Avrupa enerji krizinin getirdiği sorunlara çare ararken yeni bir sıkıntıyla daha karşı karşıya kaldı.
Rusya’dan gelen doğal gazı Baltık Denizi altından taşıyan Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattında iki sızıntı olduğu haberi Danimarka ve İsveçli yetkililerce bildirildi. Üstelik bu haber ikiz boru hattı olan Kuzey Akım 2’deki benzer gelişmeden sadece saatler sonra geldi.
Toplam üç deliğin olduğu noktalar Baltık Denizi’nde devasa köpürmeler olarak görüntülendi.
Olayın ertesi gününde İsveç Sahil Güvenliği dördüncü bir sızıntının daha tespit edildiğini duyurdu. Ayrıca sızıntıların olduğu bölgelere gemilerin yanaşmaması konusunda da uyarılar yapılmıştı.
Fail var mı?
Gelişmelerin ardından Avrupalı liderlerin açıklamaları sabotaj olduğu yönünde oldu. Bu okların gösterdiği iki ülke ise Rusya ve ABD.
Kremlin, Rusya'yı sabotajla suçlamanın “aptalca” olduğunu belirtirken sızıntının Avrupa'nın da çıkarına olmadığına dikkati çekti.
Sızıntıların nedeninin araştırılmasında Avrupa'ya tam destek verdiklerini söyleyen ise ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken oldu.
Açıklamaların peş peşe yapıldığı günde ilginç olan yorumlardan biri Polonya'nın eski Dışişleri ve Savunma Bakanı Radek Sikorski’den geldi.
Sikorski, "Teşekkürler ABD" yazarak, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşıma Baltık Denizi’ndeki patlamanın fotoğrafını ekledi.
Avrupa’da enerji krizi nereye gidiyor?
Uzmanlar, Rusya-Ukrayna savaşının ardından başlayan enerji krizinde, Kuzey Akım 1 ve 2 doğal gaz boru hatlarındaki patlamalar nedeniyle beklenmeyen senaryoların yaşanabileceği görüşünde. Zira, Avrupa’ya Rusya’dan doğal gaz akışı sağlayan diğer hat Ukrayna üzerinden geçiyor. Fakat burada da Rus enerji şirketi Gazprom ve Ukraynalı Naftogaz arasında tahkim süreci işliyor.
Ukrayna üzerinden Avrupa'ya günlük yaklaşık 42 milyon metreküp doğal gaz gönderen Gazprom, anlaşmazlıklar nedeniyle Naftogaz’a yaptırım uygulayabilir. Böyle bir durumda ise Avrupa’ya giden Rus doğal gazı tamamen kapanmış olacak.
Akdeniz Şirketleri Enerji Birliği Petrol ve Gaz Direktörü Doç. Dr. Sohbet Karpuz ile yaşanan süreci konuştuk.
“Deniz suyu giren hatları temizlemek zor”
Kuzey Akım 1 ve 2 doğal gaz boru hatlarında yaşanan patlamaların ciddi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Karpuz, hatların yeniden temizlenmesinin çok uzun süreceğini söylüyor. Böyle bir temizleme sürecini Rusya’nın da tercih etmesi beklenmiyor.
“Hatlarda ciddi büyüklükte delikler var. Ve boruların içerisi deniz suyuyla doluyor. Deniz suyu da girince boruları temizlemek oldukça zor bir işlem. Bunun için boruları yukarı çıkarmak gerekiyor. Bu temizlik denizin altında yapılabilecek bir şey değil. 1-2 ayda yapılacak işlem de değil. En az 5-6 ay sürer temizleme işlemi.
Sonradan gaz akışının olup olmayacağı belli olmayan bir işlem de buna değmez. Yani muhtemelen şu anda gidilmez böyle bir çözüme. Çünkü bunun tamiri ciddi bir maliyet de getirecektir. Rusya'nın böyle bir şey yapacağını tahmin etmiyorum. Şimdilik böyle bırakacaktır boru hattını.”
Rusya, Ukrayna üzerinden giden gazı da kesebilir
Bu hatlar dışında Avrupa’ya Ukrayna üzerinden de doğal gaz akışı sürüyor. Karpuz, Rusya’nın, Gazprom ve Naftogaz arasındaki tahkim sürecini de beklemeden vanaları kapatabileceğini belirtiyor. Bu durumda ise Avrupa’ya Türk Akım’dan başka Rus doğal gazını ileten bir hattın olmadığını da ekliyor.
ABD’den gelen LNG de tehlikede
Karpuz, doğal gazın kesilmesi halinde Avrupa için daha sıkıntılı bir krizin oluşacağını söylüyor. Zira, Karpuz’ın işaret ettiği bir diğer sorun da ABD’deki Ian Kasırgası.
“Gazın kesilmesi Avrupa için son derece sıkıntılı çünkü alternatif arayışı için eli bağlı durumda. Dikkat ederseniz Ian Kasırgası var ve Meksika Körfezi'nin içine doğru giriyor. Bu kasırganın şiddetini arttırması oradaki LNG ihracat tesislerini etkileyebilir. Bu arz tarafındaki sorun.
Talep tarafına baktığımız zaman Avrupa'da havalar beklendiğinden önce soğumaya başladı. Bu yüzden ısınma talebi de artacaktır. Talep artışı artarken gaz tedarikinde de sıkıntı olursa Avrupa zor şartlarda kalacaktır. Çünkü arzı artırmak mümkün değil.
Ian Kasırgası, hem üretimi, hem tesisleri vurabilir. Bütün tesisleri etkilemez belki ama önemli tesisleri vurması önemli olan. Yani Avrupa'nın toplam gaz ithalatında LNG’nin oranı yükselmişken birdenbire kısa süreli de olsa bir daralma yaşanması zaten fiziki olarak gaz krizine girmiş Avrupa'yı zor durumda bırakacaktır.”
“Norveç ve Cezayir’den gelen hat tam kapasite çalışıyor”
Avrupa’ya Rus doğal gazı dışında gelen hatlar Norveç ve Cezayir’den geliyor. Karpuz, bu hatların tam kapasite çalıştığını ve daha fazla artırılamayacağı bilgisini veriyor.
“Norveç'ten gelen boru hattı tam kapasite çalışıyor. Daha fazla artırmak mümkün değil. Diğer taraftan baktığınız zaman Cezayir'den akışlar zaten tam kapasite çalışıyor. Yani boru gazıyla bu açığı kapatmak mümkün değil. LNG ile kapatmak son derece büyük soru işareti. Bu kasırga nedeniyle.”
Peki, Avrupa’nın doğal gaz depoları ne durumda?
Doç. Dr. Karpuz, Avrupa’nın doğal gaz stoklarının her ülkeye göre değiştiği bilgisini de vererek, toplamda yaklaşık yüzde 86’lık bir doluluk olduğunu söylüyor. Ancak, bazı ülkelerin yüzde 90’lara kadar dolu olan depoları varken bazıları daha düşük seviyelerde bulunuyor.
Öte yandan, Karpuz, doğal gazda yaşanan krizler devam ederse Avrupa’nın depolarındaki gazı erken kullanmaya başlayacağını belirtiyor. Fakat normalde 1 Kasım’da kullanılmaya başlayan stokların bu sene daha erken açılma durumu da söz konusu.
“Normalde depolardan gaz çekme işlemi 1 Kasım'dan itibaren başlar. Normal temayül odur. Fakat biz daha eylülü çıkartıyoruz ve koskoca bir ekim ayı var. Eğer depolardan gazı erken çekmeye başlarlarsa kışın ortasında gaz biter.”
“Avrupa dayanışma ilkesinde test edilmiş olacak”
Karpuz’un verdiği diğer bir bilgi ise depoların Avrupa’yı ne kadar idare edeceği yönünde. Zira, normalde 2 aylık bir stok olduğunu belirtiyor. Fakat krizin artması halinde ülkelerin stoklarındaki gazı paylaşmaması da ihtilmaller arasında.
“Depoların doluluk oranı yüzde 86 civarında. Yani normalde rahatlıkla iki ay idare edebilir. Ama toplam olarak bakmak da yanlış olur. Bazı ülkelerde depolar yüzde doksan üzerinde doluyken bazılarında doluluk oranı o kadar fazla değil. Yani normalde rahatlıkla iki ay idare edebilir. Burada da Avrupa dayanışma ilkesinde bir test edilmiş olacak. Çünkü deposu dolu olan ülke deposu az olan ve talebi artan yere gaz akışını sağlayacak mı? Muhtemelen sağlamayacaktır. Herkes kendi ülkesinin gaz tedarikini karşılamaya yönelecektir.
Böyle olunca özellikle Doğu Avrupa'daki ülkeler oldukça zor durumda kalacak. Öte yandan LNG girişleri doğru dürüst zaten yok. LNG’ye erişimleri yok. Ukrayna'dan gaz da kesilirse onlar ya petrole ya kömüre döneceklerdir. Sert bir kış olacaktır. Mecburen daha çok tasarrufa gidecekler. Yani gazı çok tedarikli kullanmak zorunda kalacaklar.”
“Gelinen nokta hesapta olan bir senaryo değildi”
Karpuz, enerji krizinde tasarrufların artacağına değiniyor ancak gelinen noktanın çok da hesapta olan bir senaryo olmadığını da ekliyor.
“Gazın ilk kesileceği yer muhtemelen elektrik üretiminde kullanılan ve sanayide kullanılan gaz olacaktır. Yani konutlarda gazı kesmek en son başvurulacak çaredir. Avrupa, gelen doğal gazla kışı çıkartabileceğini bekliyordu. Ama hatların patlayıp sıfıra inmesi ve Ukrayna’dan gelen gazın da kapanma ihtimali çok fazla hesapta olan bir senaryo değildi.”