AB Filistin Temsilciliğinden yapılan yazılı açıklamada, “AB, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'in işgal altındaki Batı Şeria'da Arapların hareket özgürlüğüne ilişkin yorumlarını şiddetle kınıyor.” ifadeleri kullanıldı.
İsrail ile AB arasındaki ilişkilerin insan haklarına saygı ve demokratik ilkelere dayanması gerektiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Bütün insanlar eşittir ve aynı şekilde davranılmalıdır. Bu bağlamda, Filistin topraklarında işgal altında yaşayan insanlar da dahil olmak üzere, demokratik değerler ve insan haklarına saygı, AB-İsrail ortaklığının merkezinde yer alıyor.
AB, yerleşimlerin uluslararası hukuka göre yasa dışı olduğunu, barışa engel teşkil ettiğini ve iki devletli çözümü imkansız kılma tehdidinde bulunduğunu hatırlatır.”
AB’nin, İsrail'in yerleşim politikasına karşı “güçlü muhalefetini yinelediğinin” altı çizilen açıklamada, “AB İsrail'e, (işgal altındaki Batı Şeria’nın) C Bölgesi'ndeki Filistinliler için hareket ve erişim özgürlüğünün somut bir şekilde iyileştirilmesine izin vermesi, Filistinliler için inşa faaliyetlerinin hızlandırılması, sosyal ve ekonomik kalkınma sağlanması ve kötüleşen yaşam koşullarının tersine çevrilmesi çağrısında bulunuyor.” denildi.
Ne olmuştu?
Filistinlilere karşı ırkçı söylemleri ve kışkırtıcı eylemleriyle tanınan Ben-Gvir, dün İsrail'in Kanal 12 televizyonundaki bir programda yaptığı açıklamada, Yahudilerin hareket özgürlüğünün Filistinlilerin özgürlüğünden daha önemli olduğunu söylemişti.
Ben-Gvir, tartıştığı gazeteciye hitaben, "Benim, eşimin ve çocuklarımın Yahuda ve Samiriye’de (fanatik Yahudilerin Batı Şeria’ya verdikleri isim) seyahat etme hakkı Arapların seyahat etme hakkından daha önemli. Üzgünüm Muhammed, ama gerçek bu." ifadelerini kullanmıştı.
Ben-Gvir'in sözleri, sosyal medya kullanıcıları tarafından büyük tepki çekmişti.
Filistin topraklarındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs, 1967'den beri İsrail işgali altında bulunuyor.
Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki yaklaşık 300 yasa dışı ve kaçak yerleşim biriminde, yaklaşık 700 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı sayılıyor.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Batı Şeria'nın yüzde 18'ini kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e güvenliği ise İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin idare ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı.