ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldiği günden itibaren, aralarında CNN ve New York Times'ın da bulunduğu, ülkenin önde gelen pek çok basın kuruluşuna karşı savaş ilan etti.
Yalan haber yapmakla suçladığı basın kuruluşlarını, "halkın gerçek düşmanı" ilan eden Trump'ın savaşı öyle bir hal aldı ki, Collins sözlüğü, 2017 yılında Fake News'i (Sahte haber) yılın sözcüğü seçti.
Geleneksel medyayı haberleri çarpıtmakla suçlayan Trump, kendisine sözcü olarak sosyal medyayı seçti. Hem ulusal hem de uluslararası gündeme buradan yön verdi. Sosyal medyayı en aktif kullanan lidere dönüştü.
Bu süreçte en fazla kullandığı platform ise Twitter oldu.
Ancak Twitter'ın geçtiğimiz günlerde attığı adım, yeni bir krizin fitilini ateşledi.
Adım adım, Twitter - Trump mücadelesi....
Twitter'ın Trump'a karşı ilk hamlesi: Bilgi doğrulama
Twitter, sosyal medya platformlarında dezenformasyonun yayılmasının önüne geçmek için bazı paylaşımların altına "bilgiyi doğrulama" etiketi eklemeye başladı.
Trump'ın California eyaletindeki "uzaktan oylama" konusunda attığı tweet'lere de uygulanan etiket, yeni krizin ilk ateşini yaktı.
Trump, Twitter üzerinden Twitter'ı "3 Kasım'daki seçimlere müdahale etmeye çalışmak" ve "ifade özgürlüğünü kısıtlamak" ile suçladı.
Ardından sosyal medya platformlarını kapatmakla tehdit etti.
"Cumhuriyetçiler, sosyal medya platformlarının, muhafazakar sesleri susturmaya çalıştıklarını hissediyor. Bunun olmasına izin vermeyeceğiz. Bu platformlara ya güçlü düzenlemeler uygulayacağız ya da bunları kapatacağız"
Trump'tan sosyal medya kararnamesi
ABD Başkanı daha sonra, Beyaz Saray'da Oval Ofis'te düzenlenen törenle sosyal medya platformlarının paylaşımlardan hukuki olarak sorumlu tutulmasını öngören bir kararname imzaladı.
İnternet şirketlerini kullanıcılarının paylaştığı içeriklerden sorumlu tutmayan yasanın değiştirilmesinin öngörüldüğünü söyleyen Donald Trump, sosyal medya platformlarının artık kullanıcılarına uyguladığı sansür ve platformlarda yapılan paylaşımlardan sorumlu olması gerektiğini açıkladı.
Twitter'ın Trump'a karşı ikinci hamlesi: Şiddeti yükseltme etiketi
Trump'ın tehditlerine adeta meydan okuyan Twitter bu kez de, ABD Başkanı'nın Minneapolis'teki olaylarla ilgili paylaşımına "şiddeti yüceltme" etiketi ekledi.
Trump, o etiketin eklendiği paylaşımında, "Bu haydutlar George Floyd'un anısına leke sürüyor ve ben buna izin vermeyeceğim. Az önce Vali Tim Walz ile konuştum, ona ordunun kendisiyle olduğunu söyledim. Herhangi bir sıkıntı çıkarsa kontrolü ele alacağız. Yağma başlarsa ateş etme başlar. Teşekkürler" ifadelerini kullanmıştı.
Twitter, bu paylaşımın direkt görüntülenmesini engelleyerek şu uyarıyı yaptı:
"Bu tweet, şiddeti yüceltme hakkındaki Twitter Kuralları'nı ihlal etti. Ancak Twitter, tweet'in erişime açık kalmasının kamu yararına olabileceğini belirledi."
Twitter'ın bu adımına ilk cevap, Beyaz Saray'dan geldi.
Beyaz Saray, ABD Başkanı Donald Trump'ın bazı paylaşımlarına "şiddeti yüceltme" uyarısı koyan Twitter'ı "terörizme, diktatörlere ve yabancı propagandacılara izin vermekle" suçladı.
Beyaz Saray'ın açıklamasının ardından Twitter'a kendi hesabından da cevap veren Trump, sosyal medya platformuna Çin ve Demokratlar üzerinden yüklendi.
"Twitter, Çin ve radikal solcu Demokrat Parti'nin söylediği yalanlar ve yaptığı propagandaya ilişkin hiçbir şey yapmıyor. Twitter, Cumhuriyetçileri, muhafazakarları ve ABD Başkanını hedef alıyor."
Twitter'ın Trump'a karşı üçüncü hamlesi: Telif hakkı nedeniyle müdahale
Twitter'ın Trump'a karşı son hamlesi ise Trump'ın kampanya ekibi tarafından yapılan George Floyd videosunu telif hakkı şikayeti gerekçesiyle kaldırması oldu.
Videonun kaldırılmasına yanıt olarak kampanya ekibi, sosyal medya sitesini ve kurucu ortağı Jack Dorsey'i "Başkan Trump'tan gelen ve toplumu birleştiren bir mesajı" sansürlemekle suçladı ve takipçilerini ayrı bir YouTube videosunu viral hale getirme duyurusu yaptı.
Video,Trump'ın oğlu Donald Jr. dahil olmak üzere yaklaşık 7 bin kişi tarafından yeniden paylaşıldı.
Irkçı aramasında Trump ilk sırada
Amerikan teknoloji sitesi Cnet'te yer alan bir habere göre ise Twitter'da racist (ırkçı) aramasında kişilere tıklandığında ilk sırada Trump gösteriliyor.
Birden fazla CNET personeli, bir hesaptan çıkış yapıp özel bir web tarayıcısı modu kullandığında aynı sonucu gördü.
Konuyla ilgili açıklama yapan bir Twitter sözcüsü, anahtar kelimelerin bir arama önerisi olarak algoritmik olarak ortaya çıkabileceğini söyledi.
Snapchat'ten Trump promosyonunu durdurma kararı
ABD'li siyahi George Floyd'un öldürülmesinin ardından Trump'a karşı bir darbe de Snapchat'ten geldi.
Şirket, Donald Trump'ın hesabının tanıtımının yapılmayacağını açıkladı.
Karar şu açıklamayla duyuruldu:
"Keşfette ücretsiz tanıtım vererek ırksal şiddet ve haksızlığa yol açan sesleri yükseltmeyeceğiz"
Karar, Trump'ın Beyaz Saray önündeki protestoculara karşı "saldırgan köpekler" ve "amansız silahlar" kullanılabileceğini yazması üzerine alındı.
Duyuru sonrası Trump'ın hesabına erişim yüzde 2,4 oranında düştü.
Snapchat, hesabın kaptılmayacağını ya da askıya alınmayacağını, onu takip eden veya arayan kişiler tarafından erişilebilir olacağını söyledi.
Facebook'un sessizliği istifa getirdi
Trump'ın George Floyd protestocularına yönelttiği "Yağma başlarsa ateş açılır" tehdidini Twitter ‘şiddeti yüceltme’ uyarısıyla gizlerken Facebook'un sessiz kalması, şirket içinde kriz başlattı.
Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’ün tutumundan rahatsız olan Facebook çalışanları, istifa etmeye başladı.
Facebook'ta yazılım mühendisi olan Timothy Aveni, hem LinkedIn hem de Facebook'tan yaptığı paylaşımda, şirketteki görevinden istifa ettiğini açıkladı.
"Bugün Facebook'a istifa mı gönderdim. Facebook'un ABD Başkanı’nın Amerikan halkını radikalleştirmeyi amaçlayan bağnaz mesajlarına karşı hareket etmeyi reddetmesinin arkasında duramam"
Facebook'ta arayüz mühendisi olarak görev yapan Brandon Dail, "Yönetim kadrosunun yanımızda olmadığı çok açık" diye tweetledi.
Zuckerberg geri adım atmıyor
Fox News’e konuşan Zuckerberg, "Bu konuda Twitter'dan farklı bir politika izliyoruz. Facebook'un insanların çevrimiçi söyledikleri her şeyin gerçekliğinde hakem olmaması gerektiğine inanıyorum. Genel olarak, özel şirketler, özellikle de sosyal medya şirketleri böyle bir pozisyonda olmamalı” açıklamasını yaptı.