Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı ve Georgetown Üniversitesinden Profesör Farid Hafez'in hazırladığı Avrupa İslamofobi Raporu 2020’de, bölge ülkelerinde geçen yıl boyunca yaşanan İslam karşıtı olaylar ve söylemler ele alındı.
Farklı ülkelerden 37 akademisyenin katıldığı raporda, çoğunluğu Avrupa’da yer alan toplam 31 ülkede İslam karşıtlığının gidişatı incelendi.
Raporda, başta Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Konseyi olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşların, Avrupa’da İslam karşıtlığına dair araştırmalarına yer verildi.
AB vatandaşlarının yüzde 22'si Müslüman komşulardan rahatsız
Avrupa Konseyinin Haziran 2020'de yayımladığı "İnternetteki Yasa Dışı Nefret Söylemleriyle Mücadele" başlıklı raporunda, Avrupa’da internet ortamında artan nefret söylemlerine dikkat çekilirken, 2020’de internetteki nefret söylemlerinin yüzde 9,4'ünün İslam karşıtı unsurlar içerdiği gözlemlendi.
Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansının Haziran 2020’de yayımladığı ankette, Avrupa Birliği vatandaşlarının yüzde 22'sinin Müslümanlara komşuluk etmekten rahatsız olduğu ve yüzde 21'inin başörtülü bir Müslüman kadını işe almak istemediği sonucu çıktı.
Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe karşı Avrupa Komisyonunun raporunda, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Pejcinovic Buric'in "Avrupa korkunç gerçekle yüzleşiyor: Antisemitik, Müslüman karşıtı ve diğer ırkçı nefret suçları endişe verici oranda artıyor" dedi.
İslam karşıtlığı sosyal medyada yaygınlaştı
BM İnsan Hakları Konseyinin geçen yıl yayımladığı raporda da Müslümanlara yönelik nefret suçlarının, özellikle sosyal medyada büyük oranda arttığı vurgulandı.
Artışın Avrupa ülkelerinde gözlemlendiği ve Avusturya, Belçika, Danimarka, Almanya, Finlandiya, Fransa, Yunanistan, Hollanda ve İngiltere'de Müslüman toplulukların her geçen gün daha fazla nefret söylemlerine maruz kaldığı belirtildi.
Konseyin raporunda, sosyal medya platformu Facebook’un, Müslüman karşıtı nefret söylemlerinde en kilit araç olarak kullanıldığı tespiti yer aldı.
Raporda, Batı Avrupa ülkelerinde İslam karşıtı eylemlerin internet ortamının yanı sıra sosyal hayatta da yaygınlaştığına dikkat çekildi ve bazı ülkelerde kadınların, dini inancı gereği giydiği kıyafetlerle eğitim görmesinin yasaklanması örnek gösterildi.
Müslümanlar endişeli
Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatının hazırladığı "Müslüman Karşıtı Nefret Suçlarını Anlamak: Müslüman Toplulukların Güvenlik İhtiyacı" raporunda, İslam karşıtlığının fiziksel, duygusal ve psikolojik etkileri incelendi.
İslam karşıtı saldırıya maruz kalan kişilerin günlük hayatta korku ve endişelerinin arttığı, daha fazla güvenliğe ihtiyaç duyduğu gözlemlendi.
Avrupa genelinde artan İslam karşıtı eylemlerin, Müslüman toplulukların camiye gitmekten korkması ve Müslüman kadınların dini kıyafet giymekten çekinmesi gibi sonuçlar getirebileceği belirtildi.
En aktif nokta Avrupa
İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Kasım 2020’de yayımladığı raporda, Müslüman karşıtlığının, Avrupa’da aşırı sağ grupların kampanyalarında ana unsur haline geldiği ifade edildi.
Müslümanlara yönelik sosyal medyada nefret söylemi ve fiziki saldırıların en çok Avrupa’da yaşandığı kaydedilirken, Avrupa’nın İslam karşıtlığının en aktif noktası olmayı sürdürdüğü tespiti yapıldı.
AP eylemlere karşı endişeli
Avrupa İslamofobi Raporu 2020, uluslararası kuruluşların İslam karşıtlığını ele almak için düzenlediği etkinliklere ve alınan tedbirlere de değindi.
Bu kapsamda geçen yıl Avrupa Parlamentosunda (AP) "21 Eylül Avrupa İslamofobi'ye Karşı Mücadele Günü" dolayısıyla yapılan etkinlikte parlamento üyeleri, Avrupa’da giderek artan eylemler ve özellikle Müslüman kadınlara yönelik nefret suçlarına dair endişelerini paylaştı.
Eski AP üyesi Mecid Mecid, "kötü idare edilen medya ve gündem belirleyen düşünce kuruluşlarının, Avrupa’da İslamofobi'yi kalıcı hale getirdiği" fikrini savundu.