Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı Kirby, telekonferans yoluyla düzenlediği basın brifinginde, İsrail'in UNIFIL unsurlarına yönelik saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"UNIFIL, Lübnan'da barışı koruma anlamında önemli bir rol oynuyor. Biz bu role saygı duyuyoruz ve İsrail dahil herkesin bu role saygı duymasını istiyoruz." diyen Kirby, bu konudaki endişelerini İsrail tarafına açıkça dile getirdiklerini belirtti.
İsrail ordusunun Beyrut'ta nüfusun yoğun olduğu bölgelerde Hizbullah'a karşı "operasyon" yaparken dikkatli olması gerektiğini dile getirdiklerini söyleyen Kirby, "Onlar (İsrail askerleri) bu operasyonlarını sivillerin veya BM barış gücü unsurlarının hayatlarını tehlikeye atmayacak şekilde yapma sorumluluğunu da taşıyor." diye konuştu.
İsrail ordusunun son günlerdeki saldırılarında bazı Lübnan askerlerinin de hayatını kaybettiğini hatırlatan Amerikalı danışman, "Bu kabul edilemez ve bu konuda daha fazla detay için İsraillilere baskı yapıyoruz." dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya "ülkesinin BM kararı ile kurulduğunu" hatırlatarak, Gazze ve Lübnan’a saldırıları bağlamında, İsrail hükümetini bu kararlara uymaya çağırdı.
Fransa basınında yer alan haberlere göre, Macron kabine toplantısında İsrail'e BM kararlarına uyması çağrısında bulundu.
BM'nin İsrail'in Filistin topraklarında kurulmasına zemin hazırlayan 29 Kasım 1947'de aldığı karara atıfta bulunan Macron, "Bay Netanyahu ülkesinin BM kararıyla kurulduğunu unutmamalı." ifadelerini kullandı.
Macron, Lübnan ve Gazze'ye saldırıları bağlamında İsrail hükümetine "BM kararlarını göz ardı etmenin zamanı değil." dedi.
İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Macron'un açıklamasına tepki gösterildi.
İsrail'in BM kararıyla kurulmadığı iddia edilen açıklamada, "Fransa Cumhurbaşkanı'na bir hatırlatma: İsrail Devleti'ni kuran BM kararı değil, Bağımsızlık Savaşı'nda kahraman savaşçıların kanıyla elde edilen zaferdi. Bu savaşçıların çoğu Holokost'tan sağ kurtulanlardı. Bunlara Fransa'daki Vichy rejiminden kurtulanlar da dahil." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada ayrıca BM'nin "çok sayıda anti-semitik" karar aldığı ileri sürülerek bu kararların amacının "İsrail'in varoluş ve kendini savunma hakkını inkar etmeye yönelik olduğu" iddia edildi.
İsrail, Fransız askerlerinin görev aldığı Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Geçici Barış Gücü'ne (UNIFIL) saldırmış ve Fransa İsrail'in bu saldırılarla uluslararası hukuku "açık şekilde ihlal etmesini" kınamıştı.
Macron ve Netanyahu arasında İsrail'e silah ambargosu uygulanması konusunda da gerginlik yaşanmıştı. Macron, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında kullanacağı silahların sevkiyatını durdurma çağrısı yapmıştı. Netanyahu ise Macron'un bu açıklamalarına tepki göstermiş, başta İran'a karşı "medeniyet" için savaştığını savunarak, Batılı liderlerin İsrail'e silah ambargosu çağrılarını "ayıp" diye nitelemişti.
BM 29 Kasım 1947'deki kararıyla tarihi Filistin topraklarının bölünmesine ilişkin tasarıyı kabul etmiş ve bu karar doğrultusunda tarihi Filistin topraklarının yüzde 55'inin kurulacak İsrail devletine, yüzde 45'inin ise Filistin'e bırakılması öngörülmüştü.
UNIFIL, 10 Ekim'de, İsrail ordusunun, bir gözlem kulesini hedef alması sonucu iki barış gücü askerinin yaralandığını duyurmuştu.
İsrail ordusu, 13 Ekim'de Lübnan'ın güneyindeki UNIFIL tesislerine baskın düzenleyerek, tesisin kapılarını tanklarla tahrip etmişti.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, konuyla ilgili son açıklamasında, İsrail'in BM Lübnan Geçici Barış Gücü'ne saldırılarının "bir savaş suçu oluşturabileceğini" söylemişti.