“Hepimiz dünya denen geminin yolcularıyız ve onun karaya vurup parçalanmasına izin vermemeliyiz. Çünkü ikinci bir Nuh’un Gemisi olmayacaktır.”
Mihail Gorbaçov… Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) son lideri aynı zamanda en etkili siyasilerinden biriydi. 91 yaşında hayatını kaybeden Gorbaçov, 20’nci yüzyılın siyaset arenasında unutulmayan kararlarıyla biliniyor.
Hem okudu hem çalıştı
Çiftçi bir ailenin çocuğu olan Mihail Gorbaçov, 2 Mart 1931'de Rusya'nın güneyindeki Stavropol bölgesinde doğdu. Ailesinin yanında çalışırken eğitimine de aksatmadan devam etti. Fakat daha öğrencilik yıllarında siyasetle yaşayan, hedefini belirleyen bir öğrenci hatta Komünist Parti'nin aktif bir üyesiydi.
Mezun olup, Stavropol’a eve döndüğünde hızını kesmedi, partinin yerel örgütünde yükselmeye başladı. Sovyet yönetimine karşı eleştirel düşüncelerini her zaman belirten Gorbaçov, gençler arasında da oldukça popüler bir üyeydi. Öyle ki 1961'de komünist gençlik örgütünün bölge sekreteri olurken, parti kongresinin de üyesi olmuştu.
1978'de Merkez Komite'nin Tarım Sekreterliği üyesi olarak Moskova'ya giden Gorbaçov, iki yıl sonra Politbüro üyesi olarak atandı.
SSCB’nin politikaları Gorbaçov'un gençliğinden beri hedefindeydi. Lider olduğunda ise bu politikaları kendi tarzıyla geliştirmek için uğraş verdi. SSCB, uluslararası ilişkilerde içine kapanık yapıdaydı. Gorbaçov ise ülke dışına yaptığı gezilerle ve diğer liderlerle olan iletişimiyle dikkat çekiyordu.
Öyle ki 1984'te Londra’da İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher ile görüşmesi iz bırakmıştı. Thatcher onun için "Bay Gorbaçov'u sevdim. Onunla iş yapabiliriz” yorumunu yapmıştı. Zira, Avrupa'ya karşı kullandığı dil savaş içerikli değildi.
Gorbaçov’un eleştirilerinin de hedefinde olan Sovyet lideri Konstantin Chernenko göreve başladıktan bir yıl sonra 1985’te öldü. Parti içinde iyice öne çıkan, hedefleriyle ve söylemleriyle de parlayan Mikhail Gorbaçov böylece SSCB'nin en genç lideri oldu.
Yeni bir politika hedefi
Hedefine ulaşan Gorbaçov, dümeni ele geçirmişti. Artık SSCB için belirlediği amaçlar hayatının görevi oldu.
İlk olarak ekonomi, sonra diğer reformlar için ihtiyacı olan politikaları belirledi. Perestroyka (yeniden yapılanma) ve glasnost (açıklık)… Bu iki kelime SSCB’nin yeni yolunu belirliyordu.
"Perestroyka" yani ekonomik ve siyasi sistemi yeniden yapılandırmak için reform hareketlerine ihtiyaç vardı. Bunu başarabilmek için de "glasnost" yani özellikle ekonomik sorunlara son vermek için politikalar geliştirmek gerekiyordu.
Ancak, reformaları arasında serbest piyasa yoktu. Gorbaçov, sosyalizm hedefinden vazgeçmedi. Demokrasinin ise gerekliliğinin farkındaydı. İlk kez serbest seçimler Gorbaçov’un Sovyetler Birliği Halk Temsilcileri Kongresi'nde yapıldı.
SSCB’de dağılma sesleri duyulmaya başlandı
SSCB’nin sert yapısına karşı demokratik bir atılım heyecanla karşılandı ancak bazı ülkelerden gelen sesler yapının bozulduğunun habercisi oldu. 1986'da Kazakistan'daki eylemler bunlardan biriydi.
Gorbaçov’un demokrasi ve reform isteği Baltık ülkelerinin SSCB’den ayrılmasında da etkili oldu. Letonya, Litvanya ve Estonya birlikten koptu.
Soğuk savaşı bitiren çekilme kararı
Gorbaçov, soğuk savaşın da bitmesini istiyordu. ABD Başkanı Ronald Reagan ile silahsızlanma konusunda anlaşma sağlama adımını attı.
ABD’nin agresif tutumuna karşı Afganistan’dan çekilip, Sovyet konvansiyonel güçlerinin tek taraflı olarak azaltılacağı duyuruldu. İki büyük gücün savaşı tüm dünya için büyük bir riskti, Gorbaçov’un aldığı karar savaşı bitiren adım oldu.
Gorbaçov’un Berlin Duvarı'nın yıkılmasındaki tepkisi de klasik bir Sovyet ruhuyla olmadı. Sosyalist ülkeler için ciddi bir gelişme olan bu durumun Almanya'nın iç meselesi olduğunu söyledi.
Silahlanma yarışının önünü kesen anlaşma imzalandı
Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler (Intermediate Nuclear Forces [INF]) Anlaşması 1987 yılında, ABD ve Sovyetler Birliği arasında imzalanan çok önemli bir anlaşmaydı.
Gorbaçov’un attığı en önemli adımlar arasına giren bu anlaşma, dünyanın en güçlü iki ülkesinin nükleer başlıklı ve konvansiyonel balistik ve seyir (kruz) füzelerini ortadan kaldırmalarını öngörmüştü.
Anlaşma, iki ülke arasında sadece nükleer silahlar değil balistik füzeler konusunda da silahlanma yarışının önünde duran bir engel oldu.
Nobel ödülü aldı
Mihail Gorbaçov, Nobel ödülüne layık görülen bir SSCB lideri oldu. Doğu-Batı ilişkilerinde radikal değişikliklere öncülük ettiği için verilen Nobel Barış Ödülü gayretlerinin bir karşılığıydı.
SSCB vatandaşları hamburgerle tanıştı
SSCB'nin batıya ya da daha net bir ifadeyle küresel dünyaya adapte olmasıyla ilgili simge olaylardan biri de Gorbaçov döneminde yaşandı. Dünyaca ünlü bir fast food zincirinin 31 Ocak 1990'da Moskova'da açtığı şubesi o dönem oldukça ses getirmişti.
On binlerce SSCB vatandaşı, batı yemek kültürünün simgelerinden sayılan hamburger, patates kızartması ve kola için kilometrelerce kuyruk oluşturmuştu.
Kimine göre hain kimine göre kahraman oldu
Gorbaçov’un kararları ve reformları komünizm için büyük bir hüsrandı. SSCB’de demokrasi Gorbaçov’un istediği gibi karşılanmadı.
1991 yılının Ağustos ayında askeri bir darbe yapıldı. O sırada Karadeniz’de tatilde olan SSCB’nin son lideri, tutuklandı.
Darbe bastırılsa da Gorbaçov istifa etti.
Sovyetler Birliği ise tüm bu olanların ardından eski düzenini koruyamadı ve yıkıldı. Gorbaçov’un 25 Aralık 1991’de görevi bırakmasıyla SSCB resmen dağıldı.
Mihail Gorbaçov ise kimilerine göre iyi, cesur ve reformist bir lider olarak kimilerine göre de SSCB’nin yıkılmasına neden olan adam olarak tarihte yerini aldı.