Amerika merkezli Orduda Dini Özgürlük Vakfı (Military Religious Freedom Foundation) Kurucu Başkanı Mikey Wienstein, "Donald Trump'ın seçilmesi ile beraber köktenci ve fundamentalist Hristiyanların ve özelde Evangelistlerin Amerikan ordusunda oluşturmaya çalıştırdıkları dinsel bağnazlıkların yükselişe geçmesi ülkede 'ulusal güvenlik tehdidi' oluşturuyor." dedi.
Mikey Wienstein ve Florida Kiliseler Birliği Başkanı Dini Lider Russell L. Meyer, ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesiyle Amerikan ordusundaki dini özgürlüklerin ihlali ve aşırılıkçı inanca sahip Evangelistlerin orduyu ele geçirmeye çalışmasıyla ilgili değerlendirmede bulundu.
Amerikan Ordusuna bağlı Hava Kuvvetlerinde görev yapmış olan avukat Mikey Wienstein, Hava Kuvvetleri, Deniz Birliği ve Kara Kuvvetleri Komutanlığından pek çok mağdura danışmanlık veren Amerika merkezli Orduda Dini Özgürlük Vakfı'na (MRFF) gelen şikayetlerin sayısının 2016 yılının Kasım ayından bu yana iki kat arttığını belirtti.
Wienstein, "Donald Trump'ın seçilmesi ile beraber köktenci ve aşırılıkçı fundamentalist Hristiyanların ve özelde Evangelistlerin Amerikan ordusunda oluşturmaya çalıştırdıkları dinsel bağnazlıkların yükselişe geçmesi ülkede 'ulusal güvenlik tehdidi' oluşturuyor." dedi.
ABD ordusunun uzun süredir kökten dincilerin -yani Hristiyan hakimiyetçileri, dominyon (Christian Dominions) ve Hristiyan yeniden yapılanmacı (Christian Reconstructionists) grupları- "Warrior Jesus" olarak tanımladıkları Hazreti İsa'nın, İslam'a karşı olduğuna inanan fikirlerle beslendiğini söyleyen Wienstein, "Ordunun içine sızan bu gruplar Amerika'dan başlayarak, yeryüzünde 'Tanrı'nın egemenliğini' kurduklarına inanıyorlar." diye konuştu.
Wienstein, ordu içerisindeki aşırılıkçı Evangelist kişilerin sadece Amerikan ordusunda değil Afganistan savaşında da Afgan askerlere yerel dillerde (Peştun ve Dari) İncil dağıtarak misyonerlik yaptığını, bunun da ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'nın yayınladığı yönetmeliğin (CENTCOM) ilgili konudaki birinci maddesinde, "Dini propaganda veya başkasını kendi dinine çevirmenin yasak olduğu" kuralını ihlal ederek Amerikan ordusunu profesyonel olmayan bir duruma düşürdüğünü söyledi.
Başkanlığını yaptığı MRFF Vakfı'nın, 2005 yılında ordu içindeki din özgürlüğünü baltalayan durumların ortaya çıkmasından sonra kurulduğunu belirten Weinstein, danışmanlık hizmeti almak için gelen 50 binden fazla ordu mensubunun çoğunun Protestan olduğunu ve kendi dinlerinin orduda radikal ve baskıcı olarak yorumlanmasına karşı çıkmak için vakfa şikayette bulunduklarını anlattı.
ABD ordusunda herhangi bir dine öncelik vermenin şiddetle yasaklandığını belirten Florida Kiliseler Birliği Başkanı Dini Lider Russell L. Meyer ise "Bu tür eylemler Anayasayı, federal yasaları ve ABD askeri adalet kurallarını ihlal etmektedir." dedi.
Amerika'da büyük demografik değişimlerin yaşandığını 2050 yılına kadar çoğunluk nüfus gruplarının olmayacağının altını çizen Meyer, "Z kuşağı (2000'den sonra doğanlar) nüfusun büyük bir kısmını oluşturuyor onların da zaten dini bağımlılıkları yok bu nedenle Amerika'da Protestanlığın ve dolayısıyla Evangelistlerin temelleri aşınıyor. Bu nedenle son dönemlerde dini yaymak için bu gruplar ülkenin her yerinde atağa geçmiş durumdalar." diye konuştu.
Meyer, 1960'larda Felsefeci R.J. Rushdonny tarafından Amerika'da yayılmaya başlayan "Dominyon teolojisinin" (Hristiyan Hakimiyetçileri) şimdilerde Amerika'da tekrar yaygınlaştırılmaya çalışılan bir ideoloji olduğunu belirterek, "Bu düşünce Evangelistlerin ifade ettiği siyaset hakkındaki birçok dini varsayımın altını çiziyor. Ancak bu düşünceye inanan politik güçlerin günleri sayılıdır. Çünkü kendi çocukları arasında bile dünyadan ve insanlıktan kar elde etmeye çalışan ve bölünmüşlüğü savunan bu uygulamalara karşı giderek artan bir rahatsızlık mevcuttur." dedi.