Çok Bulutlu 5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Dünya
AA 15.08.2020 14:10

Beyrut patlamasının ardından Hizbullah'ın Lübnan'daki rolünü artıracağı iddia ediliyor

Lübnanlıların büyük çoğunluğu henüz net bir açıklama yapılmasa da Beyrut Limanı'ndaki patlamadan Hizbullah örgütünü sorumlu tutuyor.

Beyrut patlamasının ardından Hizbullah'ın Lübnan'daki rolünü artıracağı iddia ediliyor
[Fotoğraf: AA]

Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 4 Ağustos'ta meydana gelen patlamanın ardından olayı Hizbullah örgütüyle ilişkilendiren söylemler artarken, örgütün ülkedeki rolünü de artıracağı iddiaları dile getiriliyor.

Lübnanlılar, ister bir güvenlik eylemi isterse İsrail'in örgütün depolarını hedef alan bir saldırısı olsun, hatta bu malzemelerin limanda İsrail'e karşı kullanmak için kasıtlı olarak saklanması olsun, kısacası sebep ne olursa olsun Hizbullah’ı suçluyor.

Siyasi gözlemciler, Hassan Diyab hükümetinin istifasına eşlik eden senaryolar bağlamında Hizbullah'ın Suriye'den ve bölgeden çıkışını, daha büyük bir rolle Lübnan'a dönüşünü hedefleyen bölgesel bir çözümün ufukta görünmesinden endişe ediyor.

Gözlemciler ayrıca Hizbullah'ın Lübnan'a dönüşünün, ülkede rolünü daha da genişletmek için değil, diğer siyasi güçlere benzer bir şekilde siyasi hayatta yerini alması çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiğine inanıyor.

"Hizbullah daha büyük siyasi bir rol alabilir"

Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen gazeteci yazar Kasım Kasir, siyasi sistemde daha büyük bir rol karşılığında Hizbullah'ın Lübnan'a geri dönmesini sağlayacak bir anlaşma yapılmış olabileceğini söyledi.

Kasir, "Öncelik hükümetin kurulması. Hizbullah, Başbakan Saad el-Hariri başkanlığındaki bir ulusal birlik hükümetini tercih ediyor. Diğer güçlerle beraber bir siyasi pozisyon netleşene kadar müzakereler devam edecek." dedi.

Diyab hükümetinin istifasının mevcut durumu düzeltmek için bir fırsat sunduğunu söyleyen Kasir, Hizbullah'ın Lübnan'ın siyasi durumunu düzeltmeye ve felaketin yaralarını sarmaya öncelik verdiğini savundu.

Ülkede Hizbullah’a daha büyük bir rol verecek çözüm konusuna değinen Lübnanlı gazeteci Johnny Munir de Hizbullah’ı siyasi olarak kısıtlama gibi bir niyetin bulunmasını uzak bir ihtimal olarak değerlendirdi.

Munir, Suriye'deki Beşşar Esed rejimiyle birlikte savaşan Hizbullah güçlerinin artık bölgede önemli bir rolü olmayacağını ifade etti.

Gazeteci Munir, Hizbullah'ın siyasi bir alternatif olabileceğinden korktuğunu ancak yeni hükümetin de Hizbullah’ın onayı olmadan kurulamayacağını vurguladı.

Munir, Fransa'nın da deniz ve kara sınırlarını çizme konusunda kendilerine uyduğu sürece Hizbullah ile bir sorunu olmayacağını söyledi.

Siyasi analist Bişara Hayrullah ise "Hizbullah'ın Suriye'den çekilmesi Lübnan'da daha büyük bir pay almasına neden olmamalı, yoksa büyük bir sorunla karşı karşıyayız." ifadelerini kullandı.

Patlamanın sorumlusu kim?

Siyasi analist Esad Bişara ise "hem bu sistemi desteklemesi hem Lübnan'ın güvenliğine önem vermemesinden dolayı" Lübnan kamuoyunun büyük çoğunluğunun patlamanın sorumluluğunu Hizbullah'a yüklediğini söyledi.

Patlamanın İsrail'in işi olması ve Hizbullah'ın bunun ardından susması durumunu en "utanç verici" denklem olarak niteleyen Bişara, şöyle devam etti:

"Bu denklem gerçekse o zaman bu, Lübnan'ın cesedi ve ekonomisi üzerinde uygulanıyor. Bu Lübnan'ın tarihinde karşılaştığı en büyük felakettir. Olayın, sorumluları belirlenmeden unutulması tehlikeli bir durumdur."

Bişara ayrıca, "Lübnan, kendi hacminden, konumundan ve kapasitesinden daha büyük bir projeyi kaldıramaz. Siyasi güçlerin Lübnan'a dönerek ülkenin istikrarını yeniden sağlamalarının önü açık. Bunun dışındaki durumlar, ülkeyi toplu intihara götüren bir süreç olur." değerlendirmesinde bulundu.

Beyrut Limanı'ndaki patlama

Beyrut Limanı'nda 4 Ağustos'ta patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda önce yangın çıkmış ardından tüm kenti sarsan çok güçlü patlama meydana gelmişti.

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, patlamaya 6 yıldır Beyrut Limanı'ndaki bir depoda tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın yol açtığını söylemişti.

Patlamada yaklaşık 180 kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 6 bin kişinin yaralandığı ve 30-40 kişinin kayıp olduğu belirtilirken, yaralılardan 120'sinin yoğun bakımdaki tedavilerinin sürdüğü ve 1500 civarında da özel tedavi isteyen yaralı bulunduğu aktarılmıştı.

Lübnan resmi makamları patlamaya saldırıdan ziyade "ihmalin yol açtığını" değerlendirmiş, bunun üzerine Lübnan sokağında sorumluların cezalandırılmasını talep eden protestolar düzenlenmişti.

Protestolar sonucu, Lübnan Başbakanı Hassan Diyab hükümeti 10 Ağustos'ta istifa etmişti.

Sıradaki Haber
Suriye Muhalefeti Başkanı Hariri: SDG-ABD petrol anlaşması ülke bütünlüğünü tehlikeye atan bir adım
Yükleniyor lütfen bekleyiniz