Amerika Birleşik Devletleri'nin federal yapısı ve göçmenlik politikaları son zamanlarda gündemin önemli konuları arasında yer alıyor.
ABD’nin Teksas eyaletinde yaşanan “sınır” sorunu Washington ve Teksas’ı karşı karşıya getirdi. Fakat bu karşı karşıya gelişin asıl nedeninin ne olduğu ve Biden hükümetinin bu konuda atacağı adımlar merak konusu.
Peki, ABD’de sınır çatışmasının perde arkasında ne var? Kasım ayında yapılacak seçimlere nasıl bir etkisi olabilir?
Öncelikle, ABD’nin temel yapısının birçok ülkeye göre farklı olduğu bir gerçek. Öyle ki, ülkenin birbirinden farklı eyaletlerin bir araya gelerek oluşturduğu federatif bir yapıya dayanması, eyaletler arasında çeşitli yasal ve düzenleyici farklılıkları da beraberinde getiriyor.
Lakin ABD'nin federal yapısının bir sonucu olarak, eyaletler kendi iç işleyişlerini belirleme konusunda geniş bir özerkliğe sahip olsalar da federal hükümetin belirlediği yasalara ve anayasalara uymak zorundalar.
Bu durum da özellikle göçmen politikaları gibi hassas konularda çeşitli tartışmalara neden oluyor. Zira, son gelişmedeki gibi Teksas’taki sınır krizinde federal hükümet ve Teksas yönetiminin kararları zıtlaşabiliyor.
Teksas’ta ne olmuştu?
Teksas Valisi Greg Abbott, Biden yönetimini, sınır güvenliği konusunda yeterli önlem almamakla suçlayarak, düzensiz göçmenlerin ABD'ye geçmek için çoğunlukla tercih ettiği Eagle Pass kentindeki sınır bölgesine yaklaşık 4 kilometre uzunluğunda dikenli tel çekilmesini emretmişti.
Biden yönetimi de sınır güvenliğinin federal hükümetin yetkisi içinde olduğunu belirterek, dikenli tellerin kaldırılması için ABD Yüksek Mahkemesi'ne başvurmuştu.
Teksas Ulusal Muhafızları, mahkeme kararına rağmen 23 Ocak'ta ABD sınır devriyesinin işini yapmasına izin vermemiş, dikenli telleri yerleştirmeye devam etmiş, 25 Cumhuriyetçi eyaletin valileri de ortak bildiriyle Teksas'ın yanında olduklarını açıklamıştı.
Yaşanan sürecin detaylarını Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Burak Küntay ile konuştuk.
Teksas ABD’den ayrılır mı?
Küntay, öncelikle ABD ve Teksas’ın geçmişi hakkında bilgi veriyor. 1836’da Teksas’ın Meksika’dan ayrıldığını, 1846’da ise Teksas’ın ABD’ye katıldığını belirtiyor. Bu sırada Meksika-Amerika savaşı gibi gelişmelerin de yaşanması Teksas’ın Amerika’ya bağlılığını sınamasına neden oluyor.
Ancak Teksas ABD’nin en önemli eyaletlerinden biri oluyor. Zira, Küntay, Teksas'ın önemli bir tarım merkezi olduğunu söylüyor. Gündemdeki gelişmelere işaret eden Küntay, Teksas’ın ABD’den ayrılacak son eyaletlerden biri olacağını da ekliyor.
“Biden, göçmenlerin oyunu kaybetmek istemez”
Prof. Dr. Barış Küntay, kasım ayında yapılacak seçimleri işaret ederek, bu olayın Biden için tehlikeli olabilecek yönüne değiniyor. Demokrat Parti destekli ABD Başkanı Joe Biden, ABD’deki göçmenlerin oyunu alan bir lider. Küntay, özellikle Trump’ın göçmen karşıtı açıklamalarını hatırlatarak, Biden’ın göçmenlerden aldığı oyun seçimi kazanmasındaki rolünün altını çiziyor. Küntay, tam da bu yüzden Biden’ın Teksas’taki olayda ısrarcı olamayacağına işaret ediyor:
“Göçmenlik konusu, ABD'de siyasi partiler arasında da ayrışmalara neden olan bir konu. Göçmenlerin genellikle Demokrat Parti'ye oy vermesi, göçmenlik karşıtı politikaların genellikle Cumhuriyetçi Parti tarafından desteklenmesine yol açıyor.”
“Cumhuriyetçiler Biden’ı zorluyor”
Biden, göçmenlerden aldığı oyu kaybetmek istemezken, bir taraftan da dış politikaya ilişkin bazı sorunlar yaşıyor. Bunlardan en önemlisi Ukrayna ve İsrail’e yapmak istediği silah yardımı. Bu yardımın Temsilciler Meclisi’nde onaylanması için ise Cumhuriyetçilerden destek alması gerekiyor. Lakin, Küntay, Cumhuriyetçilerin şartları olduğunu belirtiyor ve Teksas’taki olayın büyümesindeki asıl nedeninin detaylarını anlatıyor:
“Biden, Ukrayna'ya ve İsrail'e büyük bir meblağda silah yardımı yapmak istiyor. Ama Cumhuriyetçiler İsrail'in kısmına ‘tamam’ diyor ama Ukrayna'ya bu yardımın yapılmasını istemiyor. Bunun yerine, bu parayı sınır güvenliğine ve göçmenlerin gelmesini önleyecek bir düzenlemeye harcamak istiyor.
Yani aslında konu bu. Teksas, Biden’ı seçim sürecinde zor duruma düşürüyor. Cumhuriyetçiler olarak Biden ve dolayısıyla Demokratları hedef alıyorlar.”