İsrail'i başından bu yana koşulsuz destekleyen Amerika Birleşik Devletlerinde, cılız da olsa bir tutum değişikliği hakim.
Gazze'de "ateşkes" çağrısı yapmayı reddeden Washington, sivil can kayıplarının 11 binin üzerine İsrail'e üstü kapalı mesajlar vermeye başladı.
Almanya ve İngiltere, "Kendini koruma hakkı var." iddiasıyla İsrail'e desteğini sürdürüyor.
Dahası sözde medeniyetin beşiği bu ülkeler, binlerce sivilin katline rağmen, ateşkes çağrılarına kararlılıkla karşı çıkıyor.
Fransa'da ise Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron önce İsrail'e destek mesajı verdi. Ardından İsrail'i, sivillere yönelik saldırıları durdurmaya çağırdı.
Fakat bu de tepkisi uzun sürmedi. Paris, Gazze'deki katliam karşısında tutarlı bir duruş sergileyemedi.
Avrupa Birliği ve NATO gibi uluslararası organizasyonların merkezilerinin yer aldığı Belçika, önce İsrail'e destekledi.
Gazze'de sivilleri hedef alan saldırıların ardından tavrını değiştirdi. İsrail hakkında savaş suçu soruşturması açılmasını istedi.
İsrail'in kendini savunma hakkı olduğu iddiasının arkasına sığınan Norveç, binlerce Filistinlinin katline sessiz kalamadı.
İsrail'in orantısız bir tepki verdiğini söyleyen Norveç Başbakanı Jonas Gahr Store, "Gazze'den İsrail'e hala roket atılıyor ve biz bunu kınıyoruz." dedi.
İrlanda yönetimiyse İsrail'in Gazze'deki el-Ehli Baptist Hastanesine düzenlediği saldırıyla ilgili hesap sorulmasını istedi.
Acil ateşkes vurgusu yaptı.
Ve Avrupa Birliği...
İsrail'in Gazze'ye saldırıları karşısında hala ateşkes çağrısı yapılmadı.
BM Genel Kurulu'nda Gazze'de ateşkes çağrısı yapan karar tasarısına AB üyesi 27 ülkeden yalnızca 8'i destek verdi.
İslam ülkeleri Gazze gündemiyle olağanüstü toplandı. Acil ateşkes ve soruşturma talep edildi.
İspanya, Kolombiya, Venezuela, Brezilya ve Bolivya da Filistin'e destek veren ülkeler arasında yer aldı.