Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, İsrail Yüksek Mahkemesi'nin bölge halkının itirazlarını reddettiğini ve böylelikle İsrailli yetkililerin yıkım planlarına devam etmelerine izin verdiğini anımsattı.
Tüm AB üyesi ülkelerin İsrail'in yerleşim yeri politikasının uluslararası hukuk nezdinde yasadışı olduğu konusunda mutabık olduğunu hatırlatan Mogherini, özellikle Han el-Ahmer'deki toplumun hassas bir bölgede bulunduğuna dikkati çekti.
Mogherini, İsrail’in Han el-Ahmer bölgesindeki yıkım kararının ve bununla birlikte toplumun isteği dışında yerinden edilmeye zorlanmasının çok ciddi sonuçları olacağını vurgulayarak "AB, İsrailli yetkililerin Han el-Ahmer'da yıkımları başlatma kararını tekrar gözden geçirme çağrısında bulunuyor" ifadesini kullandı.
Yıkım kararıyla gündeme gelen Han el-Ahmer
İsrail Yüksek Mahkemesi, Filistinli bedevilerin yaşadığı Han el-Ahmer'deki yıkım kararına yapılan itirazı reddederek bölgenin 7 gün içinde boşaltılmasına ve yıkımların başlatılmasına hükmetmişti.
İsrail Yüksek Mahkemesi, mayıs ayında Han el-Ahmer bölgesinde yaklaşık 190 Filistinlinin yaşadığı derme çatma barakalar ile bölgedeki başka yerlerden gelen 170 öğrencinin eğitim gördüğü okulun yıkılmasına karar vermişti.
Mahkemenin kararının ardından temmuz ayı başında İsrail polisi eşliğinde bölgeye gelen yıkım ekibi, Filistin'in farklı bölgelerinden gelen gönüllülerle bölge halkının direnişiyle karşılaşmıştı.
Hem uluslararası camiadan gelen tepkiler hem de Filistinlilerin direnişi sebebiyle İsrail güçleri yıkımı gerçekleştirememiş, İsrail mahkemesi de bölge sakinlerinin başvurusu üzerine yıkım kararını askıya almıştı.
İsrail'in E1 projesi
Han el-Ahmer, İsrail tarafından 1953'te Necef Çölü (Negev) bölgesinden zorla göç ettirilen bedevi Filistinlilere ev sahipliği yapıyor.
Bölge, İsrail'in Doğu Kudüs'ten Ölü Deniz'e kadar uzanan yaklaşık 12 bin dönümlük arazinin "Filistinlilerden çıkarılmasını öngören" E1 projesi kapsamındaki topraklarda yer alıyor.
Filistinli taraflar, İsrail'in bu yıkımlarla bölgedeki bedevileri göç ettirerek Doğu Kudüs, El-Ayzariyye ve Lut Gölü'ndeki (Ölü Deniz) Yahudi yerleşim yerlerini birbirine bağlamaya çalıştığını ifade ediyor.
Kaynak: AA