Blinken, Almanya'da gerçekleştirilen 59. Münih Güvenlik Konferansı kapsamında düzenlenen "Bütün, özgür ve barış içinde: Ukrayna tahayyülü" başlıklı oturumda konuştu.
Rusya'nın NATO'yu bölebileceğini düşündüğünü kaydeden Blinken, "Ancak tam tersi oldu. Ben 30 yıllık kariyerimde ittifakı bu kadar birlik içinde ve yeni üyelere açık olarak hiç görmedim. Kimse Putin'in yeni saldırganlığı öncesinde bunu düşünemezdi." değerlendirmesini yaptı.
Putin'in kendi ülkesine de zarar verdiğinin altını çizen Blinken, "200 bin Rus, Ukrayna'da hayatını kaybetti. Yaklaşık 1 milyondan fazla Rus, ülkesini bu savaşın bir parçası olmamak, ülkenin gittiği yöne gitmemek için terk etti. Rusya'da iş yapan binden fazla şirket artık yapmıyor çünkü imajlarına gelecek zarar yapacakları işten daha büyük." dedi.
Blinken, toplantının soru cevap kısmında ise Rusya'nın saldırganlığını Avrupa'ya doğru artırma ihtimaline karşı NATO'nun doğu kanadını güçlendirme kararı alındığını söyledi.
"NATO ülkelerini en küçük milimine kadar savunacağız." diyen Blinken, Litvanya'da gerçekleştirilecek bir sonraki NATO zirvesinde doğu ve güney kanadının güçlendirilmesi konularının masaya yatırılacağını ifade etti.
"Çin, Rusya söylemini yaymaya devam ediyor"
NATO'nun Rusya'ya karşı bir oluşum olmadığını belirten Blinken, Rusya'nın adımları karşısında NATO'nun kendini takviye ettiğine işaret ederek, "Vladimir Putin, NATO ittifakının güçlenmesi için dünyadaki herkesten daha çok çalıştı." dedi.
Ukrayna'ya sağlanan silahların, ülkenin elinde bulunan silah sistemlerinden farklı olduğunu ifade eden Blinken, ülkelerin Ukrayna'ya yardımlarının farklı alanlarda olduğunu kaydetti.
Saldırganlık ve savaş yaşandığında tarafsızlık olamayacağını söyleyen Blinken, "Çin, Rusya'ya saldırganlığını devam ettirecek askeri yardımlarını devam ettirmemeli ve Rusya'yı savaşa durdurmaya zorlayacak yaptırımları delmemeli. Çinli mevkidaşlarımıza şunu açıkça söyledik, herhangi bir askeri yardım ve yaptırımları delmek ciddi problemler doğuracaktır. Dikkatli bir şekilde izliyoruz çünkü Çin halen Rus söylemlerini BM'de ve diğer platformlarda yaymaya devam ediyor." değerlendirmesini yaptı.