Göreve gelmesinin üzerinden yaklaşık 45 gün geçen Joe Biden, "Geçici Ulusal Güvenlik Stratejik Kılavuzu"nu yayımladı.
Belgede, "Amerika'nın kaderi bugün daha önce hiç olmadığı kadar içinden çıkılmayacak şekilde kıyılarımızın ötesindeki olaylara bağlı hale gelmiştir" denildi.
Belgede başta ABD olmak üzere dünyada demokrasi rejiminin muhasara altında olduğu ifade edildi.
Küresel güç dağılımının değiştiği belirtilen belgede, bu değişimin ABD için yeni tehditler teşkil ettiği değerlendirmesine yer verildi.
ABD'nin uluslararası sistemin geleceğini şekillendirmesi gerektiğine işaret edilen belgede, "Bu iş acildir çünkü ittifaklar, kurumlar, anlaşmalar ve ABD'nin yardımıyla tesis edilen uluslararası düzenin temelini oluşturan normlar test edilmektedir" denildi.
İttifaklara vurgu yapıldı
Küresel düzenin sorunlarının çerçevesini çizen belgede, Biden yönetiminin ulusal güvenlik açısından birinci önceliğinin "dünyada ortaklık ve müttefiklikleri yeniden canlandırmak" olduğu vurgulandı.
Mevcut ittifakların yanı sıra yeni ittifakların da inşa edileceği, özellikle de Amerika kıtasına büyük önem verileceği açıklandı.
Belgede, ABD'nin Orta Amerika'daki göç, güvenlik ve sağlık konularına eğileceğine, Kongre ile çalışılarak 4 yılda Orta Amerika ülkelerine 4 milyar dolar yardım sağlanacağı bilgisine yer verildi.
"Orta Doğu'da Amerikan menfaat ters politikalar izleyen ortaklarımıza açık çek vermeyeceğiz"
Belgede ABD'nin Orta Doğu'da İsrail'in güvenliğine bağlı olacağı ifade edilirken "Bölge ülkeleri ile İran'ın başka ülkelerin egemenlik ve toprak bütünlüğüne yönelik tehditlerini caydırılacağını, El Kaide ve DEAŞ ile mücadele edileceği ve bölgedeki insani krizlere ABD'nin desteğinin artırılacağı" kaydedildi.
Orta Doğu'ya ilişkin bölümde, şunlara yer verildi:
"Ancak bölgenin sorunlarına çözümün askeri güç kullanmak olduğuna inanmıyoruz ve Orta Doğu'da Amerikan menfaat ve değerlerine ters politikalar izleyen ki ortaklarımıza açık çek vermeyeceğiz. Bu yüzdendir ki Yemen'deki saldırılara verilen ABD desteğini çektik ve BM'nin (Yemen'deki) savaşı bitirme çabalarına destek verdik"
ABD'nin nihayetsiz savaşlara artık trilyonlarca dolar harcamayacağına dikkat çekilen belgede, şunlara yer verildi:
"Afganistan'ın yeniden ABD'ye yönelik terör saldırılarının güvenli limanı olmamasını sağlarken sorumlu bir şekilde ABD'nin Afganistan'daki en uzun savaşını bitireceğiz. Diğer yerlerde, hasımlarımızı caydırıp menfaatlerimizi savunurken, en güçlü askeri varlığımız Hint-Pasifik bölgesi ve Avrupa'da olacak. Orta Doğu'da terör ağlarını bozmak, İran'ın saldırganlığını caydırmak ve diğer önemli ABD menfaatlerini korumak için gerekli miktarda kuvvet bırakacağız."
Belgede, Afrika'da ise sivil toplumun, ekonomi ve sağlık kurumlarının geliştirilmesi için yeni ortaklıklara ağırlık verileceği belirtildi.
Uluslararası kuruluşlarda ABD liderliği tesis edilmeye çalışılacak
İttifak ve ortaklıkların yanı sıra ABD'nin uluslararası işbirliğine de önem vereceği ifade edilen belgede, başta iklim değişikliği olmak üzere küresel sorunlara çözüm bulunması için Washington'un uluslararası kuruluşlardaki liderliğinin yeniden tesis edileceği değerlendirildi.
Diplomasinin askeri güç kullanmanın üzerinde tutulacağına değinilen belgede, "Küresel çapta Amerika'nın menfaatlerini korurken, ulusal savunmamız ve sorumlu bir şekilde ordumuzu kullanma konusunda akıllıca ve disiplinli tercihler yapacağız" denildi.
Savunma bütçesi
Savunma bütçesinde askerlere ve ailelerine öncelik verileceği belirtilen belgede, "Amerika'yı savunma aynı zamanda savunma bütçesinde açık öncelikler ortaya koymaktır" değerlendirmesinde bulunuldu.
Ordunun kabiliyet ve yapısının yeniden değerlendirileceği bilgisine yer verilen belgede, "Kongre ile çalışarak gelecekte ordumuzun ve ulusal güvenliğimizin avantajlı olmasını sağlamak üzere ileri teknolojiler ve kabiliyetler için kaynak bırakmak için gereksiz platform ve silahlardan dikkatimizi çevireceğiz" denildi.