Lisa Paus, Berlin'de "Ulusal Ayrımcılık ve Irkçılık İzleme" kurumunun 5 bin kişiyle görüşerek yaptığı araştırma sonuçlarını açıkladı.
Paus, ırkçılığın Almanya'da temel anayasal değerlere zarar verdiğini belirterek "Araştırma sonucuna göre, Almanya'da yaşayanların yüzde 90'ı ülkede ırkçılık olduğunu kabul ediyor. İstesek de istemesek de ırkçılık her yerde ve hepimizi etkiliyor. Hatta ırkçılık sonucu hayatını kaybedenler oluyor." dedi.
Araştırma, Almanya'da yaşayanların yüzde 22'sinin en az bir kere ırkçılık yaşadığını ortaya çıkardı.
Müslüman karşıtı ırkçılığın, Müslüman kadınları Batı toplumlarında "bütünleştirilebilir" bir azınlık olarak kurguladığı ve bu şekilde dışladığı ifade edilen araştırmada, Almanya'da dini aidiyete odaklanmanın, daha önce "misafir işçi" veya "yabancı" olarak değerlendirilen nüfus gruplarının giderek daha fazla "Müslüman" olarak yorumlanmasının nedeninin, bir algı değişikliğinin sonucu olduğu aktarıldı.
Müslüman olmanın, tek başına bir "sorun" hatta bir "tehlike" olarak algılandığı kaydedilen araştırmada, dini mensubiyetin ırksallaştırıldığı vurgulandı.
Araştırmaya göre, nüfusun dörtte birinden fazlası, sosyal gruplar arasındaki eşitsizliğin meşru olduğu fikrini paylaşıyor.
Almanya'da birçok kişi hala insan ırklarının varlığına inanıyor.
Irkçı grupların genç üyeleri arasında doğrudan ırkçılık deneyimleri daha sık hale geliyor.
Almanya'da ırkçılığın varlığından neredeyse hiç kimsenin şüphesi olmadığı ifade ediliyor.