Almanya İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, anma ve dokümantasyon merkezinin inşası için "NSU Kompleksi Anma ve Dokümantasyon Vakfı" kurulacağı ve bu konudaki yasa tasarısının Bakanlar Kurulunca kabul edildiği kaydedildi.
Yasa tasarısının hazırlanması sürecine eyalet makamları ve derneklerin yanı sıra özellikle terör örgütü NSU'nun saldırılarında öldürülenlerin yakınları ile sağ kurtulanların dahil edildiği belirtildi.
İçişleri Bakanı Nancy Faeser, NSU'nun ırkçı terör eylemlerini ve cinayetlerini soruşturmadaki başarısızlığın Almanya için bir utanç kaynağı olmaya devam ettiğini belirterek "Bu cinayetler, 'NSU' kendini ifşa edene kadar çok uzun süre bastırılan ve önemsizleştirilen sağcı terörizmin ölümcül tehlikesini göstermektedir. Faillerin peşine düşmek yerine kurbanların ailelerinin zan altında bırakılmış olması derin bir utanç kaynağı olmaya devam etmektedir" ifadesini kullandı.
NSU terör örgütünün ırkçı saldırılarında hayatını kaybedenlerin başkentin merkezinde anılmasının, aşırı sağa ve ırkçı terörizme karşı çıkılması gerektiğini hatırlatması bakımından önemli olduğunu kaydeden Faeser, "Öldürülenlerin yakınları ve hayatta kalanlar için nihayet bir anma mekanı inşa etmeyi istiyoruz. Vakıf Yasası bunun için gerekli zemini oluşturmaktadır. Tüm demokratik partilere projeyi parlamento sürecinde hızla tartışmaları ve onaylamaları çağrısında bulunuyorum" dedi.
Yasa tasarısının parlamentoda kabul edilmesinin ardından NSU kurbanları için federal düzeyde kamu hukukuna tabi vakıf olarak bir dokümantasyon merkezi ile anma yeri kurulacak.
Merkezi Berlin'de olacak vakfın çatısı altına Almanya genelinde başka yerler ve girişimler de finansman yoluyla alınabilecek.
NSU terörünün kurbanlarının ve hayatta kalanların yakınları, vakfın danışma kurulu ve mütevelli heyeti üyelikleri aracılığıyla vakfın çalışmalarına kalıcı olarak dahil olabilecekler.
Almanya'da, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişiyi öldüren, en az iki bombalı saldırı düzenleyen ve 15 banka soygunu gerçekleştiren NSU terör örgütü üyelerinin varlığı ve cinayetlerdeki rolü, 4 Kasım 2011'de tesadüfen ortaya çıkmıştı.
Neonazi terör örgütünün, uzun yıllar boyunca Alman güvenlik birimlerince tespit edilememiş olması ve NSU üyelerinin geçmişte bazı istihbarat muhbirleriyle ilişki kurduklarının ortaya çıkması, Almanya’da büyük tartışmalara yol açmıştı.
Almanya iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatında aşırı sağcı gruplara ve kullanılan muhbirlere ilişkin bazı belgelerin 4 Kasım 2011'den birkaç gün sonra imha edilmesi de büyük kuşku yaratmıştı.
NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, intihar ettikleri öne sürülmüştü.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde 2013'te başlayan NSU terör örgütü davasında karar, 11 Temmuz 2018'de açıklanmış, baş sanık Beate Zschaepe "ömür boyu" hapse çarptırılmış, örgüte yardım ve yataklık yapan 4 sanık 2,5 ile 10 yıl arasında hapis cezası almıştı.
Bu kapsamda Susann E'nin eşi Andre E, NSU'yu desteklemekten 2,5 yıl hapis cezası almıştı.