İtalya’nın kanallarıyla ünlü turistik kenti Venedik'te, gondolların çalışmamasıyla berraklaşan suda görülen deniz canlılarını hatırlarsınız.
Hatırlamayanlar için, bir süre öncesine kadar imkansız olduğu düşünülen o görüntüleri aşağıda hatırlatalım.
Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle birçok ülkede sokağa çıkma kısıtlamaları sürüyor.
Yasaklar kademeli olarak gevşetilmeye başlansa da özellikle salgından Avrupa’da en çok etkilenen İtalya, İspanya gibi ülkelerde durum benzer.
3,5 milyondan fazla vakanın, 250 binin üstünde can kaybının olduğu salgının belki de tek olumlu görülebilecek yanı bu: Havamız temizleniyor. Dünya Hava Kalitesi İndeksi de bu cümleyi doğruluyor.
ABD’den Avrupa’ya, Çin’den Hindistan’a kadar birçok ülke hava kirliliğiyle mücadele halinde.
Özellikle Fransa’nın başkenti Paris’te kirlilik nedeniyle araçların plakalarına göre trafiğe çıktıkları günlere şahit olduk.
Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de de özel araçların bir gün tek bir gün çift plaka esasına göre sokakta olmalarına izin verildiğine...
Salgın nedeniyle yüz milyonlarca kişinin evlere çekilmesiyle doğanın bir miktar kendine geldiğini, hayvanların daha rahat bir nefes aldığını, hava kalitesinin arttığını söylemek mümkün. Tabii bunun çeşitli sonuçları da oluyor. Avrupa’daki duruma göz atalım.
Kuzey Avrupa ülkesi Finlandiya merkezli Enerji ve Temiz Hava Araştırmaları Merkezi, yeni bir araştırmasını paylaştı. 21 ülkedeki durumun incelendiği rapora göre, Avrupa’da koronavirüs nedeniyle uygulanan karantinalar, hava kirliliği kaynaklı daha az erken ölüm görülmesine yardımcı oldu. Çalışmada şüphesiz, hava kirliliğinin yol açtığı ya da başka bir ifadeyle daha da kötüleştirdiği hastalıklar üzerindeki olası etkiden bahsediliyor.
Tahmini sayı, 11 bin civarında.
Araştırmadaki tahminlere göre, Almanya'da 2 bin 83, İngiltere’de bin 752 ve İtalya'da bin 490 hava kirliliğinden kaynaklanan erken ölüm engellendi.
Fransa’da bu sayı bin 230, İspanya’da ise bin 81.
Yani bu durumun Almanya, İngiltere ve İtalya’daki faydaları, her ülke için bin 500 civarında erken ölüme denk.
Partikül madde (PM 2,5) seviyelerinin, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 düştüğünü de yine yapılan araştırmalara göre söyleyebiliriz.
Bu da astım gibi kronik rahatsızlıklara sahip kişilerin daha kolay nefes almasını sağlıyor. Kronik hastaların COVID-19 risk grubunda olduğunu da not düşelim. Yani uzun süre kirli havaya maruz kalmak, sebep olduğu rahatsızlıklar nedeniyle COVID-19 hastalarının hayati riskini artırabiliyor. Soluduğumuz kötü hava, kimi hastaları da virüse karşı daha savunmasız bırakabiliyor.