Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi'ndeki 55 alandan 24'ü Afrika'da yer alıyor.
UNESCO, Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi'yle, insanlığın ortak mirası kabul edilen tarihi ve kültürel varlıkları tehdit eden durumlar hakkında uluslararası toplumu bilgilendirmeye ve düzeltici önlemler almaya çalışıyor.
Yıllardır çatışmaların ve şiddet olaylarının yaşandığı Afrika, Dünya Miras Listesi'nde yer alan çok sayıda anıta ev sahipliği yaparken, UNESCO bunlardan, silahlı çatışma ve savaşlar, depremler ve diğer doğal afetler, kirlilik, yasa dışı avlanma, kontrolsüz kentleşme ve denetimsiz turistik faaliyetler gibi olumsuzluklarla karşı karşıya kalan 55 alandan 24'ü için "yok olma" uyarısında bulunuyor.
Dünya miraslarına zarar verecek durumlarla ilgili her fırsatta gelişmiş ülkelere seslenen UNESCO, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde (DKC) 5, Libya'da 5, Mali'de 3, Fildişi Sahili'nde 2, Mısır, Etiyopya, Gine, Madagaskar, Nijer, Uganda, Orta Afrika Cumhuriyeti, Tanzanya ve Senegal'de ise 1'er tane olmak üzere toplam 13 ülkede, 24 kültürel ve doğal varlığın tehlikede olduğuna dikkati çekiyor.
Özellikle Büyük Göller bölgesindeki iç savaşların, Afrika tarihi için ciddi bir tehdit içerdiğini kaydeden Örgüt, DKC'deki Garamba, Kahuzi-Biega, Salonga, Virunga Milli Parkları ve Okapi Yaban Hayatı Koruma Alanı'nın 1994'den bu yana Tehlike Altındaki Dünya Mirası Listesi'nde bulunmasına sebebiyet verdiğine işaret ediyor.
Sahraaltı Afrika'nın en eski yerleşim yeri Cenne de tehlikede
Öte yandan UNESCO, İstanbul'da 10-20 Temmuz'da düzenlenen Dünya Miras Komitesi 40. Toplantısı'nda listeye, Mali'deki ilk yerleşim yerlerinden Cenne'nin eklenmesini kararlaştırmıştı.
Ülkedeki terör olayları ve çatışmalardan dolayı Cenne'deki kültürel mirasın arkeolojik kalıntılarının korunmasının mümkün olmadığını duyuran komite, uluslararası toplumu Mali'ye destek vermeye çağırmıştı.
UNESCO, uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte dağ gorili, kuzey beyaz gergedanı ve okapi gibi nesli tükenmekte olan canlıların yaşam alanını korumak için 1999 yılında uluslararası koruma kampanyası başlatmıştı.
Bu kampanya, dört yıl süren, BM Fonu ve Belçika Hükümeti tarafından finanse edilen 3,5 milyon dolarlık, beş alanı kurtarma acil programıyla sonuçlanmıştı. 2004 yılında uluslararası bağışçılar, sivil toplum kuruluşları, Belçika ve Japonya hükümetleri, DKC'ye söz konusu varlıkların eski haline dönüştürülmesi için 50 milyon dolar ek bağış yapsa da parklar, çatışmaların, kaçakçılığın ve yoksulluğun yaygın olduğu bölgelerde bulunması nedeniyle hala tehdit altında kabul ediliyor.
"Çevre koruyucularının maaşları iyileştirilmeli"
Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (UICN) Koordinatörü Geoffroy Mauvais, Afrika'daki kültürel ve doğal miras alanlarının bugünkü yerleşim yerlerine yakın olması nedeniyle bazı bölgelerde çalışma yapmanın güçleştiğini belirtti.
Uzmanlar, korunan bölgelerde yasa dışı ağaç kesiminin çok yaygın olduğuna ve çevre koruyucularının maaşının düşük olmasının da kaçakçılığı yaygınlaştırdığına dikkati çekiyor.
Fransız Küresel Çevre Fonu (FFEM) uzmanı Paul Esteve ise AA muhabirine açıklamasında, bölge halkının da söz konusu alanların korunması sürecine dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.
Esteve, Afrika ülkelerinin, Dünya Miras Listesi'ndeki alanlarını koruma gücüne sahip olabilmesi ve bu bilincin oluşturulabilmesi için eğitim sisteminde düzenlemeler yapılması gerektiğine işaret ederek, bu çerçevede FFEM olarak Afrika'da tiyatro oyunları sahneleyerek halka ulaşmaya çalıştıklarını dile getirdi.