ABD’nin en önemli gündemi, 3 Kasım 2020'de yapılacak 59. başkanlık seçimleri.
Adayların sosyal medya atışmaları, tartışmalar, mitingler hız kazanmış durumda.
ABD Başkanı Donald Trump, sosyal medyada rakiplerini eleştiren paylaşımlar yapmayı da sürdürüyor.
Son birkaç haftadır hedefinde, milyarder ve eski New York Belediye Başkanı iş adamı Michael Bloomberg var.
Irkçılık tartışması
Son olarak rakibini ırkçılıkla suçlayan bir paylaşım yapan Trump, bu mesajını silmişti. Tweet’in neden silindiğiyle ilgili Beyaz Saray’dan sorulara verilen bir karşılık yok. Ancak Trump'ın beri taraftan ırkçılık suçlamasıyla ilgili benzer tweet'leri alıntılamayı sürdürdüğünü ekleyelim.
Mini Mike is a short ball (very) hitter. Tiny club head speed. KEEP AMERICA GREAT! https://t.co/5DUj16jtZf
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) February 11, 2020
Bloomberg ise silinen paylaşıma karşılık sosyal medyadan, “Trump'ın silinen tweet'i, Amerikalıları bölmek için gösterdiği sonsuz çabanın en son örneğidir. Başkan’ın saldırısı, kampanyamızın artan gücüne duyduğu korkuyu açıkça yansıtıyor” paylaşımını yaptı.
Trump’s deleted tweet is the latest example of his endless efforts to divide Americans. The President’s attack clearly reflects his fear over the growing strength of our campaign. https://t.co/nj2hBJcQP6
— Mike Bloomberg (@MikeBloomberg) February 11, 2020
Bloomberg’ün yarışa hızlı bir giriş yaptığını söylemiştik.
Artan son rakamlar, bunu daha da güçlendiriyor.
Michael Bloomberg sessiz ve derinden ilerleyip mevcut Başkan Donald Trump'ın kampanyasını geride bırakarak, dijital reklamlara diğer tüm adaylardan daha fazlasını harcamış durumda.
Dijital reklam harcamalarını artırdı
Ocak ayını yoğun geçiren Bloomberg, toplam harcamasını rekor sürede 58,4 milyon dolara çıkardı. Üçüncüsü, 26 milyon dolardan fazla harcama yapan ve kendi kendini finanse eden kampanyanın avantajlarını vurgulayan bir milyarder olan Tom Steyer.
Trump geçen yıl Facebook reklamları için 25 milyon doları gözden çıkardı. Google reklamları için 14 milyon dolar harcadı. ABD Başkanı, 2020 seçim süreci boyunca 211 milyon dolardan fazla bağış topladı; yani herhangi bir Demokrat adaydan daha fazla...
Kendi kendini fonlayan Bloomberg ve Steyer, kampanyalarına karşılaştırılabilir miktarlar verdi. Ayrıca Steyer 3 milyon dolarlık bir para da topladı.
Diğer adaylar ise dijital reklamlara çok daha az harcadı. Pete Buttigieg'in kampanyası 13 milyon dolarlık. Bernie Sanders ve Elizabeth Warren’ın her biri yaklaşık 10-12 milyon dolar harcadı. Joe Biden ise hala geleneksel reklam kanallarına daha fazla güveniyor gibi görünüyor. 1 yıl içinde dijital reklamlara yalnızca 5,8 milyon dolar harcadı.
Sosyal medyada destek için para ödeme iddiası
The Daily Beast, tartışma ortamlarında pek görünmese de Bloomberg’ün para döktüğü kampanyası için farklı yollar denediğini de iddia etti. Buna göre milyarder aday adayı (aday belirlemek için ön seçimler devam ediyor), sosyal medya sitesi Instagram’da hakkında güzel şeyler yazıp paylaşarak kendisine destek olan ve “Neden Bloomberg seçilmeli?” sorusuna yanıt veren içerikler oluşturan etkili kullanıcılara 150 dolar ödeyeceğini söyledi.
Öyle ki CNBC’de de yer verilen bu haberi, Beyaz Saray Sosyal Medya Direktörü Dan Scavino bir emojiyle Twitter’da paylaştı ve Trump da kurmayının bu paylaşımını alıntılayarak yine “Mini Mike” takma ismiyle seslendiği rakibini “başarısızlık” ile suçladı.
Mini Mike Bloomberg is a LOSER who has money but can’t debate and has zero presence, you will see. He reminds me of a tiny version of Jeb “Low Energy” Bush, but Jeb has more political skill and has treated the Black community much better than Mini! https://t.co/qIef5VhjDr
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) February 13, 2020
Trump bunu takip eden paylaşımına ise bir rakibini daha dahil ederek, “çılgın” dediği Bernie Sanders’tan Bloomberg’ün nefret ettiğini ve yeterli parayla muhtemelen Sanders’ı yeneceğini savundu.
Mini Mike is a 5’4” mass of dead energy who does not want to be on the debate stage with these professional politicians. No boxes please. He hates Crazy Bernie and will, with enough money, possibly stop him. Bernie’s people will go nuts!
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) February 13, 2020
Mal varlığı 61 milyar doları aşan Bloomberg, başkanlık yarışına girdiği için en fazla öne çıkan, tartışılan ve hatta suçlanan isimlerden…
National Review da kasım ayında kampanyasını duyurmasından bu yana reklam için 300 milyon doların üzerinde para harcadığını yazdı.
Kampanyalarını tüm hızıyla sürdüren adaylar bağış topluyor, reklamlara para döküyor, Amerikalılarla buluşuyor, tartışmaların malzemesi oluyor...
Peki anketlerde son durum ne?
Hemen son yürütülen araştırmalara göz atalım.
Gallup araştırma şirketinin küçük işletme sahibi bin 200’den fazla kişiyle görüşerek yaptığı 15-24 Ocak tarihli ankete göre, Demokrat aday adayı Bloomberg yüzde 52, Başkan Trump yüzde 48’de. Eski Başkan Yardımcısı Biden, Trump ile başa baş görünüyor.
Amerika merkezli Morning Consult tarafından 35 binden fazla kişiyle 27 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında yürütülen araştırmaya göre de Bloomberg şansı yüksek aday adaylarından...
Bloomberg’ün oyu yüzde 47 görünüyor. Trump ise bu ankete göre yüzde 40’ta.
Connecticut’taki Quinnipiac Üniversitesinin verileri farklı.
Bin 500’den fazla kişiyle 5-9 Şubat tarihlerinde yapılan ankete göre, Demokratlar arasındaki yarışı Sanders önde götürüyor.
Yüzde 25 oyu görünen Sanders’ı yüzde 17 ile Biden, yüzde 15 ile de Bloomberg izliyor.
Her ne kadar Demokratlar için umut bu zamana kadar Biden gibi görünse de bu anketler farklı bir sonuç ortaya koyuyor.
Gallup’ın 16-29 Ocak’ta tarihlerinde bin 33 kişiyle yaptığı bir ankete göre ise Amerikalılar Trump yönetiminde daha rahat hissediyor. Ankete katılanların yüzde 61'i, 3 yıl öncesine göre daha iyi olduklarını söyledi.
Peki taraf belli etmeden görüş belirtenler yok mu, elbette var.
Monmouth Üniversitesinin 800’den fazla kişiyle 6-9 Şubat tarihlerinde yaptığı çalışmaya göre, Amerikalıların yaklaşık 3’te 2’si Trump’ın kasım ayında tekrar seçilmesini bekliyor. Ankete katılanların çoğu Trump'ın “muhtemelen” veya “kesinlikle” yeniden seçileceğini düşünüyor. Ancak altını çizelim: Bu sonuç, Trump’ın seçilmesi gerektiğini düşündükleri anlamına gelmiyor. Aynı anket katılımcılarının sadece yüzde 42'si Trump'ın Beyaz Saray'da kalması gerektiğini söyledi.
Demokrat Partinin adayını belirlemek üzere Iowa'da yapılan ön seçimlerin sonuçları, oylamanın üzerinden günler geçmesine rağmen bir türlü açıklanamamış, bu skandala tepki gösteren Trump da, "Iowa'daki zaferim çok büyük" demişti. Sonuçların geciktiği karışıklığa, hatalı bir uygulama yol açmıştı.
Monmouth Üniversitesi Seçim Enstitüsü Müdürü Patrick Murray de bu olaya dikkat çekiyor ve Demokratların, başkanlığı üstlenebilecek birini bulma yeteneğiyle ilgili olarak seçmenin güven sorununa işaret ediyor.