Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid bin Ahmed Al Halife, "Çocukluğumuzdan beri İsrail-Filistin ihtilafının en önemli sorun olduğunu, öyle ya da böyle bunun çözülmesi gerektiğini dillendiriyoruz ancak geldiğimiz noktada çok büyük bir meydan okumayla karşı karşıya olduğumuzu gördük. O da modern tarihimizin en tehlikeli meydan okuması olan İran İslam Cumhuriyeti'dir. Dolayısıyla halihazırda İran tehdidi ile mücadele Filistin davasından daha önemlidir." ifadelerini kullandı.
Halife, ABD öncülüğünde Polonya'da düzenlenen zirvede konuştu. Halife'nin konuşması, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Youtube'daki resmi hesabından paylaşıldıktan kısa bir sonra silindi.
Al Halife'nin söz konusu konuşmasına ilişkin görüntülerin, "Orta Doğu'da Barış ve Güvenliğin Geleceğini Desteklemek" başlığıyla Polonya'nın başkenti Varşova'da düzenlenen konferansın oturumlarından birinde çekildiği ortaya çıktı.
Görüntülerde, Al Halife'nin konuştuğu oturumda yanında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid Al Nahyan ile Suudi Arabistan'ın Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Adil El-Cubeyr yer alıyor. Ayrıca oturumun düzenlendiği salonda İsrail Başbakanı Netanyahu'nun yanı sıra çok sayıda ülke temsilcisi bulunuyor.
Al Halife konuşmasında, "Çocukluğumuzdan beri İsrail-Filistin ihtilafının en önemli sorun olduğunu, öyle ya da böyle bunun çözülmesi gerektiğini dillendiriyoruz ancak geldiğimiz noktada çok büyük bir meydan okumayla karşı karşıya olduğumuzu gördük. O da modern tarihimizin en tehlikeli meydan okuması olan İran İslam Cumhuriyeti'dir. Dolayısıyla halihazırda İran tehdidiyle mücadele Filistin davasından daha önemlidir." ifadelerini kullandı.
İsrail'in Mısır ve Ürdün ile ihtilafını çözdüğüne vurgu yapan Al Halife, İsrail'in "diğer komşularıyla" da sorunlarını çözmesi gerektiğini, böylece hep birlikte "İran tehdidiyle" mücadele edebileceklerini belirtti. Al Halife şunları kaydetti:
"Biz 1979'dan itibaren Tahran'dan gelen büyük bir meydan okumayla karşı karşıyayız. Bu tehdidin sınırı yok. Biz İran halkından bahsetmiyoruz. Tahran'daki faşist dini rejimden bahsediyoruz. Halklarımızın evlatlarının ölümüne yol açan bu rejimle mücadele etmeliyiz."
"Her ülkenin kendini savunma hakkı vardır"
Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Al Nahyan da kendisine yöneltilen, İsrail'in Suriye'deki İran hedeflerine yönelik saldırılara ilişkin soruya, "Her ülkenin bir tehditle karşılaştığında kendini savunma hakkı vardır." cevabını verdi.
Suudi Arabistan'ın Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Adil el Cubeyr ise İran'ı, Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen'de istikrarsızlığa sebep olmakla suçladı. Cubeyr, İran'ın, Sudan ile Afrika'nın tamamında silah üretmeye ve Endonezya ile Tayland'da olay çıkarmaya çalıştığını iddia etti.
Cubeyr ayrıca İran'ın Kuveyt, Suudi Arabistan ve Bahreyn'e de silah sokmaya çalıştığını ileri sürdü.
Bölge ülkelerinin içişlerine müdahale ettiğine ilişkin suçlamaları reddeden Tahran yönetiminden ise söz konusu üç ülke yetkilisinin iddialarına ilişkin bir açıklama yapılmadı.
ABD ve Polonya'nın öncülüğünde Varşova'da, dışişleri bakanları düzeyinde, "Orta Doğu'da Barış ve Güvenliğin Geleceğini Desteklemek" başlıklı bir konferans düzenleniyor.
Konferansa, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve İsrail Başbakanı Netanyahu'nun yanı sıra 60 ülkeden temsilci katılıyor.
AB ülkelerinin birçoğundan üst düzey katılımın olmadığı konferansta, BAE, Bahreyn, Katar ve Umman ile Yemen'i dışişleri bakanları, Suudi Arabistan'ı ise dış ilişkilerden sorumlu devlet bakanı temsil ediyor. Lübnan ve Filistin'in boykot ettiği konferansa Körfez ülkelerinden Kuveyt ise dışişleri bakan yardımcısı düzeyinde katılıyor.
Konferansta, Orta Doğu'daki "terörizm, aşırıcılık, füze geliştirme ve yaygınlaştırma, deniz ticareti ve güvenliği ile vekalet güçlerinden kaynaklı tehditlerin" dahil olduğu bir dizi konunun ele alınacağı açıklandı.
Kaynak: AA