Aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi'nden (FPÖ) yapılan yazılı açıklamada, Parti Genel Başkanı Norbert Hofer’in 3 haftalık rehabilitasyon süreci sonrasında kariyerine yönelik düşünme imkanı bulduğu ve yaklaşık iki yıldır yürüttüğü görevi, bırakma kararı aldığı belirtilirken, aşırı sağcı liderin değerlendirmelerine de yer verildi.
Hofer, ülkede İbiza skandalı olarak adlandırılan ve merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve FPÖ koalisyon hükümetinin Mayıs 2019’da sona ermesine yol açan olayın sonrasında, partisinin sancılı bir süreç geçirdiğini, ancak son kamuoyu yoklamalarına göre oy oranlarındaki artış nedeniyle parti içi istikrarın yeniden yakalandığını söyledi.
Partinin gelecek yıllarda başarı elde edebilmesi için gerekli adımları attığını belirten Hofer, partideki görevinin de böylelikle sona erdiğini duyurdu.
Kickl ile arasınd gerginlik var iddiası
Avusturya basınında çıkan haberlerde, Hofer ve partinin şahin kanadını temsil eden eski İçişleri Bakanı Herbert Kickl arasında gerginlikler yaşandığı, Kickl’ın genel başkanlık koltuğuna talip olduğu iddia edilmişti.
Hofer, mevcut Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen’e karşı 2016’da cumhurbaşkanlığı için yarışmış ve az farkla seçimleri kaybetmişti.
İbiza skandalı
Avusturya’da Mayıs 2019’da dönemin Başbakan Yardımcısı ve aşırı sağcı parti FPÖ’nün Genel Başkanı Heinz Christian Stache ve aynı partinin Meclis Grup Başkanı Johann Gudenus’un, İspanya’nın İbiza Adası'nda, kendisini zengin bir Rus iş adamının yakını olarak tanıtan bir kadınla yaptığı görüntüler basında yer almıştı.
Görüntülerde, aşırı sağcı liderin, Rusya’nın partisine destek vermesi durumunda bazı devlet ihalelerinin bu ülkeye verilmesi ve Avusturya'nın en çok satan gazetesinin hisselerinin bir kısmının Ruslara satılması hususunda yardımcı olabileceğine yönelik ifadeleri, ülke tarihinin en ciddi krizi olarak değerlendirilmişti.
Görüntülerin ortaya çıkmasının ardından dönemin Başbakanı Sebastian Kurz, aşırı sağcı parti ile kurulan hükümeti sonlandırmış, erken seçim çağrısında bulunmuştu.