Kıtanın son 100 yılına damgasını vuran iki dünya savaşında ana aktörler olarak ortaya çıkan İtalya, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık'ta silahlı kuvvetlerin, her ülkenin özel tarihi koşullarına bağlı olarak şekillendiği görülüyor. Ancak hepsinin ortak özelliği olarak ordunun sivil idareye tabi olması öne çıkıyor.
İtalya
İtalya’nın devlet yapısında, askeri kanat doğrudan demokratik seçimlerle işbaşına gelen sivil iradeye bağlı. Genelkurmay Başkanlığı ve altındaki Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve dördüncü kuvvet komutanlığı olarak geçen Carabineri (Jandarma) Kuvveti, Savunma Bakanlığının uhdesinde bulunuyor. Ayrı bir kuvvet komutanlığı statüsünde olmayan Sahil Güvenlik Komutanlığı ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı altında yer alıyor.
Ülkede, genelkurmay başkanının ataması, bakanlar kurulunun tavsiyesi doğrultusunda savunma bakanı, başbakan ve cumhurbaşkanının imzasını taşıyan üçlü kararnameyle yapılırken, kuvvet komutanlarının atamaları ise yine bakanlar kurulunun önerisi ile genelkurmay başkanı, savunma bakanı, başbakan ve cumhurbaşkanının dörtlü kararnamesiyle gerçekleşiyor.
İtalya’da, üniversite seviyesine denk eğitim veren her kuvvetin kendine bağlı harp okulu bulunuyor.
İtalya’da zorunluk askerlik hizmeti, 1 Ocak 2005 itibariyle yürürlükten kaldırılmış durumda.
Almanya
Almanya'nın Nazi geçmişi nedeniyle bu ülkede ordu, sivillerin güçlü denetimi altında bulunuyor.
Bundeswehr olarak da bilinen Federal Ordu, anayasaya göre savunma bakanına bağlı. Savaş halinde ise başkomutanlığın başbakana geçmesi öngörülüyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında yeniden yapılandırılan federal ordu, parlamento tarafından denetleniyor.
Savunma bakanına bağlı dört müsteşar görev yaparken, bunların ikisi milletvekilleri arasından seçiliyor. Savunma bakanıyla birlikte politikaları şekillendiren parlamenter müsteşarlar, parlamento ile yakın işbirliğini de yürütüyor.
Orduda en yüksek rütbeli asker olan genelkurmay başkanı (Generalinspekteur), ordunun liderliğini yaparken, aynı zamanda federal hükümetin askeri konulardaki en yüksek danışmanı oluyor.
Alman ordusuna katılmak isteyenler, federal ordunun Hamburg ve Münih kentlerinde bulunan üniversitelerinde, 60 farklı dalda öğrenim görebiliyor.
Fransa
Fransa’da cumhurbaşkanı silahlı kuvvetlerin de başkomutanı konumunda. Ancak anayasa ordunun fiili sorumluluğunu başbakan başkanlığındaki hükümete veriyor.
Ülkede jandarma gücü içişleri bakanlığına bağlı olarak çalışıyor ancak savunma bakanlığına karşı da sorumlulukları bulunuyor.
Fransa’da hem lise, hem üniversite düzeyinde askeri eğitim veriliyor.
Er olmak için hiçbir diploma sahibi olmak gerekmezken, 5 yıllık kontratlarla 25 yıla kadar görev yapma imkanı doğuyor.
Fransa'da zorunlu askerlik ise sadece 1 gün.
Birleşik Krallık
İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda'dan oluşan ada devleti Birleşik Krallık’ta silahlı kuvvetlerin çekirdeğini tarihsel olarak deniz kuvvetleri oluşturuyor. Ülke aynı zamanda 1918’de dünyanın ilk hava kuvvetlerini kurmuş olmakla da övünüyor.
Silahlı Kuvvetlerin başkomutanı monarşinin başında bulunan Kraliçe 2. Elizabeth. Askerler, kraliçeye ve monarşiye sadakat yeminiyle göreve başlıyor. Ancak ordu anayasal teamüle göre fiilen başbakana ve savunma bakanına bağlı. Ülkede savaş veya kritik savunma politikası kararları bakanlar kurulu ve başbakan tarafından alınıyor.
Deniz ve hava kuvvetlerinin personel sayılarının yaklaşık 30’ar bin, kara kuvvetlerinin ise 90 bin civarında olduğu Birleşik Krallık’ta, üç kuvveti çatısı altında toplayan silahlı kuvvetler savunma bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteriyor.
Birleşik Krallık'ta jandarma veya muadili niteliğinde bir kuvvet bulunmuyor.