Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü Babar Baloch, BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen basın toplantısında, Beyrut'ta 4 Ağustos'ta meydana gelen ve şu ana kadar ölü sayısının 171'e ulaştığı "ölümcül" ve "yıkıcı" patlamadan üzüntü duyduklarını dile getirdi.
Patlamada en az 34 mültecinin yaşamını yitirdiği, 7'sinin kayıp olduğu ve 20'si ağır, 124 mültecinin de yaralandığı bilgisini paylaşan Baloch, "Sahadaki ekiplerimiz hala çıkan haberleri doğrulamaya çalışıyor ve Beyrut'un yaklaşık 200 bin kişilik mülteci nüfusu arasındaki ölü sayısının daha da artmasından korkuyoruz. Bu patlama, milliyeti veya statüsü ne olursa olsun herkesi etkiledi" dedi.
Baloch, patlamanın ardından ayrım gözetmeksizin bölgedeki Lübnanlılar, mülteciler ve göçmen işçilere yönelik acil yardımda bulunduklarını, daha çok "barınak" ve "korumaya" ihtiyaç duyanlara odaklandıklarını söyledi.
"Filistinli mültecilerin trajedisi bitmiyor"
Aynı toplantıda konuşan Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu (UNRWA) Sözcüsü Tamara Alrifai ise Lübnan'ın krizlere alışkın bir ülke olduğunu belirtti.
Lübnan'da 12 kampta 200 bine yakın Filistinli mültecinin yaşadığını anımsatan Alrifai, Lübnan'daki en eski mülteci topluluğunu Filistinlilerin oluşturduğunu aktardı.
Buradaki Filistinlilerin trajedilerinin bitmediğini anlatan Alrifai, "Bir bakıma, Lübnan'ın başına gelen her şey, orada yaşayan ancak çok daha savunmasız ve kötü sosyal-ekonomik koşullarda yaşayan Filistinli mültecilerin başına da geliyor." değerlendirmesinde bulundu.