İkinci Dünya Savaşı öncesinde ABD ile Japonya arasında yaşanan gerilim, Pasifik muharebeleri döneminde büyük bir felakete neden oldu.
Japonya'nın Çin'in doğusunu işgal etmesi iki ülke arasında 1937'de savaşa yol açtı. ABD ve Batı ülkeleri, buna tepki olarak Japonya'ya petrol dahil birçok ürünün ihracatını yasakladı. Bu adımları Japonya "saldırgan bir eylem" olarak nitelendirirken, 1941'de ABD ihracata başlasa da kesin bir anlaşmaya varılamadı.
Pearl Harbor saldırısı
Japonya ve ABD arasındaki gerilim, Japonya'nın 7 Aralık 1941'de ABD'nin Hawaii'deki Pearl Harbor Üssü'ne saldırmasıyla iyice arttı. Bu saldırıda 2 bin 403 ABD askeri ölürken, 1178 asker de yaralandı.
Saldırının ardından ABD ve Japonya birbirine savaş açtı. Bu savaş, atom bombalarının ardından 15 Ağustos 1945'te Japonya teslim olana kadar sürdü.
Japonya ve Nagazaki'nin bombalanması
Avrupa'daki savaş, Almanya'nın teslim olmasıyla Mayıs 1945'te bitti. ABD ve Japonya arasındaki savaş yaklaşık 4 yıl sürdü ve ABD, Japonya'yı işgal girişimlerine başladı. Ancak bu, ABD için çok çetin bir savaş olacaktı ve o dönemki ABD hükümeti tahminlerine göre Japonya topraklarında en az 500 bin Amerikan askerinin ölmesi söz konusu olabilirdi.
ABD, 1930'ların sonundan itibaren nükleer silah ve bomba geliştirme çalışmaları da yapıyordu ve bu bombalar, 1945 yazında artık kullanıma hazırdı.
Müttefik devletler, Temmuz 1945'te Japonya'ya teslim olması çağrısında bulundu, aksi halde "tamamen ve mutlak bir yıkım" olacağı uyarısında bulundu.
Hiroşima ve Nagazaki askeri ve endüstriyel öneme sahipti
Japonya'nın bu çağrılara yanıt vermemesi üzerine ABD, askeri ve endüstriyel önemi dolayısıyla Hiroşima ve Nagazaki'yi hedef olarak seçti.
ABD'nin "B-29" tipi uçağı, 6 Ağustos 1945 sabahında "küçük çocuk" (little boy) adlı bombayı Hiroşima'ya bıraktı. Hiroşima'nın yüzde 70'ini yok eden uranyum katkılı bomba, merkezinde 3 bin santigrat derece ısı oluşturdu.
Bomba 1,5 kilometre çapındaki alanda her yeri dümdüz etti ve ilk aşamada 80 bin, 1945'in sonuna doğru ise yaklaşık 200 bin insanın ölümüne neden oldu. Bunun yanı sıra saldırıyı izleyen yıllarda radyasyona bağlı hastalıklardan ölenler oldu.
Çok sayıda kişi, tıbbi destek alamadan ölürken; kente yardım götürmeye gidenler de patlama sonrası oluşan radyoaktif yağmura maruz kalarak hayatını kaybetti.
Savaşta, Japon Deniz Kuvvetlerinin en önemli üslerinden biri olan Hiroşima, o dönemde "torpido üretim merkezi" olarak da biliniyordu. Ancak kentin vurulma nedeninin sadece bununla sınırlı olmadığı, diğer bir kriterin de kentin deniz kıyısında ve etrafının dağlarla çevrili olması olarak düşünülüyor.
255 bin kişinin yaşadığı Hiroşima'ya atom bombası atan ABD, "dünyada ilk kez atom bombası kullanan ülke" olarak tarihteki yerini aldı.
Japon makamları, bu bombaların devamının geleceğini tahmin etmelerine rağmen teslim olmaktansa direnmeyi tercih ettiklerini açıkladı.
ABD'nin, Hiroşima'dan 3 gün sonra Nagazaki'ye de "şişman adam" (fat man) adlı bombayı atması sonucu 195 bin nüfuslu Nagazaki'nin yarısı yok oldu. Kentte ilk olarak 39 bin olan ölü sayısı, yıl sonuna kadar 75 bine yükseldi.
Japon yetkililere göre, atılan atom bombaları nedeniyle yaklaşık 500 bin kişi öldü, ölenlerin büyük çoğunluğunu siviller oluşturdu.
Atom bombaları kırılma noktası oldu
Atom bombaları, İkinci Dünya Savaşı'nın "kırılma noktası" olarak değerlendiriliyor.
Dönemin Japonya İmparatoru Hirohito'nun, 15 Ağustos 1945'teki mesajında, ülkesinin "koşulsuz teslim olduğunu" ilan etmesiyle İkinci Dünya Savaşı resmen sona erdi.
Japonya'da atom bombasından sonra hayatta kalanlara "Hibakuşa" adı verildi. Bombalar, hibakuşaların vücudunda başta kanser olmak üzere tedavisi zor, şekil bozukluğu ve sakatlık gibi hastalıkların yanı sıra uzun süreli psikolojik çöküntülere neden oldu.
Binlerce kişinin ölümüne neden olan atom bombaları, oluşturduğu sıcaklıkla etki alanındaki tüm bitki ve doğal yaşamın da yok olmasına sebep oldu.
Patlama sonrası ortaya çıkan enerji, yaklaşık 2 kilometrekarelik alandaki tüm yapı, canlı ve tabiatı yakarken, atmosfere yayılan nükleer partiküllerin etkisi bugün dahi bölgedeki sularda görülüyor.
Atom bombalarının izleri müze ve anıtlarda yaşatılıyor
Saldırının izlerinin unutulmaması için Japonya, Hiroşima'da bir park, Nagazaki'de ise bir müze kurdu.
Nagazi'deki müzede saldırının etkilediği objeler sergileniyor.
Hiroşima'daki Barış Anıtı Parkı'nda bulunan Atom Bombası Kubbesi ise nükleer bombanın izlerini bugüne taşıyor.
Dünyadaki "nükleer silah" başlıklarının yüzde 90'ı ABD ve Rusya'nın envanterinde
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsünün (SIPRI) 2023 raporuna göre, şu anda ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin, Hindistan, Pakistan, Kuzey Kore ve İsrail olmak üzere 9 ülkenin stoklarında "nükleer silah" başlığı var.
Dünyada mevcut 12 bin 512 nükleer başlığın yaklaşık yüzde 90'ı ise ABD ve Rusya'nın envanterinde bulunuyor.