Katar merkezli El-Cezire kanalının Bila Hudud (Sınırsız) programında konuşan Hasani, BAE'nin Yemen'de hükümetin kontrolünde olan güney kentlerindeki gerçek rolü ve işkence ile suikastlara ilişkin bağlantılarına dair bildiklerini aktardı.
Geçici başkent konumundaki Aden başta olmak üzere güney kentlerinde bulunan gizli hapishanelerin BAE tarafından işkence merkezleri olarak kullanıldığını belirten Hasani, kendisinin Aden'de BAE güçlerince alıkonularak işkence edilen ilk kişilerden biri olduğunu söyledi.
BAE'nin vahşet dolu zindanları
Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi'nin ofis müdür yardımcısı Şeyh Ahmed Salih el-İsa'yı tasfiye etme planında yer almak üzere BAE birlikleriyle çalışmayı kabul etmediği için Ağustos 2016'da alıkonularak BAE'nin kontrolündeki bir gizli hapishaneye götürüldüğünü söyleyen Hasani, İsa'nin, Abu Dabi'nin desteklediği güçlerin Aden kentini ele geçirmeye engel olma konusunda ciddi bir rol üstlendiğinden ötürü kendisinin BAE'nin hedef tahtasına oturduğuna dikkati çekti.
Gizli hapishanelerde görev yapanların tümünün BAE ile Kolombiyalılardan oluştuğu ve kesinlikle aralarına Yemenlileri almadıklarına işaret eden Hasani, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Söz konusu gizli hapishanelerde dayak, elektrikli işkence, tecavüz tehdidi gibi çeşitli işkenceler yapılıyordu. Hatta demirlere oturtma işkencelerine maruz kaldıktan sonra kan kaybeden tutukluların hücrelerden çıkarıldığı görülüyordu. Aralarında Said ed-Devbehi ve Şükri es-Sakkaf'ın da bulunduğu 42 kişinin işkence altında can verdiğini biliyorum."
Suudi Arabistanlı subaylardan, BAE güçlerinin Yemen'in güneyindeki uygulamalarından rahatsız olduklarını duyduğunu da hatırlatan Hasani, ancak Riyad yönetiminin bu denli ihlallere karşı sessiz durmasına anlam veremediğini ifade etti.
Suudi Arabistan, BAE'nin gizli gündemini güneydeki gruplara iletti
Suudi Arabistan'ın, BAE'nin gizli gündemini içeren bir dosyayı Güney Direniş Güçlerinin yöneticilerine ulaştırdığını aktaran Hasani, söz konusu dosyada BAE'nin güneydeki limanların tümünü kontrolünde tutma ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı'na (İhvan) yakınlığıyla bilinen Islah Partisi mensupları başta olmak üzere kendi karşıtlarını tasfiye etmek amacıyla hükümet güçlerinin dışında militan gruplar kurma gibi konuların yer aldığını kaydetti.
BAE'nin tasfiye etmek istediği isimlerin hepsinin Suudi Arabistan tarafından bilinmediğini dile getiren Hasani, "Muhammed bin Zayid çeteleri, şu ana kadar Yemen'in güneyinde aralarında davetçi, imam ve askeri lider gibi isimlerden oluşan 100'den fazla Müslümanı öldürdü. Halihazırda Yemen'in güneyinde yaşanan gelişmelerin tümünü Suudi Arabistan'ın ilettiği dosyada gördüm." dedi.
Ebu Dabi'nin Yemen'deki gizli gündemini uygulayanların ise ayrılıkçı Güney Hareketi'nin kurduğu Siyasi Geçiş Konseyi Başkan Yardımcısı Hani bin Berik ve diğer bazı isimler olduğunu savunan Hasani, Hani bin Berik'i "BAE'nin bir askeri" olarak nitelendirdi.
Aden ve diğer güney kentlerinde yapılan suikastlar, alıkoymalar, gasp ve uyuşturucu işlerinin başında BAE'li istihbarat subayı Ebu Halife Said el-Mehiri isimli kişinin olduğu bilgisini paylaşan Hasani, şunları kaydetti:
"BAE'nin gizli ajandasının hayata geçirilmesine hizmet eden herkes, proje bitinceye kadar güvende oluyor ancak işi bitince kendi milisleri tarafından tasfiye ediliyor. Örneğin BAE adına Taiz kentinde suikastlar yapan Nedim es-Sanani, aynı zaman da Ebu el-Abbas Tugaylarının kara kutusuydu. Ancak sahip olduğu bilgiler dolayısıyla kendileri için bir tehdit olarak görüldü ve gündüz vakti Aden kentinde BAE'ye bağlı Hizam Emni güçleri tarafından öldürüldü."
BAE tarafından desteklenen "Hizam Emni" adıyla bilinen güçler, 2015'te Aden ve çevre vilayetlerde görev yapmak üzere kurulmuştu. Söz konusu güçler, Güney Geçiş Konseyi olarak bilinen ve Yemen'in bölünmesini isteyen yapının idarecileri tarafından yönetiliyor.
Kaynak: AA