AİHM'den Yunanistan'ın Batı Trakyalı kadına tazminat ödemesi kararı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Batı Trakya Müslüman Türk toplumu mensubu Hatice Molla Salih'in miras davasında haksız bulduğu Yunanistan'ın tazminat kararını açıkladı. 

Mahkeme, Yunanistan'ın Salih'e 41 bin 103,35 euro maddi, 10 bin euro manevi ve 5 bin 828,33 euro mahkeme masrafları ödemesi gerektiğine karar verdi.

Kararda, Yunanistan'ın ayrıca kocasından kalan mirasın Salih'e verilmesi için gerekli önlemleri alması gerektiği belirtildi.

AİHM, Yunanistan'ı haksız bulmuştu

Salih, 2008'de vefat eden kocasıyla noterde hazırladıkları vasiyetnameye akrabalarının itirazı üzerine Yunanistan'da hukuki süreç başlatmış, Yüksek Mahkemeye (Arios Pagos) götürülen davada Yunan yargısı Salih'i haksız bulmuştu.

Salih, bunun üzerine davayı 2014 yılında AİHM'e taşımıştı.

AİHM, Aralık 2018'de Salih'in miras davasında şeriat hukukunun uygulanmasına itirazı üzerine açtığı davada Yunanistan'ı haksız bulmuştu. Mahkeme, kocası ile Yunan hukukuna göre yaptıkları miras paylaşımına, eşinin vefatının ardından diğer akrabalarının itiraz etmesi üzerine çıkan anlaşmazlığı mahkemeye taşıyan Salih lehinde karar vermişti.

Yunanistan'ın, şeriat kanunlarını uygulayarak Salih'in haklarını çiğnediğine hükmedilmişti.

"Yunanistan, söz konusu zamanda şeriat hukukunu isteklerinin dışında da olsa bir kısım vatandaşlarına uygulayan tek Avrupa ülkesi." ifadesine yer verilen kararda, İslam hukukunun Müslüman azınlık için zorunlu tutulmaması gerektiği belirtilmişti.

Mahkeme ayrıca, Yunanistan'daki konuya ilişkin yasa değişikliğinin Salih'in mağduriyetini gidermediğine işaret etmişti.

Batı Trakya'da Müslüman azınlığı arasındaki evlenme, boşama ve miras gibi konularda Lozan Anlaşması'nda kabul edildiği şekilde İslami hukuk kuralları geçerli kabul ediliyor. Bu tür davalarda müftüler karar veriyor.

Yunanistan hükümeti, söz konusu davanın ardından 2018 yılının ocak ayında, şeriat hukukunu Müslüman toplumu arasında zorunlu olmaktan çıkaran bir yasa tasarısını meclisten geçirmişti. Buna göre, İslam hukukunun uygulanmasını taraflardan birinin kabul etmediği hallerde ülkedeki kanunlar önceliğe sahip olacak.