Almanya'nın değişmeyen gündemi: Irkçılık

Almanya'daki ırkçılık ve yabancı düşmanlığı toplumsal yaşamda çok derin yaralar açtı.

Evler kundaklandı, insanlar katledildi. İbadet yerleri; özellikle Müslüman kuruluşları hedef alındı.

Her geçen gün büyüyen bu yara, 1 Haziran 1981’de Ludwigsburg’da Seydi Battal Koparan'ın aşırı sağcılar tarafından dövülerek öldürülmesiyle açıldı. Bu, resmi kayıtlara geçen ilk ırkçı cinayet oldu.

Onu, 23 Kasım 1992’de Mölln’de neonazilerin kundaklaması takip etti; 29 Mayıs 1993’te aşırı sağcılar Solingen’de bir evi kundakladı.

Almanya Solingen faciasından ne kadar ders çıkardı?

NSU davasında caydırıcı ceza çıkmadı

Nasyonal Sosyalist Yeraltı Terör Örgütü NSU da 2000 ila 2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişiyi katletti.

5 yıldan fazla süren NSU davasında caydırıcı cezalar çıkmadı. Bu durum, aşırı sağcılara cesaret verdi. Davanın sona erdiği 2018 yılından 2 yıl sonra, Hanau'da 9 göçmen kökenli kişi katledildi.

Hanau: Masal yolunda ırkçılık

30 yılda 213 kişi katledildi

Almanya'da 1990-2020 yılları arası ırkçı ve yabancı düşmanlığı motifli saldırılarda 213 kişi katledildi.

Ülkenin iç istihbarat servisinin 2020 yılına ait hazırladığı rapora göre, Almanya'daki aşırı sağcılar 2019'a göre, 1200 kişi artarak 33 bin 300'e yükseldi. Aşırı sağcılar, 902'si şiddet içeren 19 bin 703 suça karıştı.

Irkçı terör Almanya'da çok can aldı

Emniyet'te aşırı sağcılar artıyor

İstihbarat raporlarına göre Almanya'da kurumsal ırkçılık da artışta. Emniyet teşkilatında aşırı sağcı personel sayısındaki artış dikkat çekiyor. Eğitimde, iş dünyasında, ev kiralama sürecinde dahi ırkçılık kendini gösteriyor.

Alman ordusundaki aşırı sağcı personel skandalları da sık sık ülke basınında yer alıyor.

Ülkede ırkçılığın ulaştığı boyut, artık Alman üst yönetiminin itiraf niteliğindeki açıklamalarında da kendini gösteriyor.

Nitekim Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, şu ifadeleri kullanmıştı:

"Kurbanların yakınlarının hala resmi makamlarda ve kurumlarda karşı karşıya kaldıkları saygısızlıktan ve bürokratik soğukluktan şikayet etmeleri nasıl olabiliyor? Belki bu, kurbanların isimleri Peter, Marie veya George değil de Fatih, Mercedes ve Sedat olduğu içindir."

Alman siyasetinde aşırı sağ

Alman siyasetiyle bazı sokak hareketleri de ırkçılığın artmasında etkili.

2017'de yüzde 13 oyla Federal Meclis'e giren aşırı sağcı Almanya için Alternatif Partisi-AfD söylem ve eylemleriyle ülkede tansiyonu sık sık yükseltiyor.

Sokak olaylarında kendini gösteren PEGIDA hareketi ise göçmen karşıtı duruşuyla kendine taraftar topluyor.

Kısa sürede on binlere ulaşan PEGIDA, İslam karşıtı gösteriler düzenliyor.

Göçmen kökenlilerle Müslümanların hedef alınıp dışlandığı bu tablo karşısında, artık ülkedeki siyasetçilerden yeni somut adımlar bekleniyor.

"Belediye meclislerinde olmalıyız"

Hanau Yabancılar Meclisi Başkanı Selma Yılmaz İlkhan, konuya ilişkin şunları kaydetti:

"Bizlerin gerçekten sesimizin duyulması için belediye, eyalet, federal meclislerde temsil edilmemiz gerekiyor. Onun için de bu yönde yeni oluşumlar var. 'Belediye meclislerinde bizler de varız' demek için adımlar atmış oluşumlar var. Bu oluşumları bizler desteklemeliyiz. Çünkü aynı seviyede, aynı masada söz sahibi olmak istiyorsak belediye meclislerinde olmalıyız."

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier, "Hiç kimse 'biz' ve 'onlar' olarak bölünmek istemiyor" vurgusu yapıyor. Ancak bunun olması için siyasetçilerin de kurumsal yapıların da kararlılık göstermesi gerekiyor.