Tarihler 4 Şubat 2004’ü gösteriyordu. Dünya internete artık tanıdık ancak mesafeliydi.
Evlerde devasa kasalı, tüplü ekranlı bilgisayarlar yeni yeni kuruluyor, anneler ekranları dantellerle süslemeye çalışıyordu.
İşte tam bu günlerde Harvard Üniversitesi’nden bir öğrenci, yurt odasında bir internet sayfası açtı.
Amacı, üniversite öğrencilerinin birbirlerini bulabileceği bir ağ oluşturmaktı.
Bu masum girişim önce diğer okulları ve liseleri, ardından büyük şirketleri içine çeken ulusal bir markaya dönüştü.
O üniversite yurdunun odasından çıkan fikir, bugün dünyanın siyasetini, ekonomisini, medyasını hatta insanların mahremiyet anlayışını kökten değiştirdi.
Dünyayı kurgulayan en büyük güce dönüştü
2000’li yıllar oldukça yakın gelse de 2004’ün üzerinden 19 yıl geçti.
Bugün bildiğimiz sosyal medya kavramının atası olan Facebook, bu 19 yılda dünyayı kurgulayan en büyük güce dönüştü.
Ücretsiz eğlence arayan insanlar, ücretin kendileri olacağının farkına varmadan, açılan kapından akın akın girmeye başladı.
Kan bağları yeniden kuruldu, ilişki durumları karmaşıklaştı, en nefret edilen arkadaşların attığı her adımdan haberdar olundu.
Muhabbetler cafelerden mesaj kutularına taşındı. DM’den (Direkt Mesaj) yürüme kavramı aşk tarihine utanç verici ilk adımlarını attı.
Sınırlar ortadan kalktı ve pasaporta da hiç ihtiyaç yoktu. Kullanıcı sayısı, kısa sürede binlerden milyonlara yükseldi.
Reklam ve siyaset dünyasının yeni hedefi
İlerleyen yıllarda teknoloji daha da gelişti. Hedefli reklamclık ortaya çıktı ve reklam şirketlerinin iştahı kabardı.
Facebook da devasa bir reklam panosuna dönüştü.
Elbette siyaset de boş durmadı. Açılan devasa insan pastasına ulaşmak isteyen siyasetçiler, partiler ve kuruluşlar, insanların akışlarında boy göstermeye başladı.
Artık yeni miting meydanları Facebook sayfalarıydı.
Her şey yolunda gidiyordu. İnsanlar eğleniyordu, Zuckerberg ise Forbes’in en zenginler listesinde zirveye yürüyordu.
2010’lu yıllarda uluslararası bir fenomene dönüşen Facebook, rakiplerle yüzleşmeye başlamıştı. Twitter, Instagram, Tiktok gibi şirketler de pastadan pay alma yarışına çoktan girmişti.
Ancak en büyük kriz, veri skandallarıyla gündeme geldi.
Facebook'un varlık mücadelesi
Facebook’un, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülkeden 50 milyon kullanıcının bilgilerini yasa dışı paylaştığı ortaya çıktı.
Bu verilerin ABD siyasetine yön vermek gibi kritik amaçlarla kullanıldığı açıklandı. İddialar ardı ardına gelmeye devam etti.
Tarihinin en büyük çöküşünü yaşayan şirket hem Avrupa’da hem ABD’de mahkemeye çıktı.
Zuckerberg Tüm kullanıcılardan özür diledi, milyonlarca dolar ceza ödendi.
Ağır yaralarla 2020’lere ulaşan Facebook, tıpkı 2004 yılında olduğu gibi yeni bir dünyanın kapısını açmak için kolları sıvadı.
Metaverse dünyasının hâkimi olmak isteyen Zuckerberg, şirketin ismini Meta olarak değiştirdi. Yeni bir başlangıç yapmaya çalıştı.
Bugün anne ve babalarımıza hatta büyük annelerimize emanet ettiğimiz Facebook, çatısında topladığı diğer şirketlerle dünyayı değiştirmeye devam ediyor.
19 yıl önce bugün kurulan Facebook, iyisiyle kötüsüyle dünyaya artık üzerinden atamayacağı bir miras bıraktı.
Bu miras bugün dünyayı değiştirmeye metaverse gibi farklı dünyalar sunarak devam ediyor.
Metaverse ne diyenler için….
Daha fazla bilgi TRT Haber’in teknoloji sayfasında sizleri bekliyor.
1.9ºC
Ankara
