Avusturya eğitim sisteminde her tür ayrımcılığa karşı çalışmalar yürüten Eğitimde Ayrımcılık Karşıtı Eşitlik Derneğinin (IDB) raporuna göre, ülkede 2017'de, ayrımcılık vakalarında bir önceki yıla oranla yüzde 268 artış yaşandı.
Ülkede iki yıldır eğitim sisteminde, din, cinsiyet, kültür, etnik köken ve benzeri nedenlerle ayırımcılığa maruz kalan öğrenci ve eğitmenlere ilişkin çalışmalar yürüten IDB Derneği, düzenlediği basın toplantısı ile 96 sayfadan oluşan 2017 Avusturya Eğitim Sisteminde Ayrımcılık Raporu’nu kamuoyuyla paylaştı.
Derneğin çalışma prensipleri başta olmak üzere uzman görüşleri, mağdurların anlatıları ve yaşanan hukuki süreçlere ilişkin örneklerin yer aldığı raporda, geçen yıl ayrımcılık nedeniyle 173 vakanın kayıt altına alındığı, bu sayının 2016’da 47 olduğu belirtilerek, dolayısıyla bu vakalarda yüzde 268 gibi ciddi bir artışın yaşandığına işaret edildi.
Avusturya eğitim sisteminde ayrımcılığa en çok yüzde 81 ile ilk, orta ve lise öğrencilerinin maruz kaldığı vurgulanan raporda, ayrımcılığın en çok yüzde 30 ile lise ve ortaokulda yaşandığı, bu oranın ilkokulda yüzde 19, anaokulunda yüzde 5 ve diğer kurumlarda yüzde 19 olduğu bildirildi.
İslam karşıtlığı ilk sırada
Raporda, çeşitli ayrımcılık nedenlerine de değinilerek, İslam karşıtlığının yüzde 50 ile ilk sırada yer aldığı bildirildi.
Bunu sırasıyla yüzde 40 ile etnik köken, yüzde 6 ile fiziksel engelli olunması, yüzde 1,1 ile antisemitizm takip etti.
Raporda, dini tercihi görünür kişilere ayrımcılığın yüzde 42 seviyesinde olduğu belirtildi.
Kadınların yüzde 52 ile en çok ayrımcılığa maruz kalan kesim olduğu kaydedilen raporda, buna karşı ayrımcılık yapan faillerin ise yüzde 53’ünü erkeklerin oluşturduğu ifade edildi.
Raporda, ayrımcılığa maruz kalan kişilerin yaşadığı kötü tecrübeleri çoğunlukla paylaşmak istemediğinin altı çizilerek, ülkenin başkenti Viyana'nın 46, Aşağı Avusturya eyaletinin ise yüzde 35 ile en çok ayrımcılığın yaşandığı bölgeler olduğuna dikkat çekildi.
“Ayrımcılık şiddetin farklı bir formu"
Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan IDB Derneği Başkanı Dr. Sonia Zaafrani, eğitim sisteminde eşit muamele ve eğitim şansının herkes için yasal hak olduğunu belirterek, "Devlet tarafından tayin edilen eğitmenlerin öğrencilerine karşı tarafsız olması gerekirken, bu rapor birçok eğitmenin din ve dünya görüşü nedeniyle taraflı tutum sergileyerek ayrımcılık yaptığını ortaya koyuyor.” dedi.
Irkçılık, İslam karşıtlığı, antisemitizm ve cinsiyetçilik gibi birçok ayrımcılığın okul sıralarında öğretilen ve öğrenilen hususlar olduğunu dile getiren Zaafrani, “Öğrencilerin öğretmenleri tarafından sıklıkla ayrımcılığa maruz bırakılması şiddetin farkı bir formudur. Okullar esasında söz konusu olumsuz yaklaşımlardan gençleri arındırmak için vardır. Eğitim sisteminin temel işleyişi şans eşitliği ve eşit muameleye dayanmalıdır.” görüşünü paylaştı.
Dernek yöneticilerinden Jenny Simanowitz, ayrımcılık nedeni olarak İslamofobinin ilk sırada yer aldığını vurgulayarak, başörtülü olduğu için ayrımcılığa maruz kalan Avusturyalı bir annenin yaşadıklarını aktardı. Simanowitz, İslam dinini tercih eden Avusturyalı annenin kızının, okul müdürü tarafından ilkokula alınmak istenmediğini söyledi.
Başörtüsü takan lise öğrencisine hakaret
Başörtüsü takan bir lise öğrencisinin hakarete maruz kaldığını aktaran Simanowitz, aynı şekilde başka bir Müslüman öğrencinin oruç tuttuğu için öğretmeni tarafından arkadaşlarının yanında alay konusu yapıldığına dikkati çekti.
Dernek sözcülerinden Marlies Parchment de etnik kökeni nedeniyle ayrımcılıkla yüzleşmek zorunda kalan bazı öğrencilerin olumsuz tecrübelerine değinerek, teneffüs esnasında kendi aralarında Türkçe konuşan çocuklara öğretmenin hakaret ettiğini belirtti.
Afganistan asıllı bir öğrencinin öğretmeni tarafından hakarete maruz kaldığını anlatan Parchment, öğretmenin öğrenciyi geldiği ülke ve kökeni nedeniyle aşağıladığını ifade etti.
Ayrımcılıkla mücadele önerileri
Raporda ayrıca, eğitim sisteminde yaşanan ayrımcılıkla mücadele için 10 maddeden oluşan yol haritasına yer verildi.
Buna göre ayrımcılığa maruz kalan kişilerin başvurabileceği eğitim kurumu ve yöneticilerinden bağımsız merkezlerin oluşturulması gerektiği, böylelikle okulda farklı sorunlarla karşılaşma korkusuyla yaşadığı kötü tecrübeyi aktaramayan öğrencilere kolaylık sağlanacağı vurgulandı.
Her okulda ayrımcılık karşıtı pedegoglar görevlendirmesi önerilerek, ayrımcılık, ırkçılık, İslam karşıtlığı ve antisemitizm gibi konular hakkında öğrencileri bilgilendirecek çalışmaların yapılması tavsiye edildi.
Okullarda farklı din ve etnik kökenden öğretmen ve yönetici sayısı arttırılarak eğitmen kademesinde çeşitliliğe gidilmesinin önemine işaret edildi.
Kaynak: AA