Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'nda, İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili oturum düzenlendi.
Oturuma, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell katıldı.
Von der Leyen, "Dün, Gazze'de yüzlerce yaralının barındığı hastane adeta cehenneme döndü. el-Ehli Baptist Hastanesi'ndeki görüntüler dehşet verici ve üzücü. Sivillerle dolu bir hastaneyi vurmanın hiçbir mazereti olamaz. Tüm gerçeklerin ortaya konması ve sorumluların hesap vermesi gerekiyor." ifadesini kullandı.
"İsrail'le dayanışma içinde olmak ve Filistin halkının insani ihtiyaçları doğrultusunda hareket etmek arasında hiçbir çelişki yok." diyen von der Leyen, Gazze'ye yardımların ulaştırılması gerektiğini vurguladı.
Von der Leyen, AB'nin Mısır ile iletişimde olduğunu, yardım taşıyan ilk iki uçağın bu hafta içinde Mısır'a doğru yola çıkacağını bildirdi.
"Gazze'deki sivil kayıpları da kınamamız gerektiğini düşünüyorum"
Borrell, 7 Ekim'de Hamas tarafından İsrail'e düzenlenen saldırılara değinerek, şunları söyledi:
"Bu saldırıları bir kez daha kınayalım. Diyelim ki; İsrail'in elbette kendini savunma hakkı var. Bu şekilde vahşice saldırılan herkes bu hakka sahiptir. Ancak her hak gibi kendini savunma hakkının da sınırları olduğunu söylemek konusunda aynı fikirde olduğumuzu düşünüyorum. Bunu tekrarlayabiliriz ama tekrarlamak bizi hiçbir yere götürmez. Evet, bu korkunç terör saldırılarını kınıyoruz. Ancak şu anda Gazze'deki sivil kayıpları da kınamamız gerektiğini düşünüyorum. Yaklaşık 3 bin kişi. Çünkü bir trajediyi kınamak, diğerine karşı sesimizi yükseltmemize engel olmamalı."
Borrell, dünkü hastane saldırısıyla ilgili de şunları kaydetti:
"Kime atfedilmesi gerektiğini henüz bilmediğimiz hastane saldırısı da olup bitenlerin bir başka korkunç tezahürü ama savaşın uluslararası kurallara uygun şekilde yürütülmesi gerekiyor. Başka bağlamlarda su kaynaklarının ve sivil halkın gıdasının kesilmesinin savaş kurallarına uygun olmadığını söylemiştik. Şu anda Gazze'ye su gelmiyor. 3 binden fazla ölü; dörtte birinden fazlası çocuk. Hamas'ın korkunç eylemlerinden Gazze halkını sorumlu tutamayız."
İsrail-Filistin çatışması
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.
Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.
Gazze'den düzenlenen saldırılarda 304'ü asker 1405 İsraillinin öldüğü, 3 bin 968 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 3 bin kişinin öldüğünü, 12 bin 500 kişinin yaralandığını duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 62 Filistinlinin öldüğü, yaklaşık 1250 kişinin yaralandığı belirtilmişti.
İsrail'in saldırılarında ayrıca 13 gazeteci yaşamını yitirmişti.
Lübnan sınırında 8 Ekim'de İsrail ordusu ile Hizbullah arasında başlayan çatışmalarda 8 Hizbullah, 2 İslami Cihad üyesi, 1 gazeteci, 2 sivil hayatını kaybetti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 2 İsrail askeri ve 1 İsrailli sivil yaşamını yitirdi.
Son olarak, İsrail'in Gazze'deki el-Ehli Baptist Hastanesi'ne düzenlediği saldırıda en az 500 kişi hayatını kaybetmişti.