Sağlık Bakanlığı, 4 Ağustos'ta Beyrut Limanı'nda meydana gelen patlama sonrası toplam 500 yatak kapasitesine sahip 4 hastanenin faaliyetlerine ara verdiğini açıkladı.
Tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden biriyle boğuşan Lübnan, yeni tip koronavirüs (COVID-19) vakalarının da zirveye çıktığı bir dönemden geçiyor.
Lübnan'da dün 589 kişide daha COVID-19 tespit edilmesiyle toplam vaka sayısı 10 bin 347'ye çıktı.
Ekonomik kriz nedeniyle zaten sağlık hizmetlerinin kısıtlı olduğu ülkede bir de patlama sonrası bazı hastanelerin devre dışı kalması Lübnan makamlarını çaresiz bıraktı. Beyrut'taki patlamada yaralanan binlerce yaralıdan bazıları diğer kentlerdeki hastanelere nakledilmek zorunda kaldı.
Bu arada Lübnan Sağlık Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Beyrut Limanı'nda meydana gelen şiddetli patlamada hayatını kaybedenlerin sayısı 182'ye yükseldi.
330 yataklı hastane tümüyle devre dışı kaldı
Lübnan'da 1878'den bu yana kesintisiz hizmet veren, başkentin Eşrefiyye bölgesindeki Rum Hastanesi yöneticilerilerinden Dr. Ayd Azar, Beyrut Limanı'ndaki şiddetli patlama sırasında ve sonrasında hastanede yaşananları AA muhabirine anlattı.
Yaklaşık bir buçuk asırlık Rum Hastanesi'nin ilk defa faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldığını belirten Dr. Azar, buranın 330 yatak kapasitesiyle Beyrut'ta patlama sonrası devre dışı kalan en büyük hastane olduğunu söyledi.
Patlama nedeniyle 330 yataklı hastanede ciddi hasar oluştuğunu aktaran Dr. Azar, "Bütün odalarda hasar oluştu, bir hasta odası veya bir yoğun bakım odası dahi kullanılabilecek durumda değil. Acil servis de aynı şekilde ciddi yıkıma maruz kaldı." dedi.
Dr. Azar, patlama sonrası anında hastaneyi tahliye kararı aldıklarını belirterek, "Bir hastanenin tahliyesi tabi hiç de kolay değil. Çünkü hastane, hastalar için titizlikle güvenli hale getirilen bir mekan." ifadelerini kullandı.
Patlamayla birlikte elektriklerin de kesildiği ve hastanede yoğun bakım bölümü dışındaki tüm katlarda oksijen aksaması yaşandığını söyleyen Dr. Azar, yaralılardan bazılarına bu şartlarda müdahale edildiğini kaydetti.
Patlamada ölenlerin yüzde 10'u Rum Hastanesi'nden
Tahliyeyle birlikte tüm imkanlarını seferber ederek yolun ortasına bir sahra hastanesi kurduklarını anlatan Dr. Azar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rum Hastanesi'inde patlama nedeniyle 4'ü hemşire, 5'i ziyaretçi ve 13'ü hasta olmak üzere toplam 22 kişi yaşamını yitirdi. Dolayısıyla Beyrut Limanı'ndaki patlamada hayatını kaybedenlerin neredeyse yüzde 10'u bu binadan."
Beyrut'ta deprem etkisi yaratan şiddetli patlamanın yaşandığı saat 18.10'dan 20.30'a kadar hastaneyi tahliye çalışmalarını sürdürdüklerini aktaran Dr. Azar, "Dolayısıyla olayın ilk saatlerinde biz bir taraftan hastaneyi tahliye ederken diğer taraftan da patlamada yaralananlar tedavi için buraya getiriliyordu." dedi.
Dr. Azar, saat 20.30'dan itibaren sivil savunma ekipleri ve Kızılhaç Örgütü ile sağladıkları koordinasyon sayesinde hastanedeki yaralıların düzenli şekilde tahliye edilerek çevredeki diğer hastanelere nakledildiğini anlattı.
Rum Hastanesi'nden tahliye edilen yaralıların Beyrut'un yana sıra Trablusşam'daki bazı hastanelere kaldırıldığını ifade eden Dr. Azar, "330 yatak kapasiteli Rum Hastanesi'nden tahliyeleri o gece ancak saat 02.30 gibi tamamlamış olduk." diye konuştu.
Beyrut Limanı'ndaki patlamanın üzerinden 2 hafta geçmesine rağmen hâlâ hastanedenki hasar tespit çalışmalarını bitiremediklerini kaydeden Dr. Azar, "Bu felaketten önce zaten ekonomik kriz nedeniyle çeşitli sorunlar yaşıyorduk. Şimdi ise patlamanın hastanedeki cihazlara verdiği zararları tespit etmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Hastane, COVID-19 vakalarının kabul edildiği en önemli merkezlerden biriydi
Patlamada devre dışı kalan 4 hastaneden en büyüğü olan Rum Hastanesi'nde sadece alüminyum ve camlarda oluşan hasarın 12 milyon dolar olduğuna işaret eden Dr. Azar, "Patlama nedeniyle bina ve cihazlarda oluşan hasara çalışmaların durması da eklenince zararımız 40 milyon doları aşıyor. Hâlâ hasar tespit çalışmalarımızı titizlikle devam ettiriyoruz ve bu rakamın daha da büyük çıkması muhtemeldir." dedi.
Rum Hastanesi'nin patlama öncesi Beyrut'ta COVID-19 vakalarını kabul eden en önemli sağlık kurumlarından biri olduğunu söyleyen Dr. Azar, vaka sayılarında ciddi artışın görüldüğü bu dönemde hastanenin devre dışı kaldığına dikkati çekti.
Beyrut Limanı'ndaki patlama
Beyrut, 4 Ağustos'ta 182 kişinin hayatını kaybetmesine, 6 binden fazla kişinin yaralanmasına ve 300 bin kişinin yerinden olmasına yol açan korkunç bir patlamayla sarsılmıştı.
Barındırdığı Suriyeli ve Filistinli mültecilerle nüfusu yaklaşık 6 milyona ulaşan Lübnan, sahip olduğu tek tahıl silolarını da söz konusu patlamada kaybetmişti.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Beyrut'ta meydana gelen büyük patlamanın yol açtığı maddi hasarın 15 milyar doları aştığını ifade etmişti.
Ülkeyi sarsan şiddetli patlamanın ardından ilan edilen olağanüstü hal son olarak 18 Eylül'e kadar uzatılmıştı.