AB Komisyonundan yapılan yazılı açıklamaya göre, yeni Göç ve İltica Anlaşması'na dair karmaşık mevzuat düzenlemelerinin gelecek iki yıl içinde uygulanabilmesi için çalışmalar başladı.
Komisyon tarafından bugün kabul edilen "Göç ve İltica Anlaşması Ortak Uygulama Planı", tüm üye ülkelerin yeni mevzuatı 2026 ortasına kadar uygulamaya başlaması için gereken yasal ve operasyonel yol haritasını ortaya koyuyor.
Ortak Uygulama Planı'nın, bu yılın sonuna kadar üye ülkeler tarafından kabul edilmesi gerekiyor.
Plan, aynı anda uygulanması gereken ve birbirine bağlı pratik adımları içeriyor.
Bunlar şöyle sıralanıyor:
"AB vatandaşı olmayanların düzensiz gelişlerini yönetmek ve hem iltica hem geri dönüşler için hızlı, etkili ve kolaylaştırılmış prosedürlerin yanı sıra güçlü güvenlik önlemleri oluşturmak, başvuru sahiplerine ihtiyaçları doğrultusunda yeterli yaşam standartlarının sağlanması, adil, etkili ve yakınlaştırılmış sığınma prosedürleri, etkin ve adil geri dönüş prosedürleri, Birlik genelinde etkili ve istikrarlı bir sorumluluk paylaşımı oluşturmak, kalıcı ve yasal olarak bağlayıcı ancak esnek bir dayanışma mekanizması oluşturmak, hazırlık, acil durum planlaması ve krize müdahale sistemi oluşturmak, sığınma başvurusunda bulunanlar ve korunmasız kişiler için temel hakların daha fazla gözetileceği bir sistem oluşturmak, entegrasyon alanındaki çabaların hızlandırılması."
Göç ve İltica Anlaşması, AB'nin 2015-2016 döneminde karşı karşıya kaldığı yoğun düzensiz göçten sonra hazırlanmış ve AB Komisyonu tarafından 2020'de önerilmişti. Ancak üye ülkelerin özellikle sorumluluk ve yük paylaşımı konusundaki anlaşmazlıkları nedeniyle onaylanması yıllar sürdü.
20 Aralık 2023'te AB ülkelerince imzalanan siyasi anlaşmanın ardından 10 Nisan'da Avrupa Parlamentosu (AP), 14 Mayıs'ta AB Konsey tarafından kabul edildi.
Yeni kurallar, temel olarak göç yükünü ilk varış ülkelerinden alıp tüm üyeler arasında dağıtmayı hedefliyor.
AB'nin dış sınırlarını güçlendirme, iltica başvurularının süratle sonuçlandırılması, başvurusu reddedilenlerin menşe ülkelerine geri gönderilmelerinin hızlandırılması, kaynak ülkelerle işbirliğinin artırılması, anlaşmaya dair diğer önemli unsurlar arasında yer alıyor.
Yeni kurallara göre, sığınmacıların AB'ye varışlarından sonraki günler içinde kimlikleri belirlenecek ve ayrıntıları AB veri tabanında saklanacak. Böylece bir kişinin risk oluşturup oluşturmadığı ve kalmasına izin verilip verilmeyeceği belirlenecek.
Eğer bir ülke çok fazla yük taşıdığını düşünüyorsa daha fazla dayanışma talep edebilecek. Kriz durumlarında 27 üye ülkenin tamamı birlikte karar verecek.
Yeni anlaşma aynı zamanda kişilerin, eğer güvenli ilan edilmişlerse menşe veya geçiş ülkelerine daha hızlı sınır dışı edilmesine de olanak tanıyacak.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, AB'nin yeni göç ve iltica kurallarının sınırdaki kontrollerin genişletilmesinin, göçmenlerin aylarca kabul merkezlerinde tutulmasının yolunu açabileceğinden endişe ediyor.
Ayrıca "mücbir sebep" durumlarında üye ülkelere çeşitli muafiyetler sağlaması nedeniyle uygulamada mülteci hukuku ve uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülüklerin ihlal edilmesi riskine dikkat çekiliyor.
Yeni kuralların, AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı anlaşmalar yoluyla sınır kontrolünü "kendi sınırlarının dışında yapma" ve Avrupa'nın mülteci koruma sorumluluğundan kaçması yönünde bir adım anlamına geldiği belirtiliyor.
Anlaşma tüm üye ülkelerin onayından sonra 12 Haziran 2026'da yürürlüğe girecek.