Suudi Arabistan'ın liderliğindeki koalisyon tarafından desteklenen meşru Yemen hükümeti ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenen ve 26 Nisan'da özerklik ilan eden Güney Geçiş Konseyi (GGK) arasında tansiyon tırmanıyor.
Ülkenin güneyindeki Ebyen eyaletinde iki taraf arasında yaşanan çatışmalar, Yemen savaşının yeni bir aşamaya girdiğinin habercisi.
Hükümet ile GGK birbirine karşılıklı suçlamalar yöneltirken, daha önce ihtilafı sonlandırmak amacıyla iki tarafın arasında varılan Riyad Anlaşması işlevsiz kaldı.
Yemen hükümeti bugün yaptığı açıklamada, özerklik ilanından geri adım atmaması durumunda ayrılıkçı GGK'ye savaş açmakla tehdit etti. Yemenlilerin kanını korumak için en doğru kararın GGK'nin geri adım atması olacağı belirtildi.
Suudi Arabistan destekli hükümetin Dışişleri Bakanlığı, sosyal medya sitesi Twitter'daki hesabından yaptığı açıklamada, GGK'nin Ebyen'de yaptığı “provokatif askeri yığmayı” kınadı.
GGK yetkilileri ise Ebyen'deki çatışmaların hükümet güçleri tarafından başlatıldığını, bu güçlerin Ebyen eyaletinin merkezi olan Zincibar kentine doğru harekete geçtiğini iddia etti.
"Çok ciddi ancak beklenen bir gelişmeydi"
Yemen'deki son gelişmeleri TRT Haber için değerlendiren Yemenli yazar ve araştırmacı Yasin Tamimi, çatışmaları “çok ciddi ancak beklenen bir gelişme” olarak nitelendirdi. Tamimi, Ebyen'de daha önce Suudi Arabistan'ın girişimleriyle varılan ateşkesin kırılganlığına dikkat çekti.
Yasin Tamimi, GGK'nin bir taraftan "Abu Dabi'nin açık desteği ve provokasyonunu, diğer taraftan ise Riyad'ın oynak tavrını arkasına alarak meşru hükümete karşı tutumunu tırmandırdığını ve Aden'deki varlığını kısıtlamaya çalıştığını" söyledi.
Ateşkesin devam ettiği bir süreçte GGK'nin güney bölgelerinde özerklik ilanının acil bir askeri karşılık gerektirdiğini belirten Yemenli yazar, Suudi Arabistan'ın etkisi altındaki hükümetin bu karşılığı verme konusunda geciktiğini ve ancak dün harekete geçebildiğini ifade etti.
Suudi Arabistan'ın, hükümetin kısıtlı askeri adımlarına "yeşil ışık verdiğini" anlatan Tamimi, bunun GGK'ye baskıyı artırma ve konseyi, özerlik ilanından geri adım attırmaya yönelik olduğu görüşünü paylaştı.
Tamimi, meşru hükümetin askeri adımlarının, GGK'nin Sokotra Adası'ndaki "provokatif" kararlarına da karşılık olduğunu dile getirdi.
Riyad ve Abu Dabi, hükümeti zayıflatmak istiyor
GGK tarafından Aden'den çıkarılan hükümet güçlerinin yeniden oraya geri dönmesi ve iki tarafın eşit bir şekilde katılacağı yeni bir hükümetin kurulmasını öngören Riyad Anlaşması'nın hayata geçirilememe sebeplerine gelince...
Yasin Tamimi'ye göre, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, GGK'nin ülkenin güneyinde etkili bir oyuncu kalmasını sağlayarak, meşru hükümeti zayıflatmayı amaçlıyor.
Böylelikle her iki ülkenin Yemen'de daha fazla çıkar sağlayabileceğine işaret eden Yemenli yazar, Abu Dabi ve Riyad'ın Sokotra Adası ve Mahra gibi stratejik bölgeleri ele geçirme yolunun açılmış olacağına vurgu yaptı.
Yemen'i bölme planı
"Arap Baharı" adıyla bilinen ayaklanmaların yaşandığı tüm Arap ülkelerindeki karşıt devrimlerin BAE tarafından desteklendiğine de dikkat çeken Tamimi, Abu Dabi'nin Yemen'deki 11 Şubat Devrimi'nin siyasi ve ideolojik izlerini silmek istediğini söyledi.
BAE'nin bir diğer tehlikeli amacının, Yemen'i bölmek ve Sokotra Adası'nı ele geçirmek olduğunu belirten Tamimi, BAE'nin planını şöyle yorumladı:
"Bu, ne kadar zayıf olursa olsun birlik ve beraberliğin hakim olduğu bir Yemen devleti olduğu sürece mümkün olamayacak. Bundan dolayı BAE, Yemen'deki siyaseti ve partileri bitirmeye, tehlikeli planlara karşı koymaya çalışan siyasi elitleri yıldırmaya çalışıyor."
Savaşın kaybedeni Yemen halkı
5 yıldan beri savaşın gölgesinde yaşayan Yemenliler, açlık ve koleradan sonra şimdi de ülkeye sıçrayan yeni tip koronavirüs ile karşı karşıya.
Yemen hükümeti 11 Mayıs'ta, COVID-19 vakalarının artımasıyla ülkenin güneyindeki geçici başkent Aden'i "salgın bölgesi" ilan etmişti.
Ülkede COVID-19 kaynaklı can kaybı 9'a, vaka sayısı ise 56'ya yükselmişti.
Savaştan önce bile dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Yemen'deki insani durum, 2015'ten bu yana gittikçe kötüleşiyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), yaklaşık 30 milyon nüfuslu Yemen'de 24,4 milyon kişinin hayatını idame ettirmek için yardıma ihtiyaç duyduğunu ifade ediyor.
Koronavirüs ile mücadeleye hazır olmayan Yemen'deki sağlık sistemi, daha önce ülkeyi kasıp kavuran kolera salgınında kötü bir sınav vermişti.
Birleşmiş Milletlerin (BM) “dünyanın en kötü insani krizi” olarak nitelendirdiği Yemen'de, 2 bin 500'den fazla kişi önlenebilen kolera hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. Bu sayının yüzde 30'u 5 yaş altı çocuklardan oluşuyor.
Yemen'deki savaş ve hükümet-GGK ihtilafı
İran yanlısı Şii Husilerin, başkent Sana başta olmak üzere ülkenin birçok kentini ele geçirmesinden sonra Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon, 2015'te meşru hükümet güçleriyle beraber Husilere karşı askeri bir operasyon başlatmıştı.
BAE'nin Yemen'in güneyindeki ayrılıkçı milislere silah ve para desteğinden sonra meşru hükümet ile bu milisler arasında gerginlik artmaya başladı.
Suudi Arabistan'da ikamet eden Yemen Cumhurbaşkanı Abdurrabu Mansur Hadi'ye bağlı meşru hükümet, Sana'dan çıkmak zorunda kaldığı 2015'ten sonra görevlerini güneydeki geçici başkent Aden'den icra ediyordu. Ancak 2019'un ağustos ayında, BAE destekli Güney Geçiş Konseyi güçleri tarafından düzenlenen darbe giriminden sonra hükümet Aden'den çekildi.
Riyad Anlaşması
GGK ile hükümet, aralarındaki ihtilafı sonlandırmak amacıyla geçen kasım ayında, Suudi Arabistan'ın ön ayak olduğu Riyad Anlaşması'nı imzaladı.
Anlaşma, Yemen Cumhurbaşkanı Hadi tarafından belirlenecek ve kuzey ile güne eyaletlerinin eşit derecede temsil edildiği yeni bir hükümetin kurulmasını, Ağustos 2019 itibarıyla yer değiştiren tüm askeri kıtaların tekrar eski noktalarına geri dönmesini öngörüyordu.
Ancak 6 ay geçmesine rağmen Riyad Anlaşması bir türlü hayata geçirilemedi. Dahası GGK, emrivaki yaparak 26 Nisan'da, kontrolündeki bazı güney eyaletlerinde sözde özerklik ilan etti.
Suudi Arabistan'ın liderliğindeki koalisyon tarafından desteklenen meşru Yemen hükümeti ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenen ve 26 Nisan'da özerklik ilan eden Güney Geçiş Konseyi (GGK) arasında tansiyon tırmanıyor.
Ülkenin güneyindeki Ebyen eyaletinde iki tarafın arasında yaşanan çatışmalar, yemen savaşının yeni bir aşamaya girdiğinin habercisi.
Hükümet ile GGK birbirine karşılıklı suçlamalar yöneltilirken daha önce ihtilafı sonlandırmak amacıyla iki tarafın arasında varılan Riyad Anlaşması işlevsiz kaldı.
Yemen hükümetinin salı günü (bugün) yaptığı açıklamada özerklik ilanında geri adım atmaması durumunda ayrılıkçı GGK'ya savaş açmaya hazır olduğunu söyledi. Yemenlilerin kanını korumak için GGK'ya seslendi.
Suudi Arabistan destekli hükümetin Dışişleri Bakanlığı, twitter hesabından yaptığı açıklamada, GGK'nın Ebyen'de yaptığı “provokatif askeri yığmayı” kınadı.
GGK yetkilileri ise Ebyen'deki çatışmaların hükümet güçleri tarafından başlatıldığını bu güçlerin Ebyen eyaletinin merkezi olan Zincibar kentine doğru harekete geçtiğini iddia etti.
“Çok ciddi ancak beklenen bir gelişmeydi”
Yemen'deki son gelişmeleri TRT Haber için değerlendiren Yemenli Yazar ve Araştırmacı Yasin Tamimi, yaşanan çatışmaları “çok ciddi ancak beklenen bir gelişme” olarak nitelendirdi. Ebyen'de daha önce Suudi Arabistan'ın girişimleriyle varılan ateşkesin kırılganlığına dikkat çekti.
Tamimi, GGK'nin bir taraftan Abu Dabi'nin açık desteğini ve provokasyonunu diğer taraftan ise Riyad'ın oynak tavrını arkasına alarak meşru hükümete karşı tutumunu tırmandırdığını ve Aden'deki varlığını kısıtlamaya çalıştığını söyledi.
Ateşkesin devam ettiği bir süreçte GGK'nin güney bölgelerinde özerklik ilanının acil bir askeri karşılık gerektirdiğini belirten Yemenli Yazar, Suudi Arabistan'ın etkisi altındaki hükümetin bu karşılığı vermek konusunda geciktiğini ve ancak dün harekete geçebildiğini ifade etti.
Suudi Arabistan'ın hükümetin kısıtlı askeri adımlarına yeşil ışık verdiğini söyleyen Tamimi, bunun GGK'ya baskıyı artırmaya ve özerlik ilanından geri adım attırmaya yönelik olduğunu söyledi.
Tamimi, meşru hükümetin askeri adımlarının GGK'nın Sokotra Ada'sındaki provokatif kararlarına da karşılık olduğunu belirtti.
Riyad ve Abu Dabi hükümeti zayıflatmak istiyor
GGK tarafından Aden'den çıkartılan hükümet güçlerinin yeniden oraya geri dönmesini ve iki tarafın eşit bir şekilde katılacağı yeni bir hükümetin kurulmasını ön gören Riyad Anlaşması'nın hayata geçirilememesi sebeplerine gelince Tamimi, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan'ın GGK'yı ülkenin güneyinde etkili bir oyuncu kalmasını sağlayarak, meşru hükümeti zayıflatmayı amaçladığını ifade etti.
Böylelikle her iki ülkenin Yemen'de daha fazla çıkar sağlayabileceğine işaret eden Yemenli Yazar, Abu Dabi ve Riyad'ın Sokotra Adası ve Mahra gibi stratejik bölgeleri ele geçirme yolunun açılmış olacağına dikkat çekti.
“BAE Yemen'i bölmek istiyor”
Arap Baharı adıyla bilinen ayaklanmaların yaşandığı tüm Arap ülkelerindeki karşıt devrimlerin BAE tarafından desteklendiğine dikkat çeken Tamimi, Abu Dabi'nin Yemen'deki 11 Şubat Devrimi'nin siyasi ve ideolojik izlerini silmek istediğini söyledi.
BAE'nin bir diğer tehlikeli amacının, Yemen'i bölmek ve Sokotra Adası'nı ele geçirmek olduğunu belirten Tamimi:
“Bu, ne kadar zayıf olursa olsun birlik ve beraberliğin hakim olduğu bir Yemen devletinin olduğu sürece mümkün olamayacak. Bundan dolayı BAE Yemen'deki siyaseti ve partileri bitirmeye, tehlikeli planlara karşı koymaya çalışan siyasi elitleri yıldırmaya çalışıyor.
Savaşın kaybedeni Yemen halkı
5 yıldan beri savaşın gölgesinde yaşayan Yemenliler, şimdi de ülkeye sıçrayan koronavirüs ile karşı karşıya.
Yemen hükümeti,11 Mayıs'ta, COVID-19 vakalarının artımasıyla ülkenin güneyindeki geçici başkent Aden'i "salgın bölgesi" ilan etmişti.
Ülkede COVID-19 kaynaklı can kaybı 9'a, vaka sayısı ise 56'ya yükselmişti.
Koronavirüs ile mücadeleye hazır olmayan Yemen'deki sağlık sistemi, daha önce ülkeyi kasıp kavuran kolera salgınında kötü bir sınav vermişti.
BM'nin “dünyanın en kötü insani krizi” olarak nitelendirdiği Yemen'de, 2 bin 500'den fazla kişi önlenebilen kolera hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. Bu sayının yüzde 30'u beş yaş altı çocuklardan oluşuyor.
Yemen'deki savaş ve hükümet-GGK ihtilafı
İran yanlısı Şii Husilerin başkent Sana başta olmak üzere ülkenin birçok kentini ele geçirmesinden sonra Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon, 2015'te meşru hükümet güçleriyle beraber Husilere karşı askeri bir operasyon başlatmıştı.
BAE'nin Yemen'in güneyindeki ayrılıkçı milislere silah ve para desteğinden sonra meşru hükümet ile bu milisler arasında gerginlik artmaya başladı.
Suudi Arabistan'da ikamet eden Yemen Cumhurbaşkanı Abdurrabu Mansur Hadi'ye bağlı meşru hükümet, Sana'dan çıkmak zorunda kaldığı 2015'ten sonra görevlerini güneydeki geçici başkent Aden'den icra ediyordu. Ancak, Ağustos 2019'da BAE destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) güçleri tarafından düzenlenen darbe giriminden sonra hükümet Aden'den çekildi.
GGK ile hükümet aralarındaki ihtilafı sonlandırmak amacıyla Kasım 2019'da Suudi Arabistan'ın ön ayak olduğu Riyad Anlaşması'nı imzalandı.
Anlaşma, Yemen Cumhurbaşkanı Hadi tarafından belirlenecek ve kuzey ile güne eyaletlerinin eşit derecede temsil edildiği yeni bir hükümetin kurulmasını, Ağustos 2019 itibarıyla yer değiştiren tüm askeri kıtaların tekrar eski noktalarına geri dönmesini ön görüyordu. Ancak 6 ay geçmesine rağmen Riyad Anlaşması bir türlü hayata geçirilemedi. Dahası, GGK, emri vaki yaparak 26 Nisan'da kontrolündeki bazı güney eyaletlerinde sözde özerkliği ilan etti.
Suudi Arabistan'ın liderliğindeki koalisyon tarafından desteklenen meşru Yemen hükümeti ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenen ve 26 Nisan'da özerklik ilan eden Güney Geçiş Konseyi (GGK) arasında tansiyon tırmanıyor.
Ülkenin güneyindeki Ebyen eyaletinde iki tarafın arasında yaşanan çatışmalar, yemen savaşının yeni bir aşamaya girdiğinin habercisi.
Hükümet ile GGK birbirine karşılıklı suçlamalar yöneltilirken daha önce ihtilafı sonlandırmak amacıyla iki tarafın arasında varılan Riyad Anlaşması işlevsiz kaldı.
Yemen hükümetinin salı günü (bugün) yaptığı açıklamada özerklik ilanında geri adım atmaması durumunda ayrılıkçı GGK'ya savaş açmaya hazır olduğunu söyledi. Yemenlilerin kanını korumak için GGK'ya seslendi.
Suudi Arabistan destekli hükümetin Dışişleri Bakanlığı, twitter hesabından yaptığı açıklamada, GGK'nın Ebyen'de yaptığı “provokatif askeri yığmayı” kınadı.
GGK yetkilileri ise Ebyen'deki çatışmaların hükümet güçleri tarafından başlatıldığını bu güçlerin Ebyen eyaletinin merkezi olan Zincibar kentine doğru harekete geçtiğini iddia etti.
“Çok ciddi ancak beklenen bir gelişmeydi”
Yemen'deki son gelişmeleri TRT Haber için değerlendiren Yemenli Yazar ve Araştırmacı Yasin Tamimi, yaşanan çatışmaları “çok ciddi ancak beklenen bir gelişme” olarak nitelendirdi. Ebyen'de daha önce Suudi Arabistan'ın girişimleriyle varılan ateşkesin kırılganlığına dikkat çekti.
Tamimi, GGK'nin bir taraftan Abu Dabi'nin açık desteğini ve provokasyonunu diğer taraftan ise Riyad'ın oynak tavrını arkasına alarak meşru hükümete karşı tutumunu tırmandırdığını ve Aden'deki varlığını kısıtlamaya çalıştığını söyledi.
Ateşkesin devam ettiği bir süreçte GGK'nin güney bölgelerinde özerklik ilanının acil bir askeri karşılık gerektirdiğini belirten Yemenli Yazar, Suudi Arabistan'ın etkisi altındaki hükümetin bu karşılığı vermek konusunda geciktiğini ve ancak dün harekete geçebildiğini ifade etti.
Suudi Arabistan'ın hükümetin kısıtlı askeri adımlarına yeşil ışık verdiğini söyleyen Tamimi, bunun GGK'ya baskıyı artırmaya ve özerlik ilanından geri adım attırmaya yönelik olduğunu söyledi.
Tamimi, meşru hükümetin askeri adımlarının GGK'nın Sokotra Ada'sındaki provokatif kararlarına da karşılık olduğunu belirtti.
Riyad ve Abu Dabi hükümeti zayıflatmak istiyor
GGK tarafından Aden'den çıkartılan hükümet güçlerinin yeniden oraya geri dönmesini ve iki tarafın eşit bir şekilde katılacağı yeni bir hükümetin kurulmasını ön gören Riyad Anlaşması'nın hayata geçirilememesi sebeplerine gelince Tamimi, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan'ın GGK'yı ülkenin güneyinde etkili bir oyuncu kalmasını sağlayarak, meşru hükümeti zayıflatmayı amaçladığını ifade etti.
Böylelikle her iki ülkenin Yemen'de daha fazla çıkar sağlayabileceğine işaret eden Yemenli Yazar, Abu Dabi ve Riyad'ın Sokotra Adası ve Mahra gibi stratejik bölgeleri ele geçirme yolunun açılmış olacağına dikkat çekti.
“BAE Yemen'i bölmek istiyor”
Arap Baharı adıyla bilinen ayaklanmaların yaşandığı tüm Arap ülkelerindeki karşıt devrimlerin BAE tarafından desteklendiğine dikkat çeken Tamimi, Abu Dabi'nin Yemen'deki 11 Şubat Devrimi'nin siyasi ve ideolojik izlerini silmek istediğini söyledi.
BAE'nin bir diğer tehlikeli amacının, Yemen'i bölmek ve Sokotra Adası'nı ele geçirmek olduğunu belirten Tamimi:
“Bu, ne kadar zayıf olursa olsun birlik ve beraberliğin hakim olduğu bir Yemen devletinin olduğu sürece mümkün olamayacak. Bundan dolayı BAE Yemen'deki siyaseti ve partileri bitirmeye, tehlikeli planlara karşı koymaya çalışan siyasi elitleri yıldırmaya çalışıyor.
Savaşın kaybedeni Yemen halkı
5 yıldan beri savaşın gölgesinde yaşayan Yemenliler, şimdi de ülkeye sıçrayan koronavirüs ile karşı karşıya.
Yemen hükümeti,11 Mayıs'ta, COVID-19 vakalarının artımasıyla ülkenin güneyindeki geçici başkent Aden'i "salgın bölgesi" ilan etmişti.
Ülkede COVID-19 kaynaklı can kaybı 9'a, vaka sayısı ise 56'ya yükselmişti.
Koronavirüs ile mücadeleye hazır olmayan Yemen'deki sağlık sistemi, daha önce ülkeyi kasıp kavuran kolera salgınında kötü bir sınav vermişti.
BM'nin “dünyanın en kötü insani krizi” olarak nitelendirdiği Yemen'de, 2 bin 500'den fazla kişi önlenebilen kolera hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. Bu sayının yüzde 30'u beş yaş altı çocuklardan oluşuyor.
Yemen'deki savaş ve hükümet-GGK ihtilafı
İran yanlısı Şii Husilerin başkent Sana başta olmak üzere ülkenin birçok kentini ele geçirmesinden sonra Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyon, 2015'te meşru hükümet güçleriyle beraber Husilere karşı askeri bir operasyon başlatmıştı.
BAE'nin Yemen'in güneyindeki ayrılıkçı milislere silah ve para desteğinden sonra meşru hükümet ile bu milisler arasında gerginlik artmaya başladı.
Suudi Arabistan'da ikamet eden Yemen Cumhurbaşkanı Abdurrabu Mansur Hadi'ye bağlı meşru hükümet, Sana'dan çıkmak zorunda kaldığı 2015'ten sonra görevlerini güneydeki geçici başkent Aden'den icra ediyordu. Ancak, Ağustos 2019'da BAE destekli Güney Geçiş Konseyi (GGK) güçleri tarafından düzenlenen darbe giriminden sonra hükümet Aden'den çekildi.
GGK ile hükümet aralarındaki ihtilafı sonlandırmak amacıyla Kasım 2019'da Suudi Arabistan'ın ön ayak olduğu Riyad Anlaşması'nı imzalandı.
Anlaşma, Yemen Cumhurbaşkanı Hadi tarafından belirlenecek ve kuzey ile güne eyaletlerinin eşit derecede temsil edildiği yeni bir hükümetin kurulmasını, Ağustos 2019 itibarıyla yer değiştiren tüm askeri kıtaların tekrar eski noktalarına geri dönmesini ön görüyordu. Ancak 6 ay geçmesine rağmen Riyad Anlaşması bir türlü hayata geçirilemedi. Dahası, GGK, emri vaki yaparak 26 Nisan'da kontrolündeki bazı güney eyaletlerinde sözde özerkliği ilan etti.