Avrupa, İslam karşıtlığı ile mücadelede net tavır sergileyemiyor. Yakalanamayan failler, basit cezalar ve ülkelerin zayıf kanunları, benzeri suçların artışını adeta teşvik ediyor.
Almanya'da camiye saldırı
İslam karşıtı saldırıların en yoğun görüldüğü ülkelerden biri Almanya. Dresden kentindeki Fatih Camii’ne 2016 yılında bombalı saldırı düzenlendi, Faile 9 yıl 8 ay hapis cezası verildi.
2018 yılında Ulm kentindeki camiye molotofkokteyli atan 5 kişi, 3 ile 5,5 yıl arasında değişen oranlarda hapse mahkum oldu.
Kamuoyuna yansıyan bu iki büyük karar dışında son yıllarda Almanya'da Müslümanlara ve İslami teşkilatlara yönelik saldırıların çoğu cezasız kaldı.
Aşırı sağ ile mücadele yetersiz
Irkçı saldırıların failleri de çoğu zaman hafif cezalarla kurtuluyor, soruşturmalar gereken hassasiyette yapılmıyor.
Şubat 2020'de Hanau kentinde 4'ü Türk 9 göçmenin katledildiği saldırıda fail ölü bulunsa da soruşturma, cevaplanmamış birçok soruyla kapatıldı.
Ülkede polis teşkilatı ve ordu içinde çok sayıda "aşırı sağcı personel" tespit edildi, hala tespit edilemeyenlerin olduğu kanısı bile ülkede kaygı yaratıyor.
Belçika'da firari asker endişesi
Belçika'da geçen yıl mayıs ayında orduya ait ağır silahlarla firar eden ırkçı asker haftalarca bulunamadı.
Türk ve Müslümanlara yönelik saldırı düzenleme planı bilinen firari askerin, kayıp olduğu sürede tehdit her gün devam etti.
Yaklaşık bir ay sonra cansız bedeni bulunan firari askerin intihar ettiği belirtildi.
Saldırganlar cezasız kalıyor
İslam karşıtı saldırıların sıkça yaşandığı Fransa'da ise Müslümanların yaşamları bizzat devlet eliyle zorlaştırılıyor.
"Cumhuriyet Değerlerine Saygıyı Güçlendiren Prensipler" adlı yasa ile Müslümanlara yönelik baskı arttı, 22 cami çeşitli gerekçelerle kapatıldı.
Cami ve Müslümanlara yönelik saldırılarda artışın görüldüğü Fransa'da, saldırganların devletin Müslümanlara bakış açısından cesaret aldığı düşünülüyor.
Ülkede yargı önüne çıkarılan saldırganların cezası ya erteleniyor ya da para cezasına çevriliyor.
Cezalar caydırıcı değil
Eylül ayında Kuzey Afrikalı bir adamı darbeden saldırgan, 10 ay hapis ve 6 ay ertelenmiş hapis cezasına çarptırıldı.
Nisan ayında yaşlı bir sürücü, otomobilini, tartıştığı Fas asıllı bir kişinin üzerine sürerek yaralanmasına neden oldu. Yaşlı adam iki yılı ertelenmiş olmak üzere beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Her iki olay "ırkçı" mahiyette olsa da, mahkeme bunu görmezden geldi, asayiş olayı gibi değerlendirdi.
Avrupa'nın İslam karşıtlığı ve ırkçı yaklaşımlarla mücadelede duyarsız kalışının, işlenen suçların artarak devam etmesinde en etkili unsur olduğu değerlendiriliyor.