Avrupa Birliği (AB)-İngiltere Ticaret ve İşbirliği Anlaşması çerçevesinde kurulan ve Aralık 2020'de mutabık kalınan AB-İngiltere Parlamenter Ortaklık Asamblesi, Brüksel'de ilk toplantısını düzenledi.
Kuzey İrlanda Protokolü üzerinde süregelen tartışmaların yansıdığı toplantıda, İngiltere tarafı protokolün ticarette aksamalara neden olduğu, iki kademeli bir sistem yarattığı gibi gerekçelerle yeniden düzenlenmesinden yana tutumunu ortaya koydu. AB ise protokolün yeniden müzakere edilemeyeceği, İngiltere'nin tek taraflı adımlarının kabullenilmeyeceği mesajını verdi.
Rusya'ya karşı ortak mesaj
İki günlük toplantının sonunda ortak bildiriye imza atan eş başkanlar Nathalie Loiseau ve Sir Oliver Heald, parlamenterlerin AB-İngiltere ilişkilerindeki son gelişmeleri, Ticaret ve İşbirliği Anlaşmasının uygulanmasını, Brexit'ten sonra yeni, çok boyutlu bir AB-İngiltere ilişkisinin nasıl kurulacağını ve yüksek enerji fiyatları ile Ukrayna'daki savaş bağlamında enerji konusundaki iş birliğini nasıl güçlendireceklerini ele aldıklarını belirtti.
Ortak bildiride, "Ukrayna halkı ve hükümetiyle dayanışmamızı ifade etmek ve haksız Rus saldırısını mümkün olan en güçlü şekilde kınamak istiyoruz. Putin rejimine karşı uygulanan güçlü yaptırımları destekliyor ve kararlı eylemi memnuniyetle karşılıyoruz." denildi.
Asamblenin ikinci toplantısının sonbaharda İngiltere'de yapılması planlanıyor.
Tartışmalı Kuzey İrlanda Protokolü
Brexit anlaşmasının bir parçası olan Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor.
Protokole göre, Brexit'e rağmen Kuzey İrlanda, AB'nin Gümrük Birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık'ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.
Katolik ayrılıkçılar ve İngiltere ile birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Belfast Anlaşması (Hayırlı Cuma Anlaşması) gereği, kontrollerin yapılabildiği fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin denizde yapılması kararlaştırılsa da uygulanmasında sorunlar yaşanıyor.
İngiltere, ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit ettiğini savunduğu protokolün geniş ölçüde değiştirilmesini istiyor. AB ise protokolün değiştirilmesine sıcak bakmıyor.