ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya'dan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Philip Reeker, Doğu Akdeniz'de yükselen gerilimin ardından Türkiye ile Yunanistan arasında varılan diyalog kararını övdü.
Reeker, İstanbul ve Ankara'daki resmi temasları sırasında Doğu Akdeniz meselesi, Türkiye-ABD ilişkileri ve İncirlik Üssü'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
NATO müttefikleri ABD ve Türkiye'nin, hayati güvenlik ortakları olarak uzun ve güçlü bir geçmişe sahip bulunduğunu belirten Reeker, Doğu Akdeniz ve bu geniş bölgeyle birlikte Türkiye-ABD ilişkisinin önemini, yaptığı son ziyaretlerde de açıkça ortaya koyan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun, kendisini bu ziyaret için görevlendirdiğini bildirdi.
Reeker, Türkiye'deki temasları kapsamında bugün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile görüştü.
ABD'li yetkili, pazartesi günü de diğer Türk yetkililerle görüşeceğini, böylelikle Pompeo'nun son ziyaretini, ikili ilişkilerdeki önemli konuları ve şu anda gündemde yer alan bölgesel sorunları gözden geçirme fırsatı bulacaklarını dile getirdi.
Reeker, Doğu Akdeniz konusuna ilişkin, "Doğu Akdeniz'de olumlu bir ivme görüyoruz. Türkiye'nin Yunanistan ile istikşafi görüşmelere geri dönme yolunda doğru adımlar attığını düşünüyoruz. Riskleri ve gerginliği azaltmak için bunu birlikte masaya oturarak yapma fırsatı var" dedi.
Reeker, Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilime işaret edilerek, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun, geçen haftalarda Güney Kıbrıs Rum yönetimini (GKRY) ziyaret edip Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) gitmediğinin hatırlatılması üzerine, "Bölgedeki tüm dostlarımız ve ortaklarımızla, tüm müttefiklerimizle harika bir diyalog sürdürüyoruz. Diplomasinin anlamı budur. Ziyaret bunun bir yönü ancak her seyahatle aynı anda her varış noktasına gidilemez" ifadelerini kullandı.
Pompeo'nun, mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile birkaç hafta önce Dominik Cumhuriyeti'nde görüştüğünü anımsatan Reeker, "Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de gerilimi azaltma konusunda aldığı çok olumlu kararla ilgili görüşümüzü vurgulamak için Dışişleri Bakanı Pompeo adına bu konulardan bazılarını görüşmek için buradayım" diye konuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) kararları doğrultusunda, GKRY'nin, Kıbrıs Türk tarafıyla eşit ortaklığa hazır olup olmadığına ilişkin görüşünün sorulmasına karşılık Reeker, şöyle dedi:
"Elbette bu yönde çağrıda bulunmayı sürdürüyoruz, taraflardan herhangi biri herhangi bir anda konuşmaya hazır olduğunda onlarla görüşmek durumundayız. Bizim de yaptığımız bu ve bunu teşvik etmeye çalışıyoruz. Pompeo, yaklaşık bir ay önce Orta Doğu ziyaretinden ABD'ye dönüşünde GKRY'yi ziyaret etme fırsatı buldu ve burada da bunun altını çizdi. Kıbrıs ile olumlu bir ilişkimiz olmasını istiyoruz. Orada uzun vadeli gerilimlerin sonunu görmek istiyoruz. Bölge için, Türkiye için, Yunanistan için iyi olan budur. Bu nedenle, bunu teşvik etmeye ve uzun vadeli sorunların bazılarının çözümünü görmeye devam edeceğiz. Ancak müzakerelere geri dönmek ve bu konuları derinlemesine konuşmak için gerilimi düşürmenin yolu diplomasidir."
"Ermenistan ve Azerbaycan'a çağrıda bulunduk"
Reeker, Kafkasya'da da Dağlık Karabağ üzerinden artan gerilime şahit olduklarını ve bu konuyu da ele almak istediklerini belirterek, "(AGİT) MİNSK grubunun diğer eş başkanlarıyla birlikte hem Azerbaycan hem de Ermenistan'a askeri harekatı sonlandırmak için geri adım atma ve diyalog sürecine geri dönmeleri çağrısında bulunduk" diye konuştu.
Ticaret, enerji kaynakları, altyapının geliştirilmesi, güvenlik ve istikrar göz önünde bulundurulduğunda, gerginliğin azaltılmasının herkesin yararına olacağı değerlendirmesinde bulunan Reeker, Türk yetkililerle yapacağı görüşmelerde bu konunun da ele alınacağını ifade etti.
"Esad rejimi, kendi halkına tarifsiz bir dehşet ve vahşet yaşattı"
Reeker, "ABD, Esed rejimine yaptırım uygularken, sizin deyiminizle rejim ile SDG arasındaki petrol ticaretine sessiz kaldı. Bu çelişkiyi nasıl açıklarsınız?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Suriye'de 9 yıldan bu yana devam eden bir iç savaş var. Esad rejimi, kendi halkına tarifsiz bir dehşet ve vahşet yaşattı ve muazzam bir istikrarsızlık yarattı. Güney sınırında Türkiye için bir tehdit oluştu. Bizim görmek istediğimiz şey, bu çatışmanın son bulmasıdır. BM Güvenlik Konseyi kararı var, bunu sona erdirmek için takip edilmesi gereken bir süreç. ABD politikasının bölgedeki odak noktası budur. Eminim ki Türk yetkililerle, Suriye, Libya ve diğer bölgesel çatışmaları ve geniş çaplı ikili tercihlerimizi ele almak için şansımız olacak."
Reeker'ın ardından ABD'nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield da bu konuya ilişkin bir değerlendirmede bulundu. Satterfield, "ABD, suçlu Esed rejimine fayda sağlayan petrol ticaretini, hidrokarbon ticaretini desteklemiyor. ABD, bu ticareti azaltmak ve nihayetinde bu ticarete bir son vermek için elinden gelen her şeyi yapıyor" ifadelerini kullandı.
Bunu yapmanın en iyi ve en etkili yolunun, söz konusu petrolün gidebileceği, rafine edilebileceği ve dağıtılabileceği alternatif pazarların temin edilmesi olduğunu söyleyen Satterfield, "(ABD merkezli enerji şirketi) Delta Crescent Energy'nin sahip olduğu kontrat, nihai amacıyla petrol sisteminin durumunu, üretimini, dağıtımını, rafinaj kapasitelerini belirlemek, değerlendirmek ve Esed rejimiyle bu ticareti ortadan kaldırmak için yapılan bir kontrattır. Dolayısıyla, hem politika hem de operasyonlar açısından amacımız, bunu sona erdirmek" dedi.
"ABD'nin İncirlik Hava Üssü'nden çıkma planı yok"
ABD'li üst düzey yetkili Reeker, basında yer alan ABD'nin İncirlik Üssü'nden taşınacağı yönündeki iddialara da açıklık getirmek istediğini belirterek, "ABD'nin İncirlik Hava Üssü'nden çıkma planı yok. Türk müttefiklerimizin İncirlik'teki daveti üzerine onlarca yıldır son derece başarılı bir şekilde iş birliği yaptık" diye konuştu.
Bu konuya ilişkin basında çeşitli spekülasyonların yer aldığını bildiğini söyleyen Reeker, şunları kaydetti:
"Gerçek mesajımız, şu anda var olan çeşitli bölgesel çatışmalarla başa çıkmak için diyalog arayışıyla gerilimlerin hafifletilmesiyle ilgilidir. Daha sonra ise özellikle Kovid-19 salgını bağlamında, birlikte çalışmak ve ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye ile ABD arasındaki ticaret ve yatırım açısından ele aldıkları ekonomilerimizi ve gerçek fırsatları yeniden inşa etmek için nasıl birlikte hareket edebileceğimizi belirlemektir."