İbrahim Reisi’nin helikopter kazasında ölümünün ardından ilan edilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, 278 aday başvurdu ve 80 kişinin başvurusu kabul edildi. Aday başvuru sayısı oldukça yüksek olsa da Anayasayı Koruyucular Konseyi, 6 adayın başvurusunu onayladı. İlk turda, 5 adayın muhafazakar olarak tanımlandığı yarıştan ikinci tura Said Celili kaldı. Reformcu kanadın adayı Mesud Pezeşkiyan, Celili’ye 1 milyon oy fark atarak ilk turu önde tamamladı.
Hamaney’in dini liderliğiyle yönetilen İran İslam Cumhuriyeti’nde daha önce adaylığı iki kere kabul edilmeyen reformcu bir ismin bu seçimde onay alması, değişen İran toplumunda farklılaşan ihtiyaçların sisteme dahil edilme gayretinin yansıması.
Seçime katılım oranı İslam devriminin başlangıcından bu yana en düşük seviyede. İran halkı, Cumhurbaşkanı’nın siyasetin belirlenmesinde ağırlığının olmadığına inandığı için artık sandık başına bile gitmiyor. Yüzde 80’lerden 40’lara düşen katılım oranını arttırmak için her iki adayda çağrıda bulunuyor. Katılım oranının yüksek olması hem sistem için hem adaylar için kritik önemde.
Pezeşkiyan’ın ilk turda 10 milyondan fazla oy alması bu ihtiyacın göstergesi. 1979’dan sonra İran’da rejim karşıtı 4 büyük eylem gerçekleşti. 1999, 2009, 2017 ve 2019’da gerçekleşen bu gösterilerin toplumsal bir tabanı yoktu. Öte yandan, bu dört büyük eylem sonrası toplumsal birikmişlik 2022’de Mahsa Emini’nin tutuklanmasıyla başlayan gösterilerle taştı. Ekonomi, siyaset, sosyal yapı ve dış politikadaki kapalılık gibi nedenlerle ülkede toplumsal öfke hiç dinmedi. Siyasetçilerin sorunlara çözüm üretememesi sisteme güveni azalttı ve sistem içinde reform ihtiyacını doğurdu. Pezeşkiyan’ın adaylığını hazırlayan süreç bu şekilde gelişti.
Eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad döneminde, Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreterliği ve nükleer görüşmelerde baş müzakereci olarak görev alan Celili, son seçimde 9 milyona yakın oy alarak muhafazakarların ikinci turdaki adayı oldu. Celili, 2021’de İbrahim Reisi lehine adaylıktan çekilmesi ile de tanınıyor. Sistem ne zaman sorgulanmaya başlasa Celili gibi figürler İran siyasetinde ön plana çıktı. Seçim konuşmalarında, Reisi hükümetinin politikalarını devam ettireceğini vurgulayan Celili, odak noktasının hizmet, dürüstlük, verimlilik ve adalet olacağını belirtti. Diğer bir ifadeyle Celili, sistemin aksayan yanlarını iyileştirip mevcut düzeni koruma arayışı içerisinde olduğunu söylüyor. Bu arayışta da en büyük destekçisi ise dini lider Hamaney.
Adayların çizdiği profil, sorunlara verdikleri çözüm önerilerine yansıyor. Batı Azerbaycan Eyaleti’ne bağlı Mahabad’da dünyaya gelen Türk ve Sünni kökenli Pezeşkiyan, İran’daki yerleşik düzeni değiştirmek istiyor. Seçim kampanyasının merkezine kadınlar ve gençleri yerleştiren Pezeşkiyan, ülkenin kalkınması için toplumdaki tüm kesimlerin temsil edilmesi gerektiğini savunuyor. Ülkedeki temel hakların geliştirilmesi gerektiğini dillendiren Pezeşkiyan, internet başta olmak üzere kamusal alanlarda halkın dinlenerek politikalar üretilmesi gerektiği ve bu politikaların kağıt üzerinde kalmaktan ziyade uygulanması gerektiğini vurguluyor. Pezeşkiyan’ın bir diğer politika önerisiyse uluslararası toplumla entegrasyonun sağlanması. İran’ın dünyanın en büyük ikinci gaz arzına sahip ülke olmasına rağmen izlenen dış politikanın İran’ı ötekileştirdiğini dillendiren Pezeşkiyan, karşılaşılan sorunların çözümünü yerellikte değil, küreselleşmede arıyor.
İran kültürünün kadim kentlerinden Meşhed’de doğan Celili ise rejimin aradığı örnek aday. İran – Irak Savaşı’nda da yer alan Celili, Pezeşkiyan’ın aksine İran’daki sorunların sistemden değil, ekonomik sebeplerden kaynaklandığı görüşünü dile getiriyor. Ülkedeki dar gelirli grubun ve yoksul kesimin karşılaştığı ekonomik zorlukların, başta ABD olmak üzere diğer devletlerce uygulanan ambargolardan kaynaklandığı öne süren Celili, bu devletleri ikiyüzlü olmakla suçluyor. Ahmetinejad döneminde imzalanan nükleer konularda ortak eylem planının tek taraflı olarak uygulanmaması ve Uluslararası Mali Eylem Gücü’nün İran aleyhine aldığı kararların temelsiz olduğunu iddia ediyor. Celili’nin vaatleri arasında en çok dikkat çeken konu ise teknolojik dönüşüm. Ekonomik darboğazı aşabilmek için teknolojik dönüşümün ele alınması gerektiğini belirten Celili, Cumhurbaşkanı olması halinde başta enerji olmak üzere diğer sektörlerde bir değişimi tetikleyecektir.
İran dış politikada yeni bir alan açmak istiyor. Adayların profilleri bu arzuyu yansıtıyor Pezeşkiyan, geleneksel dış politika anlayışında reforma gidilmesinden yana bir tutum sergiliyor. İnsan haklarını dış politika ajandasına alan Pezeşkiyan, Batı ile ilişkilerin geliştirilmesi yolunda önemli adımlar atabilir. Batı dünyasıyla normalleşme adımları, Orta Doğu’da diyalogu da öne çıkaran bir tercihi beraberinde getirecektir. ABD’nin Orta Doğu’dan çekilip çekilmeme konusunda tereddütte kaldığı bir konjonktürde İran’ın uzlaşmacı bir yaklaşım sergilemesi beklenebilir.
Olası bir Celili iktidarı, günümüz İran dış politikasında çok fazla bir değişiklik vaat etmiyor. Aksine, güncel eğilimlerin daha hızlanacağına ilişkin ipuçları veriyor. 2018 Ortak Eylem Planı imzacı devletlerine ateş püsküren Celili, İran’ın eksenini tamamen doğuya kaydırabilir. 2021’de imzalanan İran – Çin Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması sonrası BRICS+ üyesi olan İran, enerji başta olmak üzere Çin ile ilişkilerini derinleştirecektir. BRICS+’ın bir diğer ülkesi Rusya ile ilişkilerde Celili’nin ajandasında birinci sırada. Suriye’de sınırdaş olduğu Rusya ile ilişkiler Celili iktidarının yüzleşmesi gereken bir sınav. Kompartmanlara bölünen alanlar, çok kutuplu dünya arifesinde yönetilemez hale gelebilir. Bu noktada, Celili’nin İran bürokrasisi ve dış politika yapıcıları üzerindeki kişisel nüfuzu, Rusya ile ilişkilerde belirleyici unsur olacaktır.