AB'den İsrail ve Filistin'e ateşkes çağrısı

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in ofisinden yapılan yazılı açıklamada "AB, bu yeni şiddet dalgası ve işgal altındaki Filistin toprakları ile İsrail'de kötüleşen güvenlik durumundan, Gazze çevresinde çocuklar da dahil olmak üzere kabul edilemez sivil kayıplara yol açan gelişmelerden derin bir endişe duymaktadır." denildi.

İsrail'in Gazze'deki askeri operasyonlarını ve İsrail'e karşı kabul edilemez roket atışlarını sona erdirecek kapsamlı bir ateşkes çağrısında bulunulan açıklamada, Münih grubu ortak bildirisine atıf yapıldı.

İsrail Gazze Şeridi'ne başlattığı saldırılarını sürdürüyor

Açıklamada, "AB özellikle Mısır'ın acil bir ateşkes sağlama çabalarını takdir etmektedir." ifadesi kullanıldı.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ve Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, Orta Doğu'daki çatışmalara ilişkin düzenli istişarelerinin bir parçası olarak Münih Formatı kapsamında bir araya gelmişti.

Almanya, Fransa, Mısır ve Ürdün dışişleri bakanları, "İsrail-Filistin ihtilafında tırmanan şiddetin yatıştırılması için acil adımlar atılması" çağrısında bulunmuştu.

İsrail'in Gazze saldırıları

İsrail ordusu, 9 Mayıs'ta sabaha karşı İslami Cihad Hareketi'nin lider kadrosunu hedef aldığını savunarak, abluka altındaki Gazze'ye saldırı başlatmıştı.

Filistinli gruplar da Gazze'den İsrail'e bir dizi roket atarak karşılık vermişti. İsrail, gece saatlerinde İslami Cihad'ın roket biriminden sorumlu Ali Hasan Gali'yi düzenlediği hava saldırısıyla öldürmüştü.

İslami Cihad'ın askeri kanadı Kudüs Seriyyeleri, Gali'nin öldürüldüğünü doğrulamıştı.

İsrail, Gazze'ye düzenlediği saldırılarda bugüne kadar aralarında Gali'nin de yer aldığı İslami Cihad'ın üst düzey kadrosundan 5 ismi öldürdü.

İsrail ordusunun saldırılarında yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 26'ya, yaralı sayısı ise 80'e yükselmişti.

Filistinli tutuklu Hıdır Adnan'ın, İsrail'in "idari tutukluluk" uygulamasıyla yargılama olmaksızın cezaevinde tutulmasına karşı sürdürdüğü 87 günlük açlık grevinden sonra 2 Mayıs'ta hayatını kaybetmesiyle bölgede gerilim tırmanmıştı. İsrail, Adnan'ın naaşını ailesine teslim etmeyi reddetmişti.