Çok Bulutlu 11.3ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Dünya
03.02.2019 09:12

Barışa hasret ülke: Afganistan

Ekonomik yoksunluk ve farklı etnik unsurlardan oluşan demografik yapının ürettiği siyasal istikrarsızlıkla boğuşan adı işgallerle anılan Afganistan, barışa hasret bir ülke.

okuma süresi
Okuma süresi
Barışa hasret ülke: Afganistan

Afganistan, 1978 yılındaki darbeyle gerçekleşen iktidar değişiminin ardından büyük bir siyasi kargaşaya sürüklendi. İktidardaki Demokratik Halk Partisi, Sovyetler Birliği'ne yakın bir çizgi izliyordu. Ne var ki parti içindeki hizipleşme, Sovyetlerin askeri müdahalesine zemin hazırladı. 

Kızıl Ordu arkasında enkaz bıraktı

Kızıl Ordu, 1979 yılının son günlerinde Afganistan'ı işgal etti. Ancak Sovyet sosyalizmi modelini uygulamak, özellikle de tarım ve hayvancılığı kolektif hale getirmek mümkün olmadı. İşgal çok geçmeden direnişi de beraberinde getirdi. 

Mücahit gruplar ile Kızıl Ordu arasındaki savaş yaklaşık 10 yıl sürdü. 15 bin Sovyet askeri yaşamını yitirdi. Ölen Afganların sayısı ise 2 milyondu. Yüz binlerce Afgan da komşu ülke Pakistan'a sığındı. Son Sovyet askeri birliği 15 Şubat 1989'da ülkeyi terk ettiğinde, geriye siyasi bir belirsizlik ve zaten zayıf olan altyapısı tümüyle yok olmuş bir ülke kalmıştı. 

Mücahit gruplar, 1992 yılında başkent Kabil'e girmeyi başardı ve Burhaneddin Rabbani liderliğinde bir hükümet kuruldu. Ancak bu hükümet uzun ömürlü olmadı. Mücahit gruplar arasındaki çekişme, işgalden yeni kurtulan ülkeyi bu kez kanlı bir iç savaşa sürükledi. 

İşte böyle bir konjonktürde sahneye yeni bir aktör çıktı: Taliban

Taliban, sözlük anlamıyla İslam öğrencileri anlamına geliyor. Kuruluş kadrosunun çoğunluğunu da Sovyet işgali sırasında Pakistan'a göç etmek zorunda kalan Afganlar oluşturuyor. Taliban, Afganistan'da iç savaşın sürdüğü 1996 yılında Kabil'de denetimi ele aldı. Radikal uygulamaları hayata geçiren Taliban yönetimini sadece Pakistan ve Suudi Arabistan tanıdı. Pek çok ülke ise Burhaneddin Rabbani'yi devlet başkanı olarak tanımayı sürdürdü. 

Çok geçmeden Taliban ülkenin üçte ikisini kontrol eder hale geldi. Burhaneddin Rabbani, Tacik komutan Ahmet Şah Mesud ve Özbek General Raid Dostum'un kurduğu Kuzey İttifakı ise Taliban'a karşı silahlı mücadeleyi sürdürdü. 

Mali yaptırım ve hava ambargosu

Yaşanan istikrarsızlık, El Kaide gibi terör örgütlerinin Afganistan'da yuvalanması için uygun bir zemin oluşturmuştu. Nitekim Birleşmiş Milletler 1998 yılında El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in yargılanmak üzerine teslim edilmesini istedi. Taliban yönetimi, bu çağrıya uymayınca Afganistan'a mali yaptırım ve hava ambargosu uygulanmaya başladı.

"Sonsuz Özgürlük" operasyonu

Afganistan için dönüm noktalarından biri 11 Eylül 2011'de New York'ta yaşananlardı. İkiz kuleleri hedef alan terör saldırısından hemen sonra Amerikan yönetimi Usame Bin Ladin'in saklandığı Afganistan'a operasyon kararı aldı. Operasyona "Sonsuz Özgürlük" adı verildi. Ama işgale dönüşen operasyon Afgan halkına özgürlük getirmedi. Getirdiği tek şey; daha fazla acı ve gözyaşıydı.

Afgan halkına büyük acılar yaşatan işgal 2014 yılında son buldu. İşgal yıllarında 100 bin sivil haytanı kaybetti. 2 bin 300 Amerikan askeri öldü. İşgalin Amerikan ekonomisine maliyeti ise 636 milyar dolar oldu.  Amerikalılar 2014'te çekilirken, 10 bine yakın Amerikan askeri, güvenliği devralan Afgan güçlerini eğitmek üzere ülkede kaldı. 

O tarihten bu yana saldırılarını artıran Taliban, özellikle kırsal kesimde hakimiyetin alanını genişletti. Amerikalılar tarafından eğitilen Afgan güçleri ise Taliban karşısında yetersiz kaldı. 

Afgan güçlerinin Taliban karşısındaki başarısızlığını Cumhurbaşkanı Eşref Gani de hafta sonu yaptığı açıklamada kabul etti. Gani, son dört yılda 45 bin güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Taliban son olarak geçtiğimiz hafta başkent Kabil yakınlarında, güvenlik güçlerine eğitim verilen bir askeri üsse saldırdı. Önce üssün kapısında bomba yüklü bir araç infilak ettirildi. Adından içeri giren Taliban militanları içeridekileri yaylım ateşine tuttu. Saldırıda 120'den fazla kişi hayatını kaybetti.

Taliban'ın da dahil olacağı hükümet iddiaları

Silahların susmadığı Afganistan'da barış umudu olarak görülen bir açıklımaysa hafta ortasında ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad'dan geldi. Halilzad, Taliban ile 9 yıldır süren müzakerelerde barış taslağının çerçevesinde uzlaşmaya vardıklarını açıkladı. Söz konusu taslak, Afganistan'ın topraklarında terörist barındırmamasına karşılık Amerikan askerlerinin ülkeden tamamen çekilmesini içeriyor. Ancak söz konusu anlaşma taslağının Afganistan'a barış getireceğine dair şüpheler var. Çünkü taslağa göre, Afganistan'da Taliban'ın da dahil olacağı geçici bir hükümet kurulacağına dair iddialar var. 

Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, Kabil yönetiminin ve Afgan halkının böyle bir geçici hükümeti kabul etmeyeceğini açıkladı. Afgan lider, Taliban'ı da Kabil hükümetiyle doğrudan görüşmeye çağırdı.

Amerika ile Taliban arasındaki görüşmeler 9 yıldır Katar'da devam ediyor. Bir sonraki buluşma 25 Şubat'ta. O görüşmeden nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın Afganistan'da işlerin yoluna girmesi kolay olmayacak. 

Silahlar sussa da; coğrafi şartların belirlediği ekonomik yoksunluk ve farklı etnik unsurlardan oluşan demografik yapının ürettiği siyasal istikrarsızlığın çözümü kolay olmayacak.

Kaynak: TRT Haber 

Sıradaki Haber
Bolivya'da toprak kayması: 8 ölü
Yükleniyor lütfen bekleyiniz