Avrupa'ya gitmek için kendini tehlikeye atan ve bazı kuruluşların kurtardığı göçmen sayısındaki artış, tepkileri de beraberinde getiriyor.
Caterina Lobenstein ve Mariam Lau, Alman Die Zeit gazetesine "Yoksa bıraksak mı?" başlıklı bir makale yazdı. Makalede, göçmenleri boğulmaktan kurtarmaya çalışan sivil toplum kuruluşlarının (STK) artıları ve eksilerinden bahsediliyor.
Makalenin odağında yer alan sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinin, siyasilerin gözünde yasal olmadığı belirtiliyor.
Haziran ayında 564 kişi öldü
Lobenstein ve Lau'nun kaleme aldığı makale, İtalya Roma'daki yeni hükümetin, limanlara gitmek isteyen STK gemilerini reddettiğini anlatmakla başlıyor ve şöyle devam ediyor:
"Yılın başından bu yana, Libya'dan İtalya'ya göç eden kişi sayısı 2017'ye oranla önemli ölçüde düştü. Ama ölenlerin sayısında artış var. İlk altı ayda binden fazla göçmen boğuldu. Sadece Haziran ayında 564 kişi öldü."
Kurtarma ekipleri devriyeye benzetildi
Makalede, kurtarma ekiplerinin politikacıların başarısız olduğu yerlerde yardım ettiği söyleniyor. Ayrıca, özel deniz kurtarma ekiplerinin Libya sularında devriye şeklinde gezdiği de anlatılıyor.
Daha sonra, insani yardımların "kirli bir işin parçası" olduğu iddia ediliyor. Göçmenlerin güvenli geçişinin, kaçakçılar için "büyük kazanç sağlayan yasa dışı bir ulaşım servisi" olduğu savunuluyor.
"Bu hikayede, ilk bakışta bir şey var: Akdeniz'de kurtarılanlar, kaçakçılar tarafından kaçınılmaz olarak işin bir parçası gibi hesaplanıyor. Modern uydu konumlandırma sistemleri sayesinde römorkler bir kurtarma gemisinin devriye gezdiğini biliyor ve bu bilgiyi paraya çeviriyor."
Siyasilerden STK yorumu
Makalede, birkaç siyasinin bu konudaki yorumları da var.
Buna göre Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Libya ve Avrupa arasındaki "mekik"i tolere edemeyeceğini söyledi.
Eski İtalya İçişleri Bakanı Marco Minniti, özel kurtarıcıları bağlantı noktalarını engellemek amacıyla 2017'de tehdit etti.
Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, "STK deliliği durdurulmalı" dedi.
Özel kurtarma ekiplerinden önce göçmen sayısı daha azdı
Makalede, "Neden riskli bir yolculuğa cesaret edersiniz?" sorusu da yer alıyor.
Daha sonra, Akdeniz'de neredeyse hiç özel kurtarıcı bulunmadığı zamanlara bakmanın yeterli olacağından bahsediliyor ve 2014 yılı örnek gösteriliyor.
"2014'te Libya ve Mısır'da 200 bin kişi denizden geçti. Birçoğu İtalyan Sahil Güvenlik Komutanlığı kurtarma botları tarafından sudan çıkarıldı. 40 binden fazla göçmeni ticari gemiler, gaz ve petrol tankerleri, konteyner ve dökme yük gemileri kurtardı. Libya'nın kuzeyindeki deniz bölgesi, dünyanın en yoğun deniz şeritlerinden biri. Bütün denizciler yasal olarak tasarruf etmek zorunda."
Ayrıca makalede, Alman Gemi Sahipleri Derneği'nin 2015 yılında yaptığı yardım çağrısından sonra, Avrupa Birliği'nden (AB) daha fazla kurtarma gemisi talep edildiği açıklanıyor. Bunun da göçmen sayısını artırdığı öne sürülüyor.
Makalenin sonunda, sivil toplum kuruluşlarının "dramın biraz daha az ölümcül olmasını sağladığı" belirtiliyor.
Daha önce AB Sınır Güvenliği Ajansı da benzer içerikli bir açıklamaya imza atmıştı. Avrupa'ya giden göçmenleri Akdeniz'de kurtaran sivil toplum kuruluşlarını eleştirmişti.
Kaynak: Die Zeit, TRT Haber