ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan için büyükelçiliğe aday gösterdiği John Abizaid'in Senato Dış İlişkiler Komitesinde yapılan adaylık oturumu, Kaşıkçı cinayeti üzerinden Washington-Riyad ilişkilerinin masaya yatırıldığı bir platforma dönüştü.
Cemal Kaşıkçı olayında bugüne kadar neler yaşandı?
Birçok senatörün Kaşıkçı cinayeti, ABD'nin Yemen savaşında Riyad'a destek vermesi ve Suudi Arabistan'daki insan hakları ihlallerini gündeme getirmesiyle zor anlar yaşayan Abizaid, Kaşıkçı cinayetiyle ikili ilişkilerin yara aldığını, ancak Suudi Arabistan'ın ABD için çok daha önemli bir müttefik olduğunu kaydetti.
ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) eski komutanı 67 yaşındaki Abizaid, "ABD-Suudi ortaklığının bugün karşılaştığı sorunların farkındayım. Yemen'deki savaş, Cemal Kaşıkçı'nın duygusuzca öldürülmesi, Körfez'deki bölünme, masum insanların kötüye kullanıldığı iddiaları ve diğerleri. Fakat uzun vadede Suudi Arabistan ile güçlü ve olgun bir ortaklığa ihtiyacımız var." değerlendirmesini yaptı.
Rubio'dan MBS yorumu
Oturumda Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a (MBS) yönelik sert eleştirilerde bulunan Senatör Rubio, Riyad'ın Kaşıkçı cinayetinden sıyrılmak için her yolu denediğini söyledi. Rubio, MBS'ye atfen, "O umarsız ve gaddar biri. Bunun, bu genç adamla ilgili adaletsiz bir yorum olduğunu düşünenler onun son iki yılda yaptıklarına bir baksın. Olanlar sanki James Bond filminden parça gibi." ifadelerini kullandı.
Veliaht Prens için "tamamen çete gibi" benzetmesini yapan Rubio, "O, (Kaşıkçı cinayetinden) nasıl sıyrılabileceğine ilişkin limitleri test ediyor." şeklinde konuştu.
Trump yönetimi Kongreye yasal bildirimleri yapmadı
Aynı oturumda konuşan Demokrat Senatör Bob Menendez ise Trump yönetiminin Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Kongreye yapması gereken iki bildirimi de yapmadığını ve bunun rahatsızlık verici bir durum olduğunu vurguladı.
Menendez, "Amerikan oturumlu Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin yasal olarak gerekli bildirimi neden yapmadığı konusunda yönetimin sunduğu açıklamalar aşağılayıcı." değerlendirmesini yaptı.
Öte yandan, Trump'ın Bağdat Büyükelçiliği için aday gösterdiği Matthew Tueller da aynı oturumda senatörlerin Irak ve İran'la ilgili sorularını yanıtladı. Tueller, ABD'nin DEAŞ'ı fiziksel olarak yendiğini, ancak DEAŞ ideolojisinin bölgede hala canlı ve etkin olduğunu savundu.
Her iki ismin büyükelçi adaylığına ilişkin oylamanın Senato Genel Kurulunda ilerleyen günlerde yapılması bekleniyor.
Kaynak: AA