İsrail, 7 Ekim’den bu yana Gazze’de en az 27 bin kişiyi katletti.
Hastanelerin, okulların, mabetlerin, mezarlıkların ve diğer sivil yapıların hedef alındığı saldırılarda yaklaşık 66 bin kişi de yaralandı.
Dünyanın dört bir yanında siviller Filistinlilerle dayanışma eylemleri düzenlerken Batı devletleri "ikiyüzlü" tutumlarını sürdürdü.
Öyle ki yakın zamanda Ukrayna’ya yönelik saldırılar sonrası Rusya’nın tam karşısında konumlanan Batı, Gazze Şeridi’ne saldırılarda -sivillerin durumunu gündeme almak bir yana- İsrail'in destekçisi oldu.
Çocuklar ölürken...
İsrail, Gazze'de 7 Ekim'den bu yana 11 bin 500'den fazla çocuğu öldürdü; 24 binden fazla çocuk ise ya öksüz ya da yetim kaldı.
Bu kadar çocuğun katledilmesi Batı devletleri için "yeterli" olmamış olacak ki İsrail'e karşı caydırıcı bir yaptırım uygulama yoluna gidilmedi.
BM'nin 2023'ün sonlarında yayımladığı verilere göre Rusya'nın Ukrayna'ya saldırılarında ise 560'dan fazla çocuk yaşamını yitirdi. Aynı Batı, sivilleri de gerekçe göstererek Ukrayna'ya birçok sahada destek vermişti.
Uluslararası Adalet Divanı'ndaki "soykırım" davaları
Uluslararası Adalet Divanı'nda Güney Afrika'nın İsrail aleyhine açtığı davada İsrail'in "soykırım" suçuna karşı ihtiyati tedbir kararları alındı.
Birçok Batı ülkesi, davanın ardından İsrail'in çağrısı üzerine BM Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına desteği kesti. Gerekçe olarak ajans çalışanlarının Hamas ile bağlantılı olduğu iddiası gösterildi.
ABD, İngiltere, İtalya, Almanya, Japonya, Avustralya, Kanada, İsviçre, Fransa, İskoçya, Finlandiya, Hollanda, Avusturya ve Romanya BM Filistinlilere Yardım Ajansına finansal desteği durdurma kararı alan ülkelerden oldu.
Çoğu Batı ülkesi, yine "şaşırtmayarak" Gazze Şeridi'ndeki sivillerin değil, İsrail'in yanında yer almış oldu.
Oysa daha önce, Ukrayna'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda Rusya'ya karşı açtığı soykırım davasına ekseriyeti Avrupa Birliği üyesi olmak üzere 33 devlet müdahil olmuştu.
Batı medyası ve Gazze
İsrail’in saldırıları Batı menşeli kimi medya kuruluşu ve sosyal medya platformlarınca perdelendi ya da manipülasyona uğratıldı.
Örneğin, ABD’li New York Times, “İsrail-Hamas Savaşı: Bir Günde 9 Askerin Öldürülmesi Savaşın İsrail’e Maliyetini Gösteriyor” başlığını attı. O sırada Gazze’deki sivillerin üzerine tonlarca Amerikan bombası yağıyordu.
İngiliz BBC, hazırladığı “Hamas, hastanelerin ve okulların altına tünel mi inşa ediyor?” haberiyle İsrail’in hastane saldırılarını meşrulaştırmaya çalışmakla suçlandı.
'Does Hamas build tunnels under hospitals and schools?'#BBCYourQuestionsAnswered ⬇️
— BBC News (World) (@BBCWorld) October 16, 2023
Facebook ve Instagram’ın üst kuruluşu Meta, Hamas’ı “Tehlikeli Organizasyon” diye tanımladı. Kullanıcılar, Filistin’e destek paylaşımlarının platformlar tarafından engellendiğini gördü.
Yine “Hamas’ın 40 çocuğun kafasını kestiği” iddiası Batı medyasınca dolaşıma sokuldu. Mesnetsiz iddia, İsrail’in her gün çocukları katletmesini perdelemede kullanıldı.
Bunlara benzer birçok örnek, İsrail’in ablukası -ve şimdi fiili işgali- altındaki Gazze Şeridi’nde 7 Ekim’den bu yana yaşananlara çoğu Batı ülkesinin yaklaşımını açıkça sergiler nitelikte.
Gerek faili gerek destekçisi oldukları soykırım, katliam ve sair zulümle dünyanın tanıdığı Batı ülkelerinin "insan hakları" sloganlarının ne zamana kadar geçer akçe olacağı ise merak konusu.