Almanya'nın kuzeyinde yer alan Hamburg yakınlarındaki Mölln kentinde, 23 Kasım 1992'de aşırı sağcı teröristler tarafından kundaklanan toplam iki evde, 10 yaşındaki Yeliz Arslan, 14 yaşındaki Ayşe Yılmaz ve 51 yaşındaki Bahide Arslan hayatlarını kaybetmiş, 9 kişi de yaralandı.
Yaralılardan biri de, olay günü 7 yaşında olan ve babaannesinin kendisini ıslak havlulara sarması sayesinde hayatta kalan İbrahim Arslan’dı.
İbrahim Arslan, 27 yıl boyunca aileden saklanan bir gerçeği TRT Deutsch (www.trtdeutsch.com) özel röportajında paylaştı.
Seneler sonra öğrendikleri acı gerçekle ailece tekrar kahrolduklarını ifade eden Arslan, saldırının hemen sonrasında evsiz kaldıklarını ve uzun süre bununla mücadele etmek zorunda kaldıklarını söyledi.
Faciadan sonra evleri küle dönen ailelere ilk etapta kiralık ev arandığını aktaran Arslan, ev bulunamaması üzerine kendilerine “iltica talebinde bulunan kişilere tahsis edilen dairelerden birine yerleşebilecekleri, ya da yanmış olan evlerine geri dönebilecekleri” şeklinde iki seçenek sunulduğunu söyledi.
“Her iki seçeneğin de bizim için kabul edilemez olduğunu söylememize rağmen, elimizde başka bir imkân olmadığından yanmış evimize geri döndük.”
Belediye arşivinde ortaya çıkan destek mektupları
Uzun yıllar ablasını ve kuzenini kaybettiği, acı hatıralarla dolu evde eski odasında yaşamak zorunda kalan İbrahim Arslan, 2019 yılında bir gün belediye arşivinde şans eseri bir bilgiye ulaştı.
Saldırı sonrasında dayanışma amaçlı kendilerine gönderilmiş fakat hiçbir zaman ellerine geçmemiş mektupların var olduğunu öğrenen Arslan, bu mektuplara ulaşmak ve onları belediyenin elinden almak için yoğun bir mücadeleye girişti.
Araştırmaları sonucu Arslan, Mölln Belediyesinin olay gününden sonra kurbanların ailelerine ulaştırılmak üzere dünyanın dört bir yanından gönderilen yaklaşık 300 taziye ve destek mektubunu belediye binasında muhafaza ettiğini öğrendi.
Yıllar geçmesine rağmen ve Mölln’de her yıl geniş çaplı anma etkinlikleri düzenlenmesine rağmen bu mektuplar sahiplerine teslim edilmediği gibi, bu mektupların varlıklarından bile bahsedilmemişti.
Mölln Belediye Başkanı mektuplardan bihaber
TRT Deutsch’un sorusu üzerine Mölln Belediye Başkanı Jan Wiegels, yazılı olarak verdiği cevapta, ailenin 2019 yılına kadar mektuplardan bihaber olduğunu teyit ederken, İbrahim Arslan’ın talebiyle 3 Aralık 2019’da mektupların kendisine ulaştırıldığını ifade etti.
Mektupların neden belediyede tutulduğu sorusuna ise Wiegels “Mektupların birçoğu belediyenin kafeteryasına ulaşmış, tarihi önemi sebebiyle de belediye arşivinde muhafaza edilmiştir” şeklinde cevap verdi.
Mektupların hepsini tek tek okuduğunu ve okurken çok duygulandığını belirten İbrahim Arslan, belediyenin bu tavrını ise bir ihmal olarak değil, toplum dayanışmasının engellenmesi olarak değerlendirdiğini ifade ediyor.
“Mektupları isteselerdi bize 27 sene sonra değil, 10 sene sonra da ulaştırabilirlerdi. Nitekim belediyenin bizimle sürekli iletişimi vardı.”
“Yeni bir yerde yaşama şansımız olabilirdi”
Gelen mektuplar arasında mimar ve müteahhitlerden gelen mektupların da olduğunu belirten Arslan, “Mektuplarda bize destek olmak istediklerini ama bunu nasıl yapabileceklerini bilmediklerini yazmışlar. Zarfların içine de para koyduklarını ifade etmişler. Eğer bize ulaşabilmiş olsalardı belki yeni bir ev ya da kalacak yer hususunda destek alabilecektik fakat hiçbir şekilde bu iletişim gerçekleşmedi” dedi.
Mektup gönderenler arasında Nazi Almanyası döneminde işkenceye maruz kalan Holokost kurbanları olduğunu da belirten İbrahim Arslan, toplumun ciddi bir kesiminin kendilerine destek verdiğini fakat kendilerinin bu destekten 27 sene sonra haberdar olabildiklerini ifade ediyor.
En duygusal mektup bir genç kızdan
Arslan, kendisini en çok duygulandıran mektubun ise, babasının da bir ırkçı olduğunu yazan bir genç kızdan geldiğini aktardı. Dayanışmasını nasıl gösterebileceğini bilmediğini ve parasının da olmadığını yazan genç kızın, zarfın içinde küçük bir taş göndererek destek vermeye çalıştığını anlattı.
“Bu benim için o kadar önemli bir destekti ki, hemen internette kızın adını arattım ve şu anda ırkçılıkla mücadele eden bir organizasyonda görev yaptığını öğrendim.”
NeoNaziler tarafından yapılan ilk ırkçı kundaklama
Saldırıyı gerçekleştirenlerden biri olay günü polisi aramış, iki evin yandığını ihbar edip, telefonu kapatırken “Heil Hitler” diyerek motivasyonunu belli etmişti.
Saldırının faili iki NeoNazi, 15 yıl cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı.
Mölln faciası, Almanya'da NeoNaziler tarafından yapılan ilk ırkçı kundaklama olarak tarihe geçmişti.
Saldırı aynı zamanda Almanya’da daha sonraki yıllarda artacak olan ırkçı saldırı silsilesinin ilk halkası olarak kabul ediliyor.