ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ABD'nin İran'la yapılan nükleer anlaşmadan çekildiğini duyurması sonrasında konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.
"İran anlaşmasından ayrıldığımız üzere, müttefiklerimizle İran tehlikesine karşı gerçek, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Avrupa'da ve dünyanın farklı bölgelerindeki müttefiklerimizle İran'ın nükleer silah üretimine karşı ortak çıkarlarımız var."
Pompeo, İran'la mücadelenin sadece nükleer tehlikeyle sınırlı kalmadığını ve İran'ın füze yapım çalışmalarına karşı da önlem alınması gerektiğini savundu.
"Küresel bir çabayla yaptırımlar tamamen uygulamaya girecek ve İran rejimine, kötü faaliyetlerinden dolayı diplomatik ve ekonomik yalnızlığa maruz kalacağını hatırlatacağız."
Trump, ülkesinin İran'la nükleer anlaşmadan ayrılacağını ve 2015'te askıya alınan İran'a yönelik ekonomik yaptırımların en güçlü şekilde yeniden hayata geçirileceğini açıkladı.
İran nükleer anlaşmasının arka planı
İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 5 daimi üyesi (ABD, İngiltere, Çin, Fransa ve Rusya) ve Almanya, İsviçre’deki uzun müzakerelerden sonra Temmuz 2015'te Tahran yönetiminin nükleer çalışmalarının kontrol altına alınmasına dair bir anlaşma yapmış ve bu Ocak 2016'ta yürürlüğe girmişti.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) yetkililerine, İran'ın nükleer güç tesislerinde denetim yapma hakkı sağlayan anlaşma sayesinde UAEA yetkilileri, santrifüjlerin üretimi, depolanması ve montajıyla ilgili tesislere erişim yetkisine sahip oldu.
Anlaşmayla Tahran yönetimi, çalışmalarını, nükleer güç tesisinde kullanılabilecek yüzde 3 düzeyinde zenginleştirilmiş uranyum üretme kapasitesinde sınırlandırma ve 20 bin olan santrifüj sayısını 10 yıl boyunca 5 bin 60 ile sınırlı tutma sözü verdi. Nükleer silah üretiminde kullanılan uranyumun ise yüzde 90 düzeyinde zenginleştirilmesi gerekiyor.
İran’ın nükleer faaliyetlerini sınırlama sözüne karşılık Batılı ülkeler İran’ın ekonomisini etkileyen yaptırımları kaldırma sözü verdi. İran, ülke dışındaki 100 milyar dolarlık dondurulmuş varlıklarına erişim hakkını, dünya pazarlarına petrol satma imkanını eldi etti.
Ancak ABD Başkanı Donald Trump, İran ile yapılan anlaşmaya karşı çıktı. Trump, Kasım 2016'daki başkanlık seçimi öncesi ve sonrasında anlaşmayı, "dünyanın en kötü anlaşması" olarak niteledi. Trump, İran'ın balistik füze programını kapsamaması ve üzerinden 10 yıl geçtikten sonra İran'ın yeniden nükleer çalışmalarına dönmesine imkan veren hükümler içermesi nedeniyle anlaşmanın "kusurlu" olduğunu belirtti.
Kaynak: AA