İskeçe Seçilmiş Müftülüğünün internet sitesi ve sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, söz konusu yasal düzenlemenin "kabul edilemez" olduğu vurgulandı.
Söz konusu düzenlemenin, yıllarca verdikleri mücadeleye karşı müdahale niteliği taşıdığına işaret edilen açıklamada, başta Lozan Anlaşması olmak üzere din özgürlüğü müktesebatını içeren uluslararası anlaşmalarla da bağdaşmadığı kaydedildi.
Açıklamada, Yunanistan devleti ve hükümetinin çeşitli bahanelerle azınlık okullarını kapatma girişimlerine atıfta bulunularak, söz konusu girişimlerin insan hakları ve çoğulcu demokrasinin hilafında eylemler olduğunun altı çizildi.
"Mücadelemize karşı yapılan tüm müdahaleleri dile getirmekten vazgeçmiyoruz"
Söz konusu düzenlemede Yunanistan'ın Batı Trakya Türk azınlığın kendi müftülerini seçme hakkı konusunda herhangi bir iyileştirme yapmadığına dikkat çekilen açıklamada, "İskeçe Müftülüğü olarak söz konusu yasayı şiddetle kınıyor ve haklı mücadelemize karşı yapılan tüm müdahaleleri dile getirmekten vazgeçmiyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, merhum İskeçe Seçilmiş Müftüsü Ahmet Mete'nin vefatından birkaç gün sonra 22 Temmuz'da, Batı Trakya'daki müftülüklerin işleyişine ilişkin tasarının Yunanistan Parlamentosuna sunulduğu anımsatıldı ve şunlar yer aldı:
"Lozan Antlaşması’na göre, Batı Trakya Türk azınlığının kendi müftüsünü seçme hakkı bulunuyorken Yunanistan, azınlığın seçtiği müftüleri resmi olarak tanımamaktadır. Müftülüklerle ilgili meclise yeni sunulan yasa tasarısında da müftüleri seçme hakkı ele alınmamış, bir kez daha bu hak gasbedilmiştir."