Ulusal Savunma Yetkilendirme yasası olarak bilinen ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) bütçesine ilişkin yasa tasarısı, ABD Temsilciler Meclisi'nde 66'ya karşı 351 oyla kabul edildi.
Tasarı, 2019 mali yılı için Pentagon’a 639,5 milyar doları temel bütçe, 69 milyar doları Denizaşırı Muhtemel Operasyonlar, 700 milyon doları da savunma amaçlı olmayan programlar için olmak üzere toplam 709,2 milyar dolar harcama yetkisi veriyor.
DEAŞ operasyonlarına 1,4 milyar dolar
Tasarıda, DEAŞ ile mücadele kapsamında Irak eğit-donat programı için 850 milyon dolar ayrılırken Suriye için 300 milyon dolar ayrıldı. Tasarının aynı kısmında “Diğer” başlığı atında ise 250 milyon dolar ayrıldı.
DEAŞ’ın elindeki toprakların neredeyse tamamı alındığı halde ABD’nin DEAŞ ile mücadele kapsamında Irak ve Suriye’ye 1 milyar 400 milyon dolarlık bir fon ayırması dikkat çekti.
Pentagon’un Şubat ayında yayınladığı talebinde “Diğer” başlığı altındaki 250 milyon doların sınır güvenliği için ayrıldığı ifade ediliyordu. Bu miktar, ABD’nin Suriye’de YPG/PKK’ya sınır birlikleri kurmak üzere ayırdığı şeklinde yorumlanmıştı.
Pentagon ise bu fonun Suriye’nin Irak ve Ürdün sınırı başta olmak üzere genel sınır güvenliği masrafları için harcanmasının planlandığını öne sürmüştü.
Suriye fonuna sınırlama
Savunma bütçesi yasa tasarısında dikkat çeken bir diğer detay ise Suriye’deki gruplara sağlanacak olan eğit-donat fonuna yönelik sınırlama oldu.
Tasarıda, ABD yönetiminin Kongre'ye Suriye’deki faaliyetlerle ilgili kapsamlı bir rapor sunana kadar Suriye’deki eğit-donat programı için ayrılan fonun verilmemesi şartı dikkat çekiyor.
Tasarı, söz konusu raporda “bu yardımı alan güçlerin, geçmişleri, bağlantıları ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile iş birliği yapma geçmişleri dahil durumunun değerlendirilmesini” öngörüyor.
İstenen raporda, Suriye’de eğit-donat programı fonundan faydalanacak grupların SDG adını kullanan YPG/PKK ile iş birliğinin değerlendirilmesinin talep edilmesi dikkat çekti.
Türkiye detayı
Tasarıda, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin son zamanlardaki durumuna dikkat çekilerek Ankara’nın Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri almasının iki ülke arasındaki tansiyonu yükselttiği belirtiliyor.
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 almasının ABD ile Türkiye arasındaki ortak silah sistemlerini geliştirmeyi negatif etkileyebileceği öne sürülen tasarıda, bu adımın NATO’daki ortak çalışabilirliği ve ABD ile Türkiye arasındaki ikili anlaşmaları de etkileyebileceği savunuluyor.
Bu duruma karşı tasarının yasalaşmasından sonra 60 gün içerisinde Savunma Bakanının Dışişleri Bakanına danışarak Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilere dair Kongre’nin ilgili komitelerine kapsamlı bir rapor sunması isteniyor.
Tasarıda, söz konusu raporun ABD’nin Türkiye’deki diplomatik ve askeri varlığı ve İncirlik dahil ABD’nin ülkedeki tüm faaliyetlerinin değerlendirilmesini içermesi talep ediliyor.
Raporda ayrıca Türkiye’nin Rusya'dan S-400 alması durumunda bunun Türk Amerikan ilişkilerine etkisi ve Türkiye’nin de kullandığı ABD menşeli silahların bu alımdan nasıl etkileneceğinin değerlendirilmesi isteniyor.
Tasarı, raporda ele alınacak silah sistemleri, F-35 tipi beşinci nesil savaş uçağı, Patriot hava savunma sistemleri, Chinook tipi ağır nakliye helikopteri, AH-1 tipi Kobra ve H-60 Black Hawk tipi helikopterleri ile F-16 uçakları şeklinde listeliyor.
Tasarıda söz konusu rapor tamamlanmadan Savunma Bakanlığı'nın Türkiye’ye Kongre’nin onayına tabii herhangi bir dış silah satışına onay veremeyeceği şeklinde bir sınırlama getiriliyor.
Tasarının onay için ABD Başkanı Donald Trump’ın masasına gelmesi için benzer bir versiyonunun Senato’dan da geçmesi ve Konferans Komitesi olarak bilinen ortak bir komisyonda tek yasa tasarısı haline getirilmesi gerekiyor.
Türkiye dahil 9 ülkenin ortak projesi
F-35'lerin, gelecek 40 yılın taarruz uçağı olması öngürülüyor. Radara yakalanmama özelliğine sahip yeni nesil uçaklar, Türkiye dahil 9 ülkenin ortak projesi. Türkiye'nin 100'den fazla F-35 savaş uçağı sipariş verdiği projenin diğer ortakları ise Avustralya, Kanada, Danimarka, İtalya, Hollanda, Norveç, İngiltere ve Almanya.
Türkiye'nin F-35 projesindeki yeri
F-35 savaş uçağının orta gövdesi ve motorun önemli bazı parçaları Türkiye'de üretiliyor. ABD dışında F-35’lerin motorlarının imalat, bakım ve montajıyla ilgili seçilen ilk merkez Türkiye oldu.
Başından itibaren F-35 programının 9 katılımcısından biri olan Türkiye'nin programda geleneksel kalkış ve iniş yapabilen F-35A tipi uçak siparişinin yanı sıra programın ortak parça üreticisi ve motor bakım yüklenicisi olması, Türkiye'yi programın dışına çıkarma ihtimalini oldukça zayıflatıyor.
Mevcut 400 milyar dolarlık maliyetiyle, ABD'de zaten büyük tartışma konusu olan programa Türkiyesiz devam etmenin, diğer ortaklara 12 milyar dolardan fazla ilave yük getireceği tahmin ediliyor.
Türk firmalarının programa teknolojik desteği de dikkate alındığında Türkiye'nin programdan çekilmesinin projenin teknolojik ilerlemesine de büyük darbe vuracağı değerlendiriyor.
Bu durumun, F-35 programını ABD için değil, Türkiye için bir koz haline getirdiği değerlendirmesi yapılıyor.
Türkiye'nin siparişlerini almaması 12 milyar 360 milyon dolara mal olacak
F-35'lerin üç versiyonu üretiliyor
F-35 savaş uçağı geleneksel kalkış ve iniş yapabilen (F-35A), kısa kalkış - dikey iniş yapabilen (F-35B / STOVL) ve uçak gemisine inebilen (F-35C) olmak üzere üç versiyonda üretiliyor.
On yıllık süre içerisinde değişkenlik gösteren maliyetin ortalaması alındığında bir F-35A uçağının Türkiye'ye maliyeti 103 milyon dolar olarak ortaya çıkıyor.
Bu durumda Türkiye'nin sipariş verdiği 120 uçağı almaması, F-35 programı ortaklarına 12 milyar 360 milyon dolar ek maliyet olarak yansıyor olacak.
Türk savunma şirketleri projede önemli rol oynuyor
Türkiye’nin Müşterek Taarruz Programı olarak da bilinen F-35 projesinin ana yüklenicisi savunma devi Lockheed Martin'le iş birliği F-16 savaş uçaklarının alındığı 1990'lara dayanıyor.
Türk firmaları sistem geliştirme ve tatbikat alanında F-35 projesi kapsamında da Lockheed Martin ile iş birliğine devam ediyor.
Endüstriyel katılım bakımından Türk savunma sanayisi program süresince F-35 programının parça tedarikçisi olarak programda önemli rol oynuyor.
Bu kapsamda Türk şirketlerinin F-35 programına yaptıkları katkının yine toplamda 12 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Aralarında ASELSAN, Kale Havacılık, Mikrodalga ve Elektronik Sistemleri (MiKES), ROKETSAN ve Türk Havacılık ve Uzay Endüstrisi (TUSAŞ-TAI) gibi önemli firme ve kuruluşların da bulunduğu 10 şirket, F-35 uçakları için, parça ve elektronik sistem üretiminde ve motor bakımında tedarikçi olarak rol oynuyor.
F-35 elektrik hedef sistem parçaları ASELSAN'dan
Türkiye'nin savunma sanayi devi ASELSAN F-35 uçaklarının Elektro Optik Hedef Sisteminin önemli parçalarını geliştirirken şirket aynı zamanda Amerikan savunma devi Northrup Grumman ile F-35 uçakları için CNI Aviyonik Elektronik Arabirim Kontrol Cihazı geliştirilmesi konusunda çalışıyor.
TUSAŞ-TAI'ye F-35 gövdesinde önemli rol
F-35A uçağının en karmaşık yapısal bölümlerinden biri olan "orta gövdesi" ABD dışında tek kaynak olarak TUSAŞ-TAI tarafından üretiliyor.
Bununla birlikte, dış kaplama ve silah bölmesi kapakları ile fiber hava girişi kanallarının üretimini de yine TUSAŞ üstleniyor.
F-35 uçağının alternatif görev ekipmanlarının yaklaşık yüzde 50'sini üreten TUSAŞ, ünlü motor üreticisi Pratt and Whitney ile imzaladığı stratejik anlaşma doğrultusunda bakım, onarım ve modernizasyon konusunda bölgede tek tedarikçi firma olarak programda rol alıyor.
Diğer taraftan Alp Havacılık ise F-35 uçak gövdesi yapısal parçaları ve asambleleri, iniş takımı bileşenleri ve motor için F135 motoru titanyum entegre kanat rotorları üretiyor.
Füze uzaktan kumanda arabiriminin tek tedarikçisi Türkiye'den
F-35 savaş uçağının temel iki bileşeni olan füze uzaktan kumanda arabirimi ve panoramik kabin ekranının elektronik kartlarının tek tedarikçisinin Ankara merkezli Aydın Yazılım ve Elektronik A.Ş. (AYESAŞ) olması da Türkiye'yi F-35 programındaki vazgeçilmez ortaklardan biri haline getiriyor.
2005 yılından bu yana F-35 programını destekleyen Kale Havacılık ise TUSAŞ/TAI ile birlikte F-35 uçak gövdesi yapısal parçalarını ve düzeneklerinin üretimini yapıyor.
Üç uçak tipinin de iniş takımı kilit parçaları için Heroux Devtek'i tek tedarikçi olarak destekleyen Kale Havacılık'ın ayrıca, motor donanımlarının üretimi amacıyla İzmir'de Pratt & Whitney ile bir ortak girişim oluşturduğu biliniyor.
Elektronik harp ve savunma alanında önemli bir Türk savunma şirketi olan Mikrodalga Elektronik Sistemleri A.Ş (MiKES) ise, British Aerospace Engineering (BAE) ve Northrop Grumman için F-35 uçak bileşenleri ve parçaları sağlıyor.
ROKETSAN'dan F-35'e füze
ROKETSAN, TUBİTAK ile beşinci nesil savaş uçağı F-35'te dahili olarak kullanılacak hassas güdümlü Stand-Off Füzesi'nin (SOM) geliştirme, entegrasyon ve üretimini yürütüyor.
Tüm bu faktörler göz önüne alındığında F-35 programının ana ortaklarından biri olan Türkiye'nin program üzerinden tehdit edilmesinin gerçekçi olmadığı değerlendiriliyor.
Kaynak: AA