ve silahlı grupların yol açtığı şiddet nedeniyle ülke 7 yıldır bir türlü huzura kavuşamadı.
Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla Fas'ın Suheyrat kentinde Aralık 2015'te imzalanan anlaşmanın sonucunda göreve gelen Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), uluslararası meşruiyete sahip olarak başkentte bulunuyor. Ancak UMH, kendi güvenliği için iş birliği yaptığı milislerin üzerinde otorite sağlayamıyor. Bu yüzden, başkent Trablus çevresinde silahlı milisler arasında çatışmalar yaşanıyor.
Ülkenin batısında iktidar ve doğal kaynaklar için mücadele eden milis gruplar arasında Ağustos sonunda başlayan çatışmalarda aralarında sivillerin de olduğu 115 kişi hayatını kaybetti.
Başkent çevresindeki silah sesleri, ülkedeki istikrarsızlığı sonlandırmayı amaçlayan siyasi çözüm girişimlerini de gölgede bıraktı.
En son Kasım ayında İtalya öncülüğünde, Libya’da tarafları toplayan bir toplantı daha yapıldı. Konferansa Türkiye'yi temsilen katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye'nin "derin hayal kırıklığıyla" Libya Konferansı'nı terk ettiğini söyleyerek, "Bu sabah bazı taraflar arasında düzenlenen gayri resmi toplantı ve bunların Akdeniz bölgesindeki başlıca aktörler olarak sunulması, bizim şiddetle karşı çıktığımız çok yanıltıcı ve zarar verici bir yaklaşımdır." dedi.
Libya Yüksek Seçim Kurulu, ülkede daimi anayasa için 2019'un ilk ayında referandum yapılacağını açıkladı.
2018 yılında Sisi yönetimi, Mısır’da pek çok muhalif ismi gözaltına aldı.
Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Mursi'yi 3 Temmuz 2013'te askeri darbeyle deviren Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi yönetimi, 2018 yılında da muhalif isimleri gözaltına almayı sürdürdü. Öyle ki Uluslararası Af Örgütü, Mısır hükümetini ifade özgürlüğü konusundaki ihlaller ve baskılar nedeniyle ülkeyi açık hava hapishanesine dönüştürmekle suçladı.
2018 yılında tweet atmak, bir spor kulübünü desteklemek, film çekmek, röportaj yapmak veya hiçbir şey yapmamak gibi suçlamalarla 117 kişinin gözaltına alındığı aktarıldı.
Sisi, Mısır halkının, İhvan'ın yeniden iktidara gelmesini kabul etmeyeceğini ileri sürerek, "Ben yönetimde bulunduğum sürece İhvan'ın hiçbir rolü olmayacak" dedi.
Kaynak: TRT Haber