AB Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Türkiye Yatırım Platformu, Türkiye’yi ziyaret eden Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Varhelyi, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı ve AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut’un katılımıyla İstanbul’da düzenlenen Türkiye-AB Yüksek Düzeyli İş Diyaloğu toplantısında tanıtıldı.
Kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör çatı kuruluşları, uluslararası finans kuruluşlarının yanı sıra iş dünyasından üst düzey temsilcilerin yer aldığı toplantıda, Türkiye Yatırım Platformunun iş dünyası için potansiyel yatırım ve iş birliği alanları ele alındı.
Toplantıda ayrıca platformun işleyişi ve buna ilişkin süreçte finans kuruluşlarının rolüne değinilerek, ilerleyen dönemde iş birliği yapılabilecek potansiyel alanlar görüşüldü.
Varhelyi’den Türkiye ile AB arasındaki ekonomik potansiyele vurgu
Toplantıda konuşan Varhelyi, Türkiye’nin, Avrupa’nın ciddi bir ekonomik ortağı, AB'ye aday ülke ve önemli bir NATO müttefiki olduğunu belirterek, Türkiye ile AB arasında kompleks ilişkiler olduğunu söyledi.
Varhelyi, Türkiye AB ilişkilerinin önemli bir dönüm noktasında olduğunun altını çizerek, "Kullanılmamış potansiyeller var. Aynı zamanda karşı karşıya kaldığımız zorluklar da artmaktadır. Öncelikle savaştan konuşmamız lazım. Çünkü savaş geri döndü kıtamıza. Önemli acılar çekiliyor ve Ukrayna'nın da ötesinde de yarattığı sonuçlar var. Tabii bunu İstanbul'da bir şekilde konuşuyor olmamız lazım. İstanbul'dan baktığımızda savaş size çok yakın. Jeopolitik durum, ekonomik ve siyasi bölünmeler riskini de artırıyor. Özellikle ticaret ve teknoloji alanında da riskler söz konusu" diye konuştu
Gıda güvensizliğinin ve enerji fiyatlarının giderek arttığını kaydeden Varhelyi, finansal türbülans, enerji ve ham maddelere kısıtlı erişim, sosyoekonomik durumların yüksek enflasyonla kötüleşmesi ve artan borç seviyelerinin toplumsal huzursuzluk ve istikrarsızlığa neden olacağını söyledi.
Türkiye-AB ilişkilerinde özel sektörün önemini vurgulayan Varhelyi, şunları kaydetti:
"Tabii bu koşullar altında AB ve Türkiye için ortaya çıkan bu zorlukları ele almamız ve konuşmamız lazım. Önemli müttefiklerin bizimle olmasına ihtiyacımız var. İlişkilerimize dinamizm getiren özel sektörden AB'li ve Türk iş insanları görüyorum. Hem bizim ekonomilerimize getirdiği hem de genel anlamda ilişkilerimize özel sektörün getirdiği bir dinamizm var. İlişkilerimizin güçlü temeli ve zemini var"
"İki taraf arasında ticaret ve yatırım akışı önemli şekilde arttı"
Varhelyi, AB-Türkiye Gümrük Birliğinin iki taraf arasında ticaret ve yatırım akışını önemli şekilde artırdığını belirterek, "Türkiye AB’nin altıncı en büyük ticaret ortağı. AB ise Türkiye'nin birinci en büyük ticaret ortağı. Gümrük Birliği ile ticaret hacmi karşılıklı olarak 4 kattan fazla arttı, zorlu dönemden geçiyor olmamıza rağmen bunu daha da artırmayı hedefliyoruz. AB Türkiye ikili ticaretine baktığımızda sadece geçen yıl ticaret hacmi 157 milyar euroya ulaştı. Türkiye-AB arasında dengeli bir ticaret gerçekleştiriyoruz. İki taraf arasında inanılmaz bir iş birliği var. Özellikle tedarik zincirleri noktasında" değerlendirmesinde bulundu.
Sıkı teknik ve gümrük kontrollerine rağmen Avrupa’da Türk yatırımcılara büyük fırsatlar sunulduğunu ifade eden Varhelyi, Avrupa'dan, Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımların da önemli olduğunu söyledi.
Varhelyi, "İki taraf arasındaki bu iyi giden iş ilişkileri olmazsa olmaz. Yalnız bu giderek artan yatırımlar trendine bakıyoruz, burada son birkaç yılda maalesef bir düşüş görüyoruz. Tabii salgın ve global ekonomik ve siyasi gerilimler bu bütünün bir parçasını oluşturuyor. Türkiye'yle birlikte çalışmaya hazırız. Dostlarla alışveriş yapmaya hazırız. Gümrük Birliği potansiyelinin gerçekleşmesinin önünde engeller var. Dolayısıyla Gümrük Birliğinin modernize edilmesi, bu mevcut problemlerin bir kısmını halleder ve yeni fırsatlar yaratır" şeklinde konuştu.
"Türkiye ile Ar-Ge ve inovasyon konusunda diyaloglara başlanacak"
AB Komisyonu’nun pozitif bir gündemle Türkiye ile yakından ilgilendiğini ifade eden Varhelyi, tarım, iklim, göç, halk sağlığı konularında kısa süre içinde Türkiye ile Ar-Ge ve inovasyon konusunda diyaloglara başlayacakları bilgisini verdi.
Varhelyi, Türkiye'nin katılımıyla Erasmus konusunda da bir anlaşma imzaladıklarını anımsatarak, araştırma ve inovasyon programları kapsamında özel sektörle de birlikte çalışacaklarını söyledi.
Türkiye ile aynı zamanda dijital ve yeşil dönüşüm konularındaki iş birliğini artıracaklarını belirten Varhelyi, "Mevcut zorlukları gelecekte fırsatlara dönüşmek istiyoruz. Özel sektöre finansman sağlayarak altyapıyı daha fazla büyütmeyi, yatırımları desteklemelerini istiyoruz. Gayemiz budur ve bunun için çalışmaya da hazırız" diye konuştu.
Varhelyi, Türk Yatırım Platformuyla Türkiye'nin Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Fonu ve entegre finans paketinden yararlanabileceğine işaret ederek, bu kapsamda dijitalleşme, konutlarda enerji verimliliği, KOBİ'ler, insan sermayesi ve kent kalkınması gibi projelere destek verileceğini aktardı.
Türkiye Yatırım Platformu
AB, Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Fonu Artı (EFSD+) mekanizması kapsamında, çeşitli ülkelerde kamu sektörü, belediyeler ve özel sektörün yatırım projelerinin yenilikçi finansman modelleri ile desteklenmesini amaçlıyor. Bu kapsamda kredi garantisi ve harmanlama (AB hibesi ile uluslararası finans kuruluşlarına ait kredilerin bir arada kullandırılması) gibi finansman modelleri hayata geçirilecek.
EFSD+ mekanizması çerçevesinde AB, 2021-2027 yılları arasında küresel tüm ortaklarına 40 milyar euroluk garanti imkanı sağlamayı taahhüt etmişti.
EFSD+ finansmanından faydalanabilmek için öncelikle ilgili ülkede bir yatırım platformunun varlığı gerekiyor. Bu doğrultuda, mart ayında Türkiye Yatırım Platformu tesis edilmişti.
Türkiye Yatırım Platformundan yararlanmayı ve Türk yatırımcılarına yararlandırmayı öngören Türkiye'de faaliyet gösteren uluslararası mali kuruluşlar Türkiye'deki yeşil ve dijital dönüşüm projeleri için Avrupa Komisyonu nezdinde beklenenden çok daha yüksek bir ilgi gösterdi.
Bu yıl sonunda, desteklenecek projeler belirlenecek ve bu çerçevede Türk özel sektör ve kamu yatırımcıları uluslararası finans kuruluşları üzerinden uzun dönemli ve avantajlı kredi imkanı ve garanti kolaylığından yararlanacak.
Süreç kapsamında, proje fikirlerinin oluşturulabilmesi için ilgili kurum, kuruluşlar ve özel sektöre yönelik bilgilendirme çalışmaları sürecek.